Hasan CEMAL
BÖYLE GİDERSE BARIŞ VE İSTİKRAR LAFTA KALIR
Kürt sorununun şiddetle bağını koparacak, özgürlüklerin önünü açacak, medyaya yönelik üstü örtülü iktidar baskısına son verecek veSuriye bağlamında maceracı eğilimlerden sakınacak adımlar gündemde olmalı.
Aşağıdaki yazımı yazdıktan sonra haberler geldi,Batman, Şırnak, Van, Hakkâri ve Mersin’de Nevruzkutlamaları dolayısıyla çatışmaların çıktığına dair.
Daha acısı, Batman’da Ahmet Türk polis saldırısına uğramış, tartaklanmış, sonra da hastaneye kaldırılmıştı.
Telefonla kendisine ulaştım. Her zamanki sakin, çelebi üslubuyla iyi olduğunu belirtti ve her seferinde olduğu gibi başına gelenin abartılmamasını istedi.
Demek devlet ‘gücü’nü böyle gösterecek, ömrü boyunca Kürt sorununda barış bayrağını sallamış bir Ahmet Türk’e saldırarak kanıtlayacak öyle mi?..
Barış yolu hiç böyle açılır mı?.. Aklınızı ekmek peynirle mi yediniz?..
Aşağıda daha önce yazdığım yazı yer alıyor.
* * *
Barış ve istikrar olsun istiyoruz.
İyi güzel.
Ülkede barış ve istikrar kuşağı olsun ki, daha çok kalkınalım, aş ve iş sorunumuz hafiflesin, refah çıtamız yükselsin istiyoruz.
İyi güzel.
Yalnız içeride değil, çevremizde de barış ve istikrar kuşağı yerleşsin ki, bir bölgesel güç olarak elimiz güçlensin, nüfuzumuz artsın, ‘Arap baharı’na model olalım istiyoruz.
İyi güzel.
İyi güzel de nasıl olacak?
Devletin bu ‘yasakçı kafası’yla, bu ‘hoyratlığı’yla barış ve istikrar kapımızı hiç çalabilir mi?
Pazar günkü manzaralara bakın.
İstanbul’a, Diyarbakır’a.
Bu manzaralarla barış ve istikrar hiç bağdaşabilir mi? Bu manzaralarla Arap dünyasına dönük modellik iddiaları hiç ciddiye alınabilir mi?
Neymiş efendim, Nevruz ya da Newroz 21 Mart’ta değil 18 Mart’ta kutlanacakmış.
Neden?..
Devlet öyle emir buyurmuş...
Böyle bir emrin şiddetten medet umanları sevindireceğini, direniş yaratacağını hesap etmek için ille devlet olmak mı lazım?..
Yoksa devlet aklı ortalığın karışmasını mı istiyor?
Öte yandan ortalık karışınca da, “Kin ateşi!” manşetleriyle, “Esnaf göstericilere haddini bildirdi!” haberleriyle yangına körükle git.
Sonra da barış bekle.
İstikrar bekle.
Olacak iş mi?
Bunca yılın deneyimiyle, bunca yılın acılarından çıkarılacak derslerle bir devlet, bir iktidar hâlâ ‘Newroz kutlaması’nın Kürtler için bir şenliğe dönüşmesini sağlayamıyorsa, barış ve istikrar olabilir mi?
Ne ‘kafa’dır bu?
Bu devlet kafası, daha hâlâ, Hrant Dink’in katiliyle Türk bayrağını yan yana getirip, “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” yazısının altında boy boy fotoğraf çektiren bir polisi terfi ettirebiliyorsa (*), bu ülkeye barış ve istikrar nasıl gelecek?
Söyler misiniz, nasıl gelecek?
Büşra Ersanlı’ya 22 yıla kadar, Ragıp Zarakolu’na 15 yıla kadar ağır hapis cezası isteyen KCKiddianameleriyle Türkiye’de barış ve istikrar kapısı açılabilir mi?
“Hepiniz Ermeni’siniz, hepiniz piçsiniz!” pankartlarının altında, “Kanları yerde kalmayacak!” diye nutuk atabilen bir İçişleri Bakanı’yla bu ülke gerçek barış ve huzuru yakalayabilir mi?
Siyasal iktidarı eleştiren kalemlerin büyük medyadan usul usul, ağır aksak ama sistemli biçimde çekilmeye zorlandığı bir ülkenin kapıları barış ve istikrara açılabilir mi?
Daha çok örnek verebilir.
Ama gerekmiyor.
Aklı başında herkes bu ülkede barış ve istikrar istiyor ve ister.
Aksi düşünülemez.
Ama öyle olaylar yaşanıyor ki, böyle giderse, birden Türkiye olmadık çukurlara yuvarlanabilir.
Kürt sorununun şiddet ve silahla bağını koparacak, özgürlüklerin önünü açacak, özellikle medyaya yönelik üstü örtülü iktidar baskısına son verecek ve Suriye bağlamında maceracı eğilimlerden sakınacak adımlar gündemde olmalıdır.
Dileriz, Başbakan Erdoğan’la kurmayları zaman zaman kendilerini özeleştiri süzgecinden geçirirler.
Yoksa barış ve istikrar lafta kalır!
————————
* 19 Mart 2012 tarihli Radikal’de İsmail Saymaz’ın haberi.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024