Fehmi KORU
Kızan çıksa da soracağım: Ortak noktada buluşmak için ilk izlenim olarak illâ tam tersi görüntü vermek mi gerekiyor?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın içinde ‘kuşatma’ sözcüğü geçen Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu konuşmasında yaptığı tespitleri, Danıştay’ın yeni hizmet binasının açılışında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan ondan da ileri olumlu sözlerle cevapladı.
İki konuşma arasındaki 48 saatte yazılıp çizilenlere baktığınızda yargıyla yürütme arasında ciddi bir kavga olduğunu sanırdınız. O 48 saat içerisinde söylenilenler kayıtlara ‘kavga’ veya‘savaş’ olarak geçti.
Ne demişti Haşim Kılıç? Şunu: “Dün yargının siyaseti kuşatma çabalarına karşı çıktığımız gibi, bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz...”
Cümlede açıkça yer alan ‘yargının siyaseti kuşatma altına alma çabaları’nın ikrarı görmezden gelinip konuşmada siyaset kurumunun eleştirildiği sonucu çıkarıldı... Sonrasında neler söylendiğini tekrarlamaya gerek yok...
Gözden kaçırılan bir başka tespiti daha vardı Anayasa Mahkemesi Başkanının:”Yargının hesabını veremediği sınır tanımaz uygulamaları var. Mesleki eğitimi yetersiz, evrensel değerler konusunda soğuk yargıçlar uygulama sürecinde tarafsız davranamıyorlar. Bunun sonucu olarak yargıya güvenilmiyor; bu noktada siyaset devreye giriyor, anayasa ve yasalarda değişiklik yapıp yargının yorum alanını daraltıyor...”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ne dediği de bundan farklı değil. Okuyalım: “Güçler ayrılığı, üzerinde en hassasiyetle durduğumuz prensiptir. Bu ilkesel bir duruş olduğu kadar, yaşanan olumsuz tecrübelerin ortaya koyduğu büyük bir ihtiyaç ve gerekli bir duruştur da. Yürütme, yargı ve yasama hiçbiri diğerini tahakkümü altına almaya, kuşatmaya veya onun yerine geçmeye çalışmadan, kimse kimseye üstünlük taslamadan, sadece kendi işini en iyi şekilde yapmanın peşinde olmalıdır. (..) Zira demokrasinin gereği budur.”
Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan olumsuzluklardan dersler çıkarmış bir siyaset adamının sözleri bunlar. Bizzat yaşadıklarını şöyle özetliyor Başbakan Erdoğan: “Erkler arasındaki ilişkinin sağlıksız şekilde kurulmasının, zaman zaman çekişme ve çatışma görüntüsü verilmesinin ülkeye ne büyük zararlar yüklediğini gördük, yaşadık. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesinin de, yargıyı siyasalaştırmaya dönük siyasal müdahalelerin de olumsuz sonuçlarını yaşadık...”
İşte bu kadar. Yüksek yargının en önemli kurumu Anayasa Mahkemesinin başkanı Haşim Kılıç ile yürütmenin başı olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘erkler arası ilişki’ konulu değerlendirmelerini, ilişkinin bundan böyle sağlıklı bir zeminde yürüyeceğinin müjdesi olarak alabiliriz.
Erklerin çatışması, yargının siyaseti siyasetin yargıyı kuşatma altına alma çabaları yalnızca siyasileri ve yargı mensuplarını olumsuz etkilemekle kalmadı; zaman zaman başka odaklar da tarafları etkilemek üzere devreye girdiler. Ülkenin krizden krize sürüklenmesinin ardında her dönemde depreşen bu tür çekişmeler yatmıyor mu?
Cumhurbaşkanı seçimi (2007) öncesi ve sonrasında yaşananları herhalde unutmuş olamayız: 367 kararı... Erken seçim... Referandum... Ak Parti’yi kapatma davası... Kısa süreye ne çok kriz sığdırıldı.
Karşılıklı mesajlar o tür zorlamaların bir daha yaşanmayacağına işaret ediyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025