Fehmi KORU
Ertuğrul Özkök, sağolsun, “Külliye’ye giden önemli CHP’li” konusunu ele aldığı yazısında yine bana dokundurmuş.
“Güzel ülkem çok gizli kaynak gördü, ama Türkiye olalı Talat gibi böyle bir ‘kaynak’ görmedi…
“Kimdir bu ‘süper kaynak Talat…’
“Bir zamanların Fehmi Abi’si olsa şak diye anında bulurdu.
“Derdi ki…
“Bu olaydan kim yarar sağladı ise odur.”
Aynı gün, onun yazısını okumadan önce yazdığım yazıda, beklediğini yapmış olduğumu sanıyorum.
Türkiye şu sıralarda bu son yaşadığımız türden ‘kumpas’ ürünlerine çok açık bir halde.
[Ben Türkiye diyorum, ama konu global. Dünyanın pek çok ülkesinin siyasi hayatlarında en sık kullanılan sözcüklerin başında bizdeki ‘komplo’ veya ‘kumpas’ sözcüklerinin o ülkelerin dillerindeki karşılığı geliyor. Evet, Amerika’da Trump’ın ağzından da o sözcük düşmüyor. En son, İsrail’de Netanyahu, siyasi rakiplerinin kendisine ‘komplolar’ yaptığını söyledi. Trump ve Netanyahu’nun ikinci en çok kullandıkları sözcük de ‘darbe’. Muarızlarının kendilerine ‘siyasi darbe’ yapmaya kalkıştıklarını söylüyor bu ikili.]
En fazla şaştığım, yakın geçmişte birkaç kez ciddi kumpaslara sahne olmuş olan CHP’nin bu defa da tuzağa düşmesi. Bir önceki genel başkanları Deniz Baykal’ın koltuğunu kaybetmesiyle sonuçlanan kumpası hatırlayın. Şimdiki olay da, başından sonuna kadar, kimlikleri henüz keşfedilmemiş kumpasçıların yazdığı senaryo istikametinde gelişti ve öyle de devam ediyor.
Kumpasçıların senaryosunda yer alan kişilerin hepsi o senaryoda yazılı rollerini oynadı şimdiye kadar.
Senaryoyu açıklıyorum
Herhangi bir gazetede veya internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinden birinde yayımlansa pek az ses çıkaracak bir haber CHP’li kitlelerin itibar ettiği Sözcü gazetesi kullanılarak büyük bir gürültüye dönüştürüldü.
Haberin bütün unsurları bir çırpıda verilseydi, pek çok kişi “Hadi canım, öyle şey olmaz, yalan haber işte” tepkisini verebilirdi; ama öyle olmadı. Önce “CHP’li önemli bir kişi” diye anılan biri sunuldu. Böylece “Kim olabilir?” merakı uyandırılmış oldu.
Ertesi gün, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yine CHP’li kesimin en çok izlediği bir sabah programında kamuoyu önüne çıktı ve orada “Külliye’ye giden CHP’liler oldu, ben onlardan haberdarım” demek isterken, sanki habere konu edilen ‘CHP’den önemli kişi’nin kim olduğunu biliyormuşcasına bir hava oluştu ve o da bunu bozmadı, bozamadı.
Aynı gün Külliye’den ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan meydan okuyucu yalanlamalar geldi.
Ertesi gün ilk haberi yazan yaşlı gazeteci “Gazeteci kendisine emanet edilen bilgiyi açıklamaz” tavrından vazgeçti ve haberinde sözünü ettiği CHP’li kişinin Muharrem İnce olduğunu açıkladı. CHP’li İnce de derhal “Külliyen yalan” diye ortaya atıldı ve bu yalanı yaşlı gazeteciye verenin adının açıklanmasında ısrarcı oldu.
Yaşlı gazeteci bu defa “Gazeteci kaynağını açıklamaz” iddiasından da vazgeçerek kendisine yalan olduğu ortaya çıkan haberi veren kişinin internet medyası sahibi gazeteci Talat Atilla olduğunu faş ediverdi.
Üç gün üst üste ve her gün yeni bir unsuruyla karşılaşarak haberi tartışıp durduk.
CHP ekseninde…
Oysa, ilk günkü haberde ismi verilmeden Talat Atilla’nın “Külliye’ye yakın biri” olduğu yazılıydı. Talat Atilla’nın AK Parti’ye ve doğal olarak Külliye’ye yakın biri olmadığı ortaya çıktı.
Yine ilk gün ona bilgiyi veren kişinin “Külliye’den biri” olduğu ileri sürülmüşken, ismi faş olan Talat Atilla, “Bana o bilgiyi CHP’den biri verdi” demesin mi?
Görüyorsunuz, senaristler bütün ayrıntıları düşünmüşler, hatta gönüllü ve gönülsüz rol üstlenenlerin neleri ne zaman söyleyeceklerini bile öngörebilmişler. Diyaloglar onların yazdığı biçimde ve öngördükleri zamanlamayla herkesin önünde sahnede okunmuş oldu.
Merak gıdıklayan entrika dolu bir polisiye veya siyasi roman okur veya onlardan yapılmış bir film/dizi izler gibi büyük keyif alıyorum; ancak yine de CHP’lilerin bu kadar kolay kumpaslara düşmesini anlamakta zorlanıyorum.
CHP’lilerin sormadığı soruları soruyorum
Acaba CHP lideri ilk gün Sözcü’de çıkan haber üzerine kendisine “Mutlaka canlı yayına çıkın” aklını veren/ler/i hatırlıyor mudur? Çıktığı programı da aynı kişi/ler kendisine tavsiye etmiş olabilir mi? Her şey olup bittikten sonra, o programda kendisine, “Külliye’ye çıkan CHP’liyi biliyor musunuz” sorusunun sorulmasını da aynı kişilerin program sunucusuna tembih edip etmediklerini araştırmış mıdır Kemal Kılıçdaroğlu?
Bence bu tür sorular CHP’nin aklına gelmiyor…
Tıpkı, kendisine “Abi elimde bomba gibi bir haber var, yüzde yüz doğru bir haber, yaz, bomba gibi patlayacağını göreceksin” diyen gazeteciye, “Kardeşim sen de gazetecisin, sitelerinde köşelerin var, neden kendin yazmıyorsun?” sorusunu sormayı düşünemeyen çok itibar ettikleri gazetenin yaşlı başyazarı gibi CHP’liler…
Ertuğrul Özkök bu olayın CHP’nin içini karıştırmayı amaçlayan bir kumpas olduğu kanaatinde.
Yazısının en doğru bölümü bunu açıkladığı satırlar…
[Ertuğrul Özkök, Hürriyet’in başına, Rahmi Turan’ın çok kısa sürmüş genel yayın yönetmenliği sonrasında gelmişti. Rahmi Bey kendisinin selefidir.]
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025