Fehmi KORU
Başbakan Tayyip Erdoğan son yurtdışı seyahatinden ilginç bir mesajla döndü. 28 Şubat (1997) sürecinin yargı tarafından soruşturulma biçiminden rahatsızmış... “1., 2., 3. dalgalar falan... Bunlar toplumun huzurunu kaçırıyor... Dalgalardan ülke boğulur...” demiş ve eklemiş: “Bu iş bence uzatılmamalı...”
Şaşırtıcı bir çıkış bu; özellikle de Başbakan Erdoğan’dan geldiği için şaşırtıcı...
‘Ergenekon’ ile ilintili, darbe girişimlerini soruşturan davaların hazırlık safhasıyla 28 Şubat sürecinin yargı tarafından ele alınışı arasında ‘biçim’ açısından bir fark var, ancak bu fark endişe uyandıracak türden değil; besbelli her dalga bir sonrakini gerektiriyor...
12 Eylül (1980) askeri müdahalesini yargı önüne taşımak, demokrasiyi kesintiye uğratanlardan hesap sorulmasını sağlamak Ak Parti’nin yıpratıcı bir muhalefeti göze alarak giriştiği anayasa değişikliği sayesinde mümkün olabildi.
‘Post-modern darbe’ adını darbecilerin uygun gördüğü müdahale ise henüz zihinlerde taptaze... ‘Post-modern’ sıfatı, müdahalenin bildik darbelerden farklı olduğunun ifadesi; çok daha karmaşık, ilişkileri ortaya çıkarmak için titizlik gösterilmesi gereken bir süreçtir 28 Şubat...
Bülent Arınç’a karşı suikast girişimini soruştururken girilen Genelkurmay Başkanlığı’ndaki ‘Kozmik Oda’dan elde edilmiş bilgilerin yol göstericiliğinde yürütüldüğü anlaşılıyor dalgaların; bugüne kadar gerçekleşen her dalgada sürecin bir gizli katmanının daha açıklığa kavuşturulduğu da...
Süreci Ankara’da ve yakından izlemiş olanların bile bilmediği bazı kritik isimlerden başlatılarak daha ön plandaki sorumlulara kadar gelinmesi, soruşturmayı yürütenlerin doğru yolda olduğunu düşündürüyor...
Eğer sorun tutuklu yargılamalar ve davanın uzun sürebileceği endişesiyse, o konuda görev esasen siyasilere düşüyor...
Konuya bazıları bir dönemin rövanşını alma açısından bakıyor olabilir. Bazıları uğradıkları mağduriyetleri bunu kendilerine reva görenlere ödetme hissiyatıyla sürece sahip çıkabilir. Ya da gözaltına alınanlar, hatta tutuklananlar arasında kendileri de ‘mağduriyet’ yaşamış, bütün suçu ‘emirlere uymak’tan ibaret görevliler de bulunabilir. Sürecin başlangıç noktasının anayasada yeri bulunan Milli Güvenlik Kurulu’nun bir toplantısı olması da sorun teşkil edebilir.
Herhalde bu konularda hassasiyet gösterilmesi açısından yargı mensuplarına güvenmek gerekiyor.
Başbakan Erdoğan’ın rahatsızlığını ifade eden son açıklaması tam da bu noktada olumsuz etkiler yapabilir: Yargı mensupları titizliğin azamisini gösterdikleri ve soğanın zarlarını teker teker açarak cücüğe varmaya çalıştıkları halde çabalarının ülkeyi boğacak yanlışlıkta bulunmasından duydukları rahatsızlığı görevlerine yansıtabilirler.
Ak Parti liderinin herhalde en son arzu edeceği şey, 28 Şubat’ın yargılanması sürecinin daha ilk merhalesinde sakatlanmasıdır. Günümüze en yakın tarihte gerçekleşmiş demokrasiye müdahalenin doğru dürüst yargılanamaması, Silivri’de görülen davaları da, eski darbelerle ilgili açılmış hukuki soruşturmaları da olumsuz etkileyebilir.
MetroPoll’ün son araştırmasında halkın yüzde 80’i her türlü askeri müdahaleye karşı tavır alırken, yüzde 70’lik bir kesim darbecilerin yargılanmasını tasvip ediyor...
Tayyip Erdoğan bunları bilmez mi? Bilir elbette. Acaba söylemek istediği, bir an önce sadede gelinmesi midir?
Sadede, yani sürecin esas mimarlarına...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025