Hasan CEMAL
Lice’de akıtılan kan ve gözyaşı, anlaşılan, basınımızı fazla ilgilendirmiyor.
Yukarı Çalıbükü köyünde güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu, iki vatandaş yaşamını yitirdi, bir de ağır yaralı var.
Habere dünkü gazetelerin birinci sayfalarında itibar edilmemişti, neredeyse gözükmüyordu bu kanlı olay...
Oysa konu çok önemli.
Hem ‘insan hayatı’yla, hem ‘barış’la ilgili olduğu için önem taşıyor.
‘Çözüm süreci’ni doğrudan etkileyebilecek bir konu olduğu için üzerinde durulması gerekiyor.
Ama görülen o ki, iki ölüm ‘haber’den sayılmıyor.
Yazık!
Oysa, bu ölümler ve karakol-kalekol inşaatlarına karşı Kürdistan coğrafyasında tırmanan eylemler ‘alarm çanları’dır.
“PKK yol kesiyor, halkı kışkırtıyor, ateş açıyor; ne yani devlet karakol da mı inşa edemeyecek?” demek yetmiyor, yaşananları, gerçeği izah etmekten uzak kalıyor.
Çünkü, devlet bugün PKK ve lideri ya da önderiyle diyalog içinde, müzakere halinde.
Uzun zamandır öyle.
Bir yanda Erdoğan, diğer yanda Öcalan; top uzunca bir zamandır ikisinin arasında gidip geliyor.
Realite buysa, Öcalan ve PKK tarafının duyarlıkları Ankara’da önemsenmek zorunda.
Barış yapmak istediğin tarafın hassasiyetini görmezden gelmek, zamanla barış ve çözüm yolunu tıkamaya başlar.
Eski deyişle, eşyanın tabiatında vardır bu.
Kalekollar, korucular ve inandırıcılık
PKK’nin, Kandil’in karakol-kalekol şikâyeti yeni değil.
Çözüm süreci başladığından beri var.
Hem barış süreci, çözüm süreci diyorsunuz, hem karakol-kalekol inşaatını hızlandırıyorsunuz; ikisi bağdaşmıyor” eleştirisi bir küsur yıldır gündemde.
Geçen yıl Nisan ayında, Hakkari’deki makamında o zamanki Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu bana şöyle yakınmıştı:
“Çözüm süreci başlamış, iyi güzel... Ama bir yandan barış, bir yandan yeni korucu kadroları… Bir yandan barış, bir yandan yeni karakollar ve sınıra tahkimat... Hani derler ya, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Yani inandırıcılık meselesi...”
PKK’nin en önde gelen komutanlarından Fehman Hüseyin, kendisiyle geçen yıl mayıs ayında, ‘Metina savaş bölgeleri’nde konuşurken iki konuda yakınmıştı:
“Sayısı arttırılan köy korucuları… Hızlandırılan yeni karakol inşaatları…”
Silah sesleri başladı
Geçen bir yıl içinde, öyle anlaşılıyor ki, Ankara bu konudaki eleştirilere fazla kulak asmadı, bildiği yolda yürüdü.
Bunun üzerine PKK de düğmeye basarak eylemleri tırmandırmaya başladı.
Lice’ye böyle geldik.
Uzunca bir zamandır ilk kez silah sesleri gelmeye, insanlar hayatlarını kaybetmeye başladı.
Bunun altı çizilmeyecek mi?
Akmaya başlayan kan ve gözyaşı karşısında sessiz mi kalınacak?
Siyasetin doğasında -ya da eşyanın tabiatında- bu da yoktur.
'Çiller ve Erdoğan arasında fark yok'
Nitekim KCK dün hükümeti çok sert eleştiren bir bildiri yayımladı.
Bazı bölümleri şöyle:
“Çatışmasızlıktan (23 Mart 2013 tarihli ateşkes) sonra AKP’nin yaptığı ilk iş, karakol yapımına girişmek olmuştur. Bu yaklaşım bile fiili olarak çatışmasızlığı ortadan kaldıran bir tutum olmuştur.”
“AKP böyle bir tutum ve uygulama içinde olunca gerillanın geri çekilmesi durdurulmuştur. Ancak AKP bu uyarıyı bile dikkate almamış, çatışmasızlığı istismar etmeyi sürdürerek çözümsüzlük politikasında ısrar etmiştir.”
“Lice’deki katliam AKP’ nin çözüm politikası olmadığını, aksine halkın direniş iradesini bastırma kararında olduğunu göstermiştir.”
“Erdoğan’ın B ve C planlarının esas olarak halkın özgür ve demokratik yaşam iradesini kırmak olduğu bir daha anlaşılmıştır.”
“AKP'nin on iki yıllık politikası açıkça göstermiştir ki, Tayyip Erdoğan ile Çiller arasında amaç ve hedefte bir fark yoktur; sadece Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmede yöntem değişikliğine gidilmiştir.”
“Lice saldırısının, bir psikolojik savaş çalışması olan Amed’deki çalıştaydan sonra gelmesi tesadüfi değildir. Bu çalıştayla hem halkın bu direnişini bastırmaya siyasal meşruiyet yaratılmaya çalışılmış, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar Kürt halkı ve demokrasi güçleri avutulmak istenmiştir.”
“Direnişle bu özel savaş politikası boşa çıkarılmadığı müddetçe, devletin AKP eliyle uyguladığı oyalama ve çözümsüzlük politikasısürdürülecektir.”
Eleştiriden korkmayın!
Son söz:
KCK’nın dünkü bu bildirisinin altını çizmek, ‘çözüm süreci’ne sahip çıkmak ve barışı savunmaktır.
KCK’nın bu duyarlıklarını gözardı ederek çözüm ve barış savunulamaz.
Kimse kendini aldatmasın.
Ve ‘eleştirel düşünce’dir tarihin tekerleğini iyiye, doğruya çeviren, insanoğluna daha güzel ufuklar açan…
Eleştiriden korkmayın!
Ayrıca, doğrular kimsenin tekelinde değildir, gerçek bir değil, bin yüzlüdür.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024