Fehmi KORU
Yeni yıla nasıl girdiniz?
Bir çoğumuz bu defa da yeni yıla PTT tarzında girdi. Pijamamız ve terliğimizle televizyon karşısına kurulduk ve sayısız TV kanallarının yılbaşı gecesi için önceden hazırladığı değişik programları izledik.
Kanal kanal dolaşarak.
Tek kanala mahkum olunan dönemde, devletin kanalında devletin koyduğu bazı kısıtlamaların o geceye mahsus kaldırıldığı geceydi yılbaşı gecesi. 364 gün hemen her gece TRT’de eğlence programı bulunduğu ve her zevke hitap eden sanatçıların o programlarda arz-ı endam ettiği halde ekran almasına izin verilmeyen bir ismi yalnızca yılbaşı gecesi görerek dinleyebilirdi Türk izleyicisi…
Orhan Gencebay’ı…
Müslüm Gürses’i o gece bile dinleyemezdik.
Söyledikleri şarkılar ’arabesk’ sayıldığı ve ‘arabesk’ de devletin kabul ettiği şarkı formları arasında bulunmadığı için TRT’ye çıkmaları yasaktı bu sanatçıların…
Tabii bir de yeni yıla girilen dakikalarda, âdettendi; TRT, ekranlarına, bir dansözü konuk ederdi. Herhalde devletimiz yeni yıla hepimizin göbek ata ata girmemizi uygun gördüğü için…
Yasaklı sanatçılar, yasaklı müzik türleri olan bir ülkeydik tek kanallı televizyon bulunan dönemlerde.
Eğlenmek yerine film ve siyasi tartışma
Dün gece kanallar arasında dolaşırken yeni yıla eğlenerek girilmesini hoş görmeyen anlayışın bazılarına hakim olduğunu fark etmemek mümkün değildi. Eğlenmek yerine film veya dizi izlenmesini, hatta siyasi konuların tartışılmasını daha uygun gören kanallar vardı.
Ülkemizde bazı yerlerde, yılbaşında eğlenenlere inat, ‘Mekke’nin fethi’ konulu programlar da düzenlendi.
Yılın bitişi ve yenisinin başlaması ile Hz. İsa’nın doğduğu varsayılan günün birbirine yakın olmasının getirdiği kafa karışıklığı hala devam ediyor. Hz. İsa yıl sonuna doğru (25 Aralık) değil de yılın herhangi bir başka günü doğmuş olsaydı -veya öyle olduğu kabul edilseydi- herhalde yaşanmayacak bu kafa karışıklığına bizler daha uzun yıllar mahkum olacağa benziyoruz.
Hıristiyanlar dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de, kendileri için önemli o günün (25 Aralık) gecesini, kiliselere akın ederek geçirmeyi yeğlemekteler.
[Ortodoks mezhebine mensup Hıristiyanlar Hz. İsa’nın 25 Aralık’ta değil ondan 10 gün sonra -6 Ocak günü- doğduğuna inanır ve dünyanın her tarafındaki Ortodoks Hıristiyanlar gibi bizim ülkemizdekiler de o geceyi ibadetle geçirirler.]
Bu kafa karışıklığı yalnız bizde yok, bir başka ülkede de benzer bir çekingenlik yaşanıyor.
İsrail’de…
Avrupa’dan, ABD’den ve özellikle de son 20 yıl içerisinde Rusya’dan İsrail’e göç etmiş Museviler, daha önce yaşadıkları ülkelerde benimsedikleri yeni yıla giriş eğlenceleri ile birlikte diğer uygulamalarını (onlar buna ‘Novy God’ diyorlar) yeni ülkelerinde de sürdürme eğilimindeler.
Onların topluca yaşadıkları mahallelerde sözgelimi çam ağacı süslemelerine rastlanabiliyor.
Buna karşılık, özellikle İsrail’de en ciddi grubu teşkil eden Orta Avrupa kökenli Museviler ise, yine daha önce yaşadıkları ülkelerde, yılbaşını aşırı alkol alarak kutlayan çoğunluğun kendilerine reva gördüğü kanlı toplu kıyımların (pogromlar) acılarını hatırlattığı için buna karşılar.
Her yılın sonuna doğru bu konu müthiş tartışmalara sebep oluyor İsrail’de…
Dün ve bugün bir çok ülkede futbola ara verildi, takımların yılbaşı dinlemeden sahaya çıktığı nadir ülkeler arasında İsrail dikkat çekiyor.
Kafa karışıklığı yüzünden olan
Aslında hemen herkes yılın son günü olan dün ile yeni yılın ilk günü olan bugün arasında hiçbir fark bulunmadığını biliyor. Sonuçta, takvimler insanlar önlerini görebilsinler, işlerini daha iyi planlayabilsinler diye yaşadığımız günleri haftalara, aylara ve yıllara bölüyor; 365 günde bir, takvimin bir yılı bu yüzden yerini yenisine bırakıyor.
İnsanlar da ömürlerinden bir yılın daha geride kalmasının kendileri için ne anlama geldiğinin bu sayede muhasebesini yapabiliyor.
Hepsi bu.
Bir de tabii, bizde de olduğu gibi, yılın ilk günü pek çok ülkede tatil; bu da, meşgaleler yüzünden kolayca bir araya gelemeyen aile fertlerinin yılbaşı gecesi buluşması için bir fırsat sağlıyor.
Ah o kafa karışıklığı yok mu, o kafa karışıklığı, onun yüzünden bazı insanlarımız yılda bir kez ele geçen o fırsatta ne yapacağını bilemiyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025