Hasan CEMAL
Ahmet Hakan’a dün öğle vakti geçmiş olsuna gittim.
Apartmanın önü gazeteci milletiyle, güvenlik güçleriyle, evin içi geçmiş olsuna gelenlerle doluydu.
Ahmet’in ağrıları vardı.
Saldırıda, burnu ve kaburga kemiği kırılmıştı.
Cuma günü ameliyat masasına yatacaktı.
Her geçen gün daha ürkütücü olan memleket ahvalini konuştuk biraz.
Saldırı gecesini anlattı.
Çıkarken, benimle şu mesajı gönderdi kapıda bekleyen gazetecilere:
“Yola devam, durmak yok!”
Ben de birkaç kelime ettim:
“Türkiye’yi yeniden normalleştirmenin yolu, Erdoğan’a seçim sandığında dur demekten geçiyor.”
Daha sonra Hürriyet’e gittim.
Sedat Ergin’le, Ertuğrul Özkök’le, Doğan Hızlan’la, Ezgi Başaran’la, Emre Oral’la sohbet ettim.
Herkesin canı sıkkındı.
Ekim ayının hiç de kolay geçmeyeceği konusunda herkes mutabıktı.
Suikasta, siyasi cinayete kadar varabilecek korkutucu senaryolar akla takılıyordu.
Ahmet Hakan’a yönelik saldırıyı öğrendikten sonra dilime takılan bir cümleyi ikide bir tekrarlıyordum:
Faşizm işte böyle bişey...
Kahverengi gömlekliler
Sabahleyin, siyasal bilimler profesörü olarak özellikle Hitler Almanyası’nı iyi bilen bir arkadaşımı aradım.
1930’ların ilk yarısında Hitler’in tek adamlığa tırmanma döneminde, Ernest Röhm’ün ‘kahverengi gömleklileri’nin kanlı saldırılarından söz etti.
Farklı seslerin bir plan dâhilinde nasıl susturulduğunu, muhalefetin önce nasıl sindirilip sonra yok edildiğini dinledim ondan...
Gazeteci, gece vakti yorgun argın televizyon programından çıkıyor.
Arabası takip ediliyor.
Ama o farkında değil.
Evinin önünde arabasından iniyor.
Bir anda etrafını saran dört kişi tarafından yumruklanmaya, tekmelenmeye, dövülmeye başlıyor.
Neye uğradığını şaşırıyor.
Acı içinde yere yuvarlanıyor.
Saldırganlar arabalarına binip karanlığa karışıyorlar.
Saldırıyı o kendine mahsus sükunetiyle anlatan sevgili Ahmet’i dinlerken, yine de ucuz atlattığını düşünüyorum.
Ve içimde büyük bir öfke dalgasının kabardığını hissediyorum.
Ahmet Hakan haklı:
- Durmak yok, yola devam!
Ben de yineliyorum:
- Despotlara kalmaz bu dünya!
Türkiye hiç bu kadar berbat hâle gelmemişti.
Televizyonlarda, gazete köşelerinde Ahmet Hakan’ı ‘sinek gibi ezmek’ten, Aydın Doğan’ın ‘dişlerini, tırnaklarını sökmek’ten söz edebilen tetikçiler gözümün önüne geliyor.
Tetikçiler tarafından her Allah’ın günü hedef tahtasına oturtulan sevgili meslektaşlarımı düşünüyorum.
Tetikçilerin cesaret aldıkları odakları düşünüyorum.
Abdi Bey’den, Uğur Mumcu’dan, Çetin Emeç’ten, Ahmet Taner Kışlalı’dan bugünlere, Hrant Dink’e kadar bir sürü siyasi cinayet bir film şeridi gibi gözümün önünden geçip gidiyor.
Evet, vaziyet gittikçe ürkütücü bir hâl alıyor.
Yaşananlara bakınca, son olarak Ahmet Hakan’ın uğradığı gece yarısı saldırısını düşününce kendi kendime tekrarlıyorum:
Faşizm işte böyle bişey...
Ve ekliyorum:
Türkiye’yi normalleştirmenin yolu, Erdoğan’a dur demekten geçiyor.
Bu memlekette istikrar kapısı yeniden açılmak isteniyorsa, bunun ilk adımı Erdoğan’a dur demektir.
Eğer 1 Kasım’da, 7 Haziran’da olduğu gibi, seçim sandığına gidipAKP’yi yine 276 çıtasının altına itersek, “Erdoğan’a dur!” demenin ilk adımını atmış oluruz.
Çok zor günler yaşıyoruz.
Tekrar geçmiş olsun Ahmet Hakan.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024