Hasan CEMAL
9 Mayıs Avrupa Günü’ydü.
Cumhurbaşkanı Gül’le Başbakan Erdoğan her yıl olduğu gibi birer mesaj yayınladılar.
Ve Avrupa Birliği’ni yine stratejik hedef olarak gösterdiler.
İyi güzel.
İyi güzel de, bu yolda ilerliyor muyuz?
Hayır.
Dünkü yazımda da belirttim.
Türkiye artık sırtını Avrupa’ya dönmeye, yüzünü Doğu’ya çevirmeye başlayan bir ülke. Tayyip Erdoğan Türkiye’yi böyle bir raya oturtmuş durumda.
Bir başbakan ki…
YouTube’u kapanmış, Twitter’ı yasaklanmış bir ülkede yaşıyoruz. Sosyal medyayı başbelası gören bir başbakanımız var.
Öyle bir ülke ki, gazeteciler terörist diye hapsedilebiliyor.
Medya özgürlüğünde küme düşüyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından özgür olmayan ülkeler kategorisine sokuluyor.
TÜSİAD Başkanı’nın Başbakan tarafından vatan haini ilan edilebildiği bir ülke burası.
Başbakan gibi düşünmeyenlerin alnına kolayca vatan hainidamgası vurulabiliyor.
Twitter yasağını kaldıran Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı yerden yere vuran, kararı gayri milli ilan edebilen bir başbakan yönetiyor bu ülkeyi.
O ne isterse
Öyle bir başbakan ki, bir telefonla haber attırıyor.
Televizyon programı sansürlüyor.
Televizyona çıkacak gazeteciyi belirliyor.
Gazeteci kovduruyor.
Telefonda medya patronuna demediğini bırakmıyor.
Hoşlanmadığı soruyu soran gazeteciyi öğretmen edasıyla azarlıyor.
Sadece istediği gazetecilerle dolaşıyor, onların münasip sorularını yanıtlıyor.
Ya ressam iyi, model kötüyse?
Öyle bir başbakanımız var ki, büyük bir ihaleyi bir telefonla bir işadamından aldırıp öbürüne verdiriyor.
Bir telefonla Danıştay’a istediği adayı seçtirebiliyor.
Beraat kararını bozdurmak için adalet bakanını Yargıtay nezdinde devreye sokabiliyor.
HSYK düzenlemesiyle yargıyı kuşatmak istiyor.
MİT Kanunu’yla ‘muhaberat devleti’ne yöneliyor.
Böyle bir başbakan tarafından yönetiliyoruz, böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Böyle bir başbakanla böyle bir ülkeyi resmedenlere ise kızıyoruz, demediğimizi bırakmıyoruz.
‘Cumhurbaşkanlığı yetkileri görülmemiş ölçüde olacak’
Marc Pierini.
2006-2011 yılları arasında Avrupa Birliği’ni Ankara’da temsil etti. Türkiye’yi yakın markajda tutabilen ender diplomatlardan biriydi.
Büyükelçi Pierini halen merkezi Washington’daki Carnegie Vakfı’nın Avrupa bölümünde özellikle Türkiye üzerine çalışıyor.
İki gün önce yayınlanan bir değerlendirmesinde şu satırlar dikkat çekiciydi:
“Batı’nın bugünün Türkiyesi’yle ilgili sorunu oldukça basit:
AKP’nin Mayıs 2013’ten beri seçtiği yol, bir liberal demokrasinin kriterleriyle artık uyumlu değil.
Sadece kutuplaşma Türk toplumunu daha fazla bölmekle kalmadı, hukukun üstünlüğü önemli ölçüde geriledi.
Son günlerde gelen haberler, ne yazık ki, bu trendi doğruluyor.
Ve böyle bir trend ne kolaylıkla geri çevrilebilir, ne de Türkiye’nin saygınlık kaybı yeniden hızla restore edilebilir.
Hükümet, Türkiye’nin kaybolan itibarının bir bölümünü telafi etmek amacıyla kozmetik önlemler alabilir ve dış politika girişimlerinde bulunabilir.
Ama son dönemin olaylarının kalıcı sonucu, uluslararası finans çevrelerinde Türkiye’nin yaralı bereli imajı ve Türkiye’nin uzun süredir katılmak istediği liberal demokrasiler kulübü ile daha da genişlemiş bir uçurumdur.
Üç dönem sınırlamasından ötürü, gelecek yılın seçimleriyle birlikte deneyimli siyasetçiler kuşağının tümü sahneden yok olacak.
Yerlerini daha genç, her şeylerini yeni seçilmiş cumhurbaşkanına borçlu olacak gelen-giden milletvekilleri alacak.
Temizlenmiş bir yargı, polis ve idare ve susturulmuş bir basınla Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin boyutları görülmemiş ölçüde olacak.
Bu yeni siyasi çerçeve ve Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkilerinde hiç kuşkusuz uyumsuzluk söz konusu olacak. Türkiye’nin demokrasi tipi artık liberal olarak addedilmeyecek.” (*)
Acı istikamet
Şu cümlenin altını bir daha çiziyorum:
“Türkiye’nin demokrasi tipi artık liberal olarak addedilmeyecek!”
Türkiye geri gitmekte!
Demokrasiden uzaklaşıyor.
Hukukun üstünlüğünden uzaklaşıyor.
Özgürlükler düzeninden uzaklaşıyor.
Gidiş, ‘eski Türkiye’ye doğru!
DİPNOT
Yukarıdaki satırları yazdıktan sonra Başbakan Erdoğan’ın son olayı geldi.Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yaptığı eleştirel konuşmadan rahatsız oluyor, “Edepsizlik yapıyorsun!” diye bağırıp salonu terk ediyor Tayyip Erdoğan…
Farklı görüşlere saygı…
İfade özgürlüğüne tahammül…
Farklı olana hoşgörü…
Demokrasiyi demokrasi yapan bu değerlerle Tayyip Erdoğan’ı yan yana getirebiliyor musunuz?
Ben getiremiyorum.
Onun için de diyorum ki:
Türkiye ‘eski Türkiye’ye doğru yol alıyor.
Ne yazık ki öyle.
______________________________________
* Cengiz Çandar’ın Radikal’deki yazısından.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024