Hasan CEMAL
Gazetecileri Koruma Komitesi CPJ’in basın özgürlüğü raporundan: “Türkiye’deki basın özgürlüğü sorunu, kriz düzeyine ulaşmış bulunuyor. 1 Ağustos 2012 tarihi itibariyle Türkiye’de 76 hapis gazeteci olduğunu, bunlardan 61’inin gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hapis yattıkları tespit edilmiştir.”
Meclis’teki ‘darbe komisyonu’na gitmeden önce Tank Sesiyle Uyanmak isimli 1986’da çıkan ilk kitabımı karıştırıyorum.
Anılardan bugünlere çizgi çekme çabası... Veyahut o hiç tükenmeyen nerelerden nereye geldik sorusu belki de...
Türkiye’nin 12 Eylül askeri yönetimini yaşadığı günler. Yazamadıklarımızı günlüğüme not olarak düştüğüm bir dönem.
Tarih, 10 Şubat 1981.
Saç sakal başlıklı bir bölüm:
“Orhan Koloğlu anlattı. Meclis kütüphanesinde çalışmak için izin istemiş. İlgili komutanla görüşmüş. Onay almış. Ertesi gün kütüphane müdürüne uğramış.
Müdürün sözleri:
‘Orhan Bey, komutan izin verdi, fakat saçınız biraz uzunmuş, öyle dedi.’
Koloğlu da doğruca berbere gitmiş...
Evren Paşa’yla son gezide saç sakal meselesi de konuşulmuştu, (O tarihte Cumhuriyet’in Ankaratemsilcisiydim). İskenderun Orduevi’ndeydi. Akşam kokteylde sohbet ediyorduk. Bir ara İranMeclisi’nden televizyon ekranına yansıyan görüntülerden konuşuldu.
Sakal, sarık eleştiri konusuydu.
Evren Paşa şöyle dedi:
‘Dinle, Müslümanlıkla sakalın ilgisi ne? Yoktur. Konya’da, İslam Enstitüsü’nde sakallı bir öğretmen yanıma geldi. Sakalını kesmemek için benden izin rica etti. Devlet memurlarının sakal kesmesi için bir genelge vardı çünkü. Neden diye sordum. Peygamberimizin de var, ondan bıraktım, falan dedi.’
Söze Ersin Paşa girdi:
‘Dikkat ettiniz mi, Mersin’deki müftü sakalını çok inceltmişti.’
Evren sürdürdü:
‘Ne lüzum var efendim, dinle sakalın ne ilgisi var.’
Günlüğümün bu bölümü, “Evet, böyle işte” diye çaresizlik duygusuyla noktalanmış. 1981’de darbe liderine, “Dinle sakalın ilgisi var veya yok, peki sana ne?” diyebilseydim keşke...
Askeri yönetim buydu.
Ya da böylesine hotzotçu, tektipçi bir zihniyetin ürünüydü.
Her şeye karışmayı kendisi için milli vazife sayan, ‘kışla düzeni’ni topluma yukarıdan aşağı top tüfek zoruyla giydirebileceğini sanan bir kafa yapısıydı.
12 Eylül kafası yalnız saç sakala değil, kılık kıyafete de karışırdı. ‘Başörtüsü’nün bir sorun olarak sahneye çıkışının tohumları o dönemde ekilmişti.
Bu açıdan, Merve Kavakçı’nın geçen gün ‘Darbe Komisyonu’nda söyledikleri ilginçti. 28 Şubat’ta yaşamış olduğu acıları anlatırken şöyle demiş:
“Başörtülülerin 28 Şubat’ı sürüyor.”
Farklılıkları, farklı olanı kabullenmeden, tahammül ve hoşgörü kültürü gelişmeden demokrasinin bir hayat tarzı olarak yaşanması mümkün değildir.
Bu yazımı yazarken, Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (The Committee to Protect Journalists - CPJ) yeni Türkiye raporu düştü bilgisayarıma.
Şöyle başlıyor:
“CPJ bu raporu, Türkiye’de yaygın olarak görülen, gazetecilere karşı ceza kovuşturmaları açılması ve gazetecilerin hapsedilmesinin yanı sıra, hükümetin basında oto-sansürün içselleştirilmesi için başvurduğu çeşitli baskı yöntemlerine dikkat çekmek için kaleme aldı.
CPJ, yaptığı inceleme sonunda, başta Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere son derece baskıcı yasalar, aslen devleti korumaya yönelik bir Ceza Muhakemesi Kanunu ve hükümetin basına yönelik en üst düzeyde katı üslubuyla karşılaştı. Türkiye’deki basın özgürlüğü sorunu, kriz düzeyine ulaşmış bulunuyor.”
Ayrıntılı ve uzun rapor şöyle noktalanıyor:
“CPJ araştırması, 1 Ağustos 2012 tarihi itibariyle Türkiye’de 76 hapis gazeteci olduğunu, bunlardan 61’inin gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hapis yattığını tespit etmiştir.”
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024