Fehmi KORU
Sizin de kulağınıza geliyor mu, bilmem, ama savaş tamtamları hafiften çalınmaya başladı. Keşif için uçarken kaybolan askeri uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünün anlaşılmasıyla ortaya çıkan tepkisel tabloya bakıldığında savaşa bir adım kaldığı hissine kapılmamak elde değil...
Yakında‘’Artar cihatla şanımız’’marşlarının ortalığı kaplamasını da bekleyebiliriz.
Umarım, bu konuda kanaatleri önem taşıyan, karar verme mevkiinde bulunanlar, tamtam meraklılarından daha sağduyuludur. Şu aşamada güvenebileceğimiz bir tek onların sağduyusu kaldı çünkü.
Güneydeki komşularımızın hemen hepsiyle ciddi sorunlar yaşıyoruz: Irak’ta iyi geçinme derdi bulunmayan bir hükümet işbaşında... Kendi halkının özgürlük taleplerine ateş açarak cevap veriyor Suriye’deki yönetim...‘’Biraz makul davransanız’’taleplerine sinirlenen İran’dan hasmane açıklamalar geliyor...
Kısa süre öncesine kadar hepsiyle samimiyet-ötesi ilişkilerimiz bulunan ülkeler bunlar... Çoğunlukla bizden kaynaklanmayan sebeplerle herbiriyle kavgalı hale geliverdik.
Tek bir kıvılcım yeterli; uluslararası arenada komşuların kavgası kolayca savaşa dönüşebiliyor...
Alman ordusunun birbiri ardına yenilgiler tatmaya başladığı bir ortamda İstanbul’a sığınan -sonradan Yavuz ve Midilli adlarını alacak- Goeben ve Braslau adlı iki geminin göndere bayrağımızı çekip mürettebatına fes taktırarak Karadeniz’e çıkması sonrasında Birinci Dünya Savaşı’na oldu-bittiyle girdiğimizi unutmayalım.
Uçağımızı düşüren komşumuz Suriye’ye şiddetle haddini bildirmeye kalkarsak yeni dostlarımızdan hiçbir itiraz gelmeyecektir.
Yeni dostlarımız Türkiye’nin komşularıyla‘sıfır sorun’politikasından pek mutlu değillerdi; o politikanın coğrafyamızda sürdürülebilir bir yaklaşım olmadığı iddiasındaydılar. Şartlar değişti, sorunlar avdet etti, onlar açısından haklı olduklarını hatırlatma zamanı şimdi. Sırtımızı sıvazlıyor, cesaretlendiriyorlarsa beklentileri olduğu için... Beklentilerinin ne olduğu ise belli.
Türkiye son on yılın büyük bir bölümünde bize benzeyen insanların yaşadığı ülkelerde sevgi ve itibar kazandı.‘Örnek’veya‘model’ gibi kavramlarla ifade edilen bir konuma kavuştuğumuz bir gerçek. Bunu tek kurşun sıkmadan, ülkeleri tehdit etmeden, kimseye haksızlık yapmadan sağladı Türkiye...
Acaba yeni dostlarımız bundan mutluluk mu duydular? Sanmıyorum. Türkiye’nin hem yönetimler hem de halklar tarafından ilgi ve saygı gören bir ülke olmasını sağlayan tavrını değiştirmesini getiren gelişmeler‘yeni dostlarımız’dediğim bazı Batılı ülkelerin zorlamasıyla yaşandı.
Libya’ya askeri müdahaleye direnmekten vazgeçmemizle birlikte... Sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Önce yönetimler Türkiye’ye karşı kuşku duymaya başladı, sonra da sokaklar... Genelleme yanlış olsa da dikkat talep etmek için yazacağım: Coğrafyamızda yer alan ülkelerin yönetimleri de halkları da bugün ülkemize dünden daha farklı bakıyorlar. Kuşkuyla ve biraz da korkuyla...
Giderek sevildiği ve beğenildiği için değil, korkulduğu için ilişki kurulan bir ülke haline dönüşebiliriz.
Allah korusun...
Uçağımızın düşmesi Suriye’ye ve oradan da bütün dünyaya‘maço’bir görüntü vereceğimiz bir tutum benimsememizi de doğurabilir; yeniden sevgiyle, beğenilerek örnek alınan bir ülke görüntüsü kazanmamızı da getirebilir.
Fırsat bu; keşke iyi değerlendirebilsek...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025