Fehmi KORU
Bugün yazıyı fazla uzatmayacağım. Ele alacağım konunun öyle uzun uzadıya çekiştirilmesi gereken bir tarafı bulunmuyor.
Konu: Kızılay ve Ensar Vakfı…
Geçtiğimiz haftaya damga vuran tartışma sırasında, bir şirketin aslında Ensar Vakfı’na ödemek istediği yüklü bir meblağ için Kızılay’ın aracı olarak kullanıldığını öğrendik. Ensar Vakfı ABD’de inşa edilen bir öğrenci yurdunun kurucu ortağıymış ve şirketin 8 milyon dolarlık yardımı o projede kullanılacakmış… Kızılay sadece aracılık yapmış… “Neden böyle bir yol tercih edildi?” diye sorulunca, Kızılay’ın başkanı, “Vergi kaçırmak için değil, vergiden kaçınmak için” cevabını vermiş…
Olay bu.
Bu arada dikkatler üzerinde odaklanınca Kızılay‘ın kurum olarak iç işleyişindeki bazı yanlışlıklar da gündeme taşındı.
Ne yönden bakarsanız üzerine titrenmesi gereken markalar için hoş kaçmayan bir tartışma konuları bunlar.
Tartışmayı sürdürenler Kızılay markası üzerinde duruyor ve kurumun itibarının zedelendiğini ileri sürüyorlar…
Haklılar.
Kızılay ülkemiz için çok önemli bir kurum. Yıllar ve yıllar boyu, 1868’den beri, en tasalı günlerimizde onun varlığını hep hissettik; özellikle doğal afetlerde zor duruma düşmüş insanlarımız için sıcacık çorba, evsiz-barksız kalanlar için çadır, hastalar için kan sağladı Kızılay.
Onun varlığı bizler için yalnız bir güven değil, aynı zamanda övünç kaynağıydı da…
Üzerine titrenmesi gereken Kızılay’ın son bir hafta içerisinde çoğunun haklı olduğu anlaşılan farklı farklı eleştirilere maruz kalması hiç de hoş kaçmadı.
Ancak imajı yıpranan tek marka Kızılay değil; Ensar Vakfı da bu yeni eleştirilerden darbe alıyor.
Oysa Ensar Vakfı da üzerine titrenmesi gereken kurumlardan biri.
Kurucusu ve vefatına kadar yöneticiliğini yapmış olan Ahmet Şişman dostumdu. Bir grup arkadaşıyla birlikte İmam Hatip camiasının çatı örgütü haline gelmesi umuduyla oluşturmuştu Ensar Vakfı’nı ve gecesini-gündüzüne katarak, kendi işlerini aksatma pahasına, başarısı için çabalamıştı.
Önce, cinsel içerikli bir olayda ismi geçti vakfın ve o günlerde “İyi ki Ahmet Şişman’ın bu eleştirilere tanık olması gerekmedi” diye düşündüm.
Maalesef o süreç vakıf tarafından iyi yönetilemedi; üzerinde iz kaldı.
Şimdi de hayırlı bir iş için kullanılacak yardımı hiç gereği yokken Kızılay’ı araya sokarak teslim alan kurum olarak hedef halinde.
Vakıf adına yapılan açıklamada işlemin hukuk ve etik açısından herhangi bir mahzuru olmadığı vurgulanıyor.
Öyle bile olsa, kamuoyunda tartışılabilecek ve itibar yıpranmasına yol açabilecek bir konuya taraf haline gelmek doğru değil.
Bir zamanlar dillerden düşmeyen “Kemâlât kem âlât ile olmaz” diye bir söz vardı; iyi ve güzel olanın gerçekleşmesinin yolunun da iyi ve güzel olması gerektiğini hatırlatıyordu o söz.
Ortaya çıkacak eser hayırlı ve yararlı olacak diye onu sağlayan imkanların ve yöntemlerin tartışmalı şeyler olması gerekmez.
Tam tersine.
Sadece kendi çevresinin anlayışına sığınarak olaylara yaklaşmakla yetinmek yerine, bütün ülkeyi kendi çevresi olarak gören ve kendi yakın çevresi dışından gelen eleştirilere de kulak veren bir hassasiyet yakışır ‘Ensar’ adını taşıyan bir kuruma.
Daha hassas olunması beklenirdi, hala da bekleniyor.
Kızılay gibi, Ensar Vakfı gibi değerlerin kıymetlerini kaybetmesine sebep olmaktan kaçınmak şart.
Hassasiyetler mi yitiriliyor yoksa?
Benim diyeceklerim bu kadar.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025