Halil BERKTAY
[1 Ocak 2017] Yeni yıla yeni bir felâketle girdik. Üç boyutu var. (i) Bizatihî katliamın kendisi (40’a yakın ölü, 70 kadar yaralı). Norveçli faşist Breivik’e taş çıkartan bir vahşet. (ii) İnanılmaz bir güvenlik boşluğu. (iii) En vahimi, ideolojik ihmal. Öyle bir ihmal ki, çok-kültürlülük umudunu yok ediyor. Farklı inanç ve yaşam tarzı tercihlerine sahip insanların bu ülkede bir arada yaşama şansı diye bir şey bırakmıyor.
PKK Dolmabahçe (Vodafone Arena) saldırısını düzenledi. Beşiktaş maçında görevli çok sayıda polisin, “Beleş Tepe” denen mevkide, hem de çok şeritli bir ana arter üzerinden genel trafiğe açık, tümüyle korunaksız bir noktada otobüslerine bindirilmek istenmesi tam bir gafletti. Çok pahalıya mal oldu.
Hemen ardından gene PKK bu sefer Kayseri saldırısını düzenledi. Bombalı araç gelip komando tugayının nizamiyesinde durdu. Nöbetçiler farketti; gelip orada ne aradığını sordu. İntihar bombacısı, orada askerlik yapan bir arkadaşının çıkmasını beklediğini söyledi. Hiç üstelemediler. Kendileri de aracı ve çoförün üzerini aramadılar, herhangi bir terörle mücadele birimine de haber vermediler. Bu da, artık gaflet ötesi bir gafletti. Bir kere daha, çok pahalıya mal oldu.
Kim veya kimden olduğu, neye hizmet ettiği hâlâ tam anlaşılamamış bir polis (üstelik çevik kuvvet) memuru, Rusya’nın Ankara büyükelçisi Andrey Karlov’u herkesin gözü önünde vurup öldürdü. Halep yüzünden Rusya’yı protesto gösterileri bir haftadır tıırmanırken, Karlov’un -- ve sadece Karlov’un değil, birkaç büyükelçinin daha -- katılacağı kamuya açık bir sergi açılışı için, İçişleri Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin hiçbir özel koruma önlemi almamış olduğu ortaya çıktı. Katil elini kolunu sallayarak çıkageldi; silâhı güvenlik aracına takılınca polis kimlik kartını gösterdi... ve girişte kimse ona niye geldiğini, orada ne aradığını, görevli olup olmadığını, görevli değilse neden üzerinde silâh taşıdığını sormadı. Kimse, salonda görevli polislerin listesinde ismini aramadı, çünkü böyle bir liste yoktu ortada. Geçti, kürsünün arkasında yerini aldı; son anda bile kimse neden orada dikiliyorsun diye de sormadı. Gafletin karesi veya üçüncü, dördüncü üssü mü diyelim? Bu sefer uluslararası ilişkilerde siyasî bedeli çok ağır oldu.
Her yılbaşı yaklaşırken, İslâmî kesimin marjlarından bazı aşırı fanatik sesler yükselir, Noel ve yeni yıl kutlamalarına karşı. Burası Müslüman ülkesidir, öyleyse böyle İslâmiyet dışı âdetlere yer olmamalı... demeye getirilir. Farklı yaşam ve inanış tercihlerine sahip insanların kendi hayatlarını sürdürme ve kimseye zarar vermeksizin diledikleri gibi eğlenme ihtiyaçları gözetilmez. Bu özgürlük bir şekilde yokedilmek istenir. Ne gariptir; Kemalist modernizmin yukarıdan aşağı tektipçiliğinden çok çekmiş insanlardan bazıları, başka tür bir tektipçiliği dayatma arzusuyla sahneye çıkar.
Bu sefer de öyle oldu. Sosyal medyada uçuşan mesajların belki en yasakçısını, Cübbeli Ahmet Hoca diye (medyanın neden bu kadar değer verdiği ve lânse ettiğini bir türlü anlayamadığım) bir tuhaf zat tweet’ledi. MEB bünyesinde (meselâ Şişli ilçe müdürü gibi) bölgesindeki okullarda yılbaşı kutlamalarını resmen yasaklayanlar çıktı.
Şu veya bu ölçüde bir rüzgâr estirildi -- ve üzerine Reina katliamı geldi. Yılbaşı gecesinde polis İstiklâl Caddesi için çok yoğun önlem aldı. “44 kontrol noktası” ihdas edildi; trafik akışı çok sıkı denetlendi. İyi de, İstanbul’un laik orta sınıflar (ve özellikle gençleri) nezdinde muteber, alkollü, danslı (gâvur işi!?) eğlence semtleri İstiklâl’den mi ibaret? Ortaköy böyle büyük bir alan. Sırf Reina değil; Nomads, Sortie ve başka benzer mekânlar da orada. Ve bütün bir semt için hiçbir özel önlem yok, anladığım kadarıyla. İçeride en az 700 kişi; dışarıda, tek bir polis dikiliyor Reina’nın kapısında. O da gencecik, 21 yaşında, sıradan bir polis memuru. Hiçbir özel eğitimi ve talimatı yok, böyle bir saldırıyla başetmek için. Katil geliyor, oracıkta vurup öldürüyor zavallıyı. Ve sonra içeri dalıp, taramaya başlıyor ortalığı. Müthiş bir kan banyosu. Paris’teki Bataclan katliamının neredeyse tıpkısının aynısı. Kimse mi oradan ders çıkarmamış? Tersine; o kadar boş verilmiş, o kadar boş verilmiş ki, cani herangi bir mukabele görmeksizin ve müsademeye girmeksizin kaçıp gidiyor.
Peki, bu gaflet nasıl açıklanabilir?
Yukarıda, başlık resmi yerine koyduğum tweet’e iyi bakın. Şahsın sadece ismini çıkardık (bizde mahfuz). Sonuçtan çok memnun. “Eğleniyor muyuz gençler” diye alay bile ediyor. Yılbaşını kutlayanların “gebermeyi hak ettiği”ni söylüyor.
Üst düzey yetkililerin olayla ilgili demeçlerine bakıyorum. Şu ana kadar, hepsi Türkiye’yi saran terör çemberi üzerinde duruyor. Ama (henüz) bir teki bile, bu saldırının ardındaki temel fikir hakkında, verdiği mesaj hakkında, nitekim sosyal medyada pekâlâ anlaşılan ve yukarıdaki benzer birçok tweet’te de alkışlanan menfur mesaj hakkında, dinî hoşgörüsüzlük ve tektip tahakküm mesajı hakkında, eleştirel, kınayıcı, mahkûm edici tek bir şey söylemiyor.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024