Hasan CEMAL
Ben de bir zamanlar ‘Baasçı’ydım!
Baasçılığın da, Osmanlı’da Enver’in bıyığından Kemalistlerin ya da bugünlerin ‘kalpağı’na kadar uzanan İttihatçılık gibi bir hayalet olduğunu hayatın içinde öğrenecektim. İttihatçı dedem Cemal Paşa’nın ruhu beni uzun yıllar rahatsız etmişti. O yıllarda ‘cahil halk’a demokrasiyi çok görmüş, askerle bir olup darbe yapmanın gönüllü tezgahtarlığına soyunmuştum.
Ben de ‘Baasçı’ydım bir zamanlar. Bilmiyordum ama öyleydim.
Baasçılığın da, Osmanlı’da Enver’in bıyığından Kemalistlerin ya da bugünlerin ‘kalpağı’na kadar uzanan İttihatçılık gibi bir hayalet olduğunu hayatın içinde öğrenecektim.
İttihatçı dedem Cemal Paşa’nın ruhu beni uzun yıllar rahatsız etmişti.
O yıllarda ‘cahil halk’a demokrasiyi çok görür, askerle bir olup darbe yapmanın gönüllü tezgahtarlığına soyunur ve çok partili rejime ‘asker freni’ni savunurdum.
Yıllarım böyle geçti.
İttihatçılık güçlü bir damardır.
Osmanlı’dan başlayıp Cumhuriyet’in kuruluşundan bugünlere kadar uzanan dirençli bir devamlılığa sahiptir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda padişah deviren Enver-Talât-Cemal üçlüsü Arap ülkelerine de esin kaynağı olmuştur.
Mısır’da Cemal Abdülnasır’ın Cemal’i, Enver Sedat’ın Enver’i ve kral deviren Arap milliyetçisi Nasır hareketi de bizim İttihatçılık’tan esinlenmiştir.
Irak’ta Saddam’ın, Suriye’de Esad’ın bugünlere kadar uzanan zalim darbe düzenleri, yani Baasçılığı da özünde İttihatçılık’tır.
Irak’ta Saddam’ın Baasçılığı örneğin Kürtlere zulmetmiştir. Bizim Ankara’daki Baasçılar da, -İttihatçılar, Kemalistler de diyebilirsiniz onlara- bir yandan bizim Kürtleri yok sayarken, Saddam’la bir olup onları ezmenin yollarında yürümekten hoşlanmışlardır.
Hatta bizim Baasçılar, Saddam’ın son döneminde bile hâlâ bir konjonktür değişikliği hayal edip,Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Bağdat’la birlikte nasıl ezilebileceğine dair düşünce egzersizleri yapmışlardır Ankara’da, devletin kuytuluklarında...
Bizim Baasçılar, Miloşeviç’i de sevmişlerdi. Miloşeviç, Bosna’da Müslümanları katlederken, Mladiç’ler, Karadziç’ler Sreprenizsa’da soykırım suçu işlerken bazı siyasetçileri, diplomatları, hatta gazetecileriyle Belgrad’ın yollarında arada bir arzı endam eylemişlerdi.
Gerekçeleri de pek güzeldi:
Aliya İzzetbegoviç Bosna’ya ‘Suudi parası’yla İslami düzen getirmeye hazırlanıyordu.
Miloşeviç’e karşı Müslüman Boşnakların safında İslam dünyasından simsiyah sakallarıyla ‘İslamcı mücahitler’in savaştıkları ne kadar doğruysa, 1992’de, 1995’te savaş zamanı Saraybosna’da tanıdığım İzzetbegoviç’in ülkesine İslami düzen getireceği o kadar palavraydı.
Bizim Baasçılar, Arap baharı’na da daha çok irtica penceresinden baktılar. Bu yüzden, Şam’dakiBeşar Esad’ın Baasçı rejimini bile kollamak istediler.
Bugün bile Şam’daki zalim düzenin devamını isterler, çünkü Baas diktası giderse, yerine radikal İslamcı bir düzen geleceğine ve Kürtlerin de bağımsızlık yolunda mesafe alarak bizim Kürtlere kötü emsal olacaklarına inanırlar.
Bizim Baasçılar böyledir.
‘Tek tipci’dirler.
Farklılığı, çoğulculuğu sevmezler.
Torna tezgahından çıkma bir toplum düzeni olsun isterler.
Kürt, Kürdistan sözcüğünden rahatsız olurlar. Alevilik canlarını sıkar. Ermeni deyince tüyleri diken diken olur.
İttihatçılar’dan Cumhuriyet döneminin ‘milliyetçi Kemalistleri’ne kadar bizim Baasçılarımız böyledir.
Yazımın başında belirttiğim gibi, bizim Baasçılarımız aslen İttihatçı’dır. Hem devlette ve asker-sivil bürokraside, hem CHP’de, hem de MHP’de mebzul miktarda mevcutturlar.
Peki ya Ak Parti’de?
‘Bizim Baasçılar’ elbette Ak Parti’de de etkin biçimde konuşlanmışlardır.
Kürt deyince, Alevi deyince, Ermeni deyince, her seferinde vücut kimyalarının bozulmasından apaçık anlaşılıyor iktidar partisinin içindeki nüfuzları...
Uzun lafın kısası:
Bizim siyasetteki İttihatçı -ya da Baasçı- damar epeyce güçlüdür. Öyle olmasaydı, Tayyip Erdoğan’a da kalpak giydirebilirler miydi?..
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024