Hasan CEMAL
Türkiye’yi çok daha güç, çalkantılı ve istikrarsız bir dönem bekliyor.
Siyasal ve toplumsal olarak bugünkünden çok daha keskin cephelere bölünmüş, kamplara ayrılmış bir Türkiye’ye doğru yol alıyoruz.
Hazırlıklı olun.
Bu Tayyip Erdoğan, muhtemelen büyük bir güç sarhoşluğu içinde, Türkiye’yi fena halde uğraştıracak.
Çünkü, bu koca memleketi tek adam olarak kendince yoğurabileceğini sanıyor.
Aldanıyor ama öyle.
Türkiye gibi bir ülkeyi kolayca burnundan tutup kendi istediği sulara, “Affedersiniz Ermeni!” zihniyetiyle çekip sürükleyebileceğini düşünüyor.
Bu yolu zorlamaya, denemeye devam edecek.
Gözü o kadar kara ki…
Gözü kara.
O kadar ki, kendi iktidarının yolsuzluk ve hırsızlıklarını kapatmak için darbe operasyonları bile tezgâhlıyor.
Yatak odalarından, ayakkabı kutularından etrafa saçılan milyonlarca doların hiçbir anlamı yokmuşcasına, sanki kendi iktidarında hırsızlık ve vurgun adına hiçbir şey olmamışcasına kendi burnunun dikine gidebileceğini sanıyor.
Evet öyle.
Gözü son derece kara.
Emrindeki iktidar aletleriyle, devlet gücüyle, devasa propaganda makinası ve ‘yandaş medya’yla, düğmeye bastı mı her tarafa yaylım ateşi açabilen ‘tetikçileri’yle, neredeyse kendini bu topraklarda Allah’ın gölgesi gibi görüyor.
'Affedersiniz Ermeni, Affedersiniz Rum'
Öylesine bir güç zehirlenmesi, iktidar zehirlenmesi içinde ki, sadece kendi sesini duymak istiyor.
Eleştiriden hiç hazzetmiyor.
Tam anlamıyla kendi kendisiyle dolu.
Eski deyişle meşbu.
Öylesine bir zihniyet dünyasının içine kapanmış ki, o dünya bir anda “Affedersiniz Ermeni!” söylemini getirip çıkarıyor sahneye.
Her şey bu söylemin altında saklı.
“Affedersiniz Ermeni!” , “Affedersiniz Rum!” diyebilen, “Sen Alevi’sin, sen Zaza’sın!” diye ayrımcılık yapabilen bir Tayyip Erdoğan, bundan böyle artık farklılıklara saygı konusunda inandırıcı olamaz.
Aleviler konusunda da inandırıcı olamaz. Kürtler konusunda da olamaz.
Bundan sonra kürsülerde ne kadar dil dökse boştur, nafiledir.
Artık sözler oyalama olarak, zaman kazanma olarak, beklenti çıtasını yükseltme oyunu ya da aldatmaca olarak görülecek, haklı olarak öyle değerlendirilecek.
Çoktan beri de böyleydi zaten.
Bağımsız yargı, özgür medya tanımıyor
Farklılığı, çoğulculuğu bu kadar hissedememiş, içselleştirememiş, böylesi konularda ettiği birçok laf kâğıt üstünde kalmış olan bir siyaset adamının, sırtını demokrasiyi demokrasi yapan değerlere dönmesi elbette şaşırtıcı değildir.
Onun içindir ki, böyle bir siyaset adamı bağımsız yargı da tanımaz.
Kuvvetler ayrılığı da tanımaz.
Özgür, bağımsız medya hiç tanımaz.
Tayyip Erdoğan da hiçbirini tanımıyor.
Cumhurbaşkanı olduğu vakit, mevcut anayasayı da takmayacağını hem kendi belli ediyor, hem de yandaşları açıkça söylüyor.
Çankaya'da da anayasal suç
işlemeye hazırlanıyor
Mevcut anayasaya göre, Türkiye’yi yönetecek olan ‘başbakan’dır, siyasal açıdan herhangi bir sorumluluğu olmayancumhurbaşkanı değil.
Ama anlaşılan o ki, Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıktığında biranayasal suç daha işlemeye hazırlanıyor.
Çankaya Köşkü’ne çıkınca, bu otoriter tek adamlık serüvenini devam ettirmek isteyecektir.
Tüm işaretler öyle.
Demokrasi ve hukuk umurunda değil.
O kendi tek adamlığının peşinde!
Bir zamanlar Erbakan Hoca, demokrasiyi nasıl Batı’nın küfür düzeni olarak gördüyse, Tayyip Erdoğan da şimdi artık aslına rücuediyor.
Batı’ya ait ne varsa, sırtını dönüyor!
Fırtınalı sulara hazır olun
Yazımın başında belirttiğim gibi:
Bu Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi fena halde uğraştıracak. Bu koca memleketi tek adam olarak kendince yoğurabileceğini sandığı için öyle olacak.
Erdoğan’ın tutmuş olduğu bu maceraperest yol, yine yazımın başında belirttiğim gibi, Türkiye’nin önünde çalkantılı ve istikrarsız bir dönem açacak.
İçteki siyasal ve toplumsal istikrarsızlık, Türkiye’nin özellikleBatı’yla ilişkilerini olumsuz etkilerken, aynı zamanda bugüne kadar istikrarlı sularda seyretmiş olan ekonomiyi de fırtınalı sulara çekebilecek.
Bütün bunlara gerçekten hazır olun.
Birinci öncelik sandığa gitmek
Ve o klasik soru:
Ne yapmalı?..
Birinci öncelik:
Pazar günü mutlaka ama mutlaka sandığa gidip Erdoğan’a hayırdemektir!
Ben bunu yapacağım.
Benim oyum, daha önce de açıkladığım gibi, Selahattin Demirtaş’a!
Sonrasında ise Tayyip Erdoğan’ın ben yaptım oldu düzeninedemokratik alternatifler oluşturmak için yazıp çizmeye devam...
Ama önce pazar günü sandığa gitmek ve Erdoğan’a hayır demek!
Bu bir demokratik görevi yerine getirmektir.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024