Hasan CEMAL
Yıl 1983, Ocak ayı sonları.
Doğan Avcıoğlu kanser!
Midesini ve dalağını aldılar Amerikan Hastanesi’nde.
Kalın siyah çerçeveli gözlüklerinin arkasındaki cin bakışlarıyla yatağında yatıyor.
Ağzının kenarında o yarım gülücüğü...
Çetin Altan’ın deyişiyle, Doğan Bey’in o yarım gülücüğü bir dostluk işaretiydi.
Ama dudağının ucundan hiç eksik etmediği sigarası artık yoktu.
Başucunda bir süre dikilip kaldım.
Bir şey söyleyemedim.
Sevdiğin bir insanı, bilinmez bir diyara göçe hazırlanırken görmek kolay olmuyor.
Ne diyeceğimi şaşırdım.
Sözcükleri bulamadım.
O bana Nadir Nadi’yi sormuştu.
12 Eylül askeri yönetiminin, Nadir Bey’in bir başyazısından dolayı Cumhuriyet’i ikinci kez kapattığı günlerdi.
Doğan Bey’in böyle konuşabilmesi...
Evet, duygularını bastıran, belli etmemeye çalışan bir insandı.
İçine kapanıktı.
Ayrıca yenilgiyi hiç kabul etmeyen, kabullenemeyen bir kişilik yapısı vardı.
İnat adamıydı.
Eleştiriden hoşlanmazdı.
Onun için, “Bu dünyaya boşuna mı geldim diye düşünüyorum” cümlesini, hasta yatağında Doğan Bey’in ağzından duymak gerçekten hazindi. (Hasan Cemal, Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım, Everest Yayınları, s. 247-248)
Hayal kırıklıkları hep yanıbaşında
Hazin dediğim bu duygu artık ara sıra gelip beni de yokluyor.
Demek yıllar epeyce ilerledi.
Yaşlanıyorum.
Ara sıra kulağıma çalınır:
Yaşlanıyorum ama ihtiyarlamıyorum!
Olabilir.
Bir gerçek çok açık.
Hayatın akışı durmuyor.
Durdurmak kimsenin elinde değil.
Üstelik gitgide hızlanıyor hayat.
Akıp giden zamanın peşinde, eğer bir de mesleğinin gereği olarak siyaset izliyorsan, hayal kırıklıkları hep yanıbaşında oluyor.
Özellikle bu topraklarda…
Beklediklerini yakalayamıyorsun.
Beklediğin yarınlar bir türlü gelmiyor.
Bazen gelir gibi oluyor.
Ama sonra bir bakıyorsun uçup gitmiş…
Mücadele elbette iyi bir şeyler bırakıyor.
Zaman içinde birikim olmuyor değil.
Ama yine de, “Bu dünyaya boşuna mı geldim?..” duygusu ara sıra insanı yoklamaya devam ediyor.
Kuran siyasete bu kadar alet edilmemişti
Kritik 7 Haziran sürecindeyiz.
Seçim meydanlarını izliyorum.
Türkiye’nin çok partili siyasal yaşamında bir ilk yaşanıyor.
Bir Cumhurbaşkanı, elinde Kuran seçim meydanlarında nutuk atıyor.
Cami avlusunu bile siyaset meydanına çeviriyor.
Bu bir ilk.
Evet öyle.
Türkiye’de bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanı, hiçbir başbakan elinde Kuran’la seçim meydanlarına çıkmamıştı.
Elinde Kuran, cami avlusunda siyaset yapmamıştı.
Din istismarını, din bezirgânlığını buralara kadar taşımamıştı.
Hiçbiri Kuran’ı siyasete bu kadar alet etmemişti.
Ne yazık!
Lafı fazla uzatmak istemiyorum.
Son söz:
Elinde Kuran’la seçim meydanlarına çıkan bir cumhurbaşkanını bu ülkenin başında görmek istemiyorum.
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024