Hasan CEMAL
‘Birlik ve beraberlik’ ancak demokrasi ve özgürlük içinde, çoğulculuğa kapıyı açarak olur. Herkes kendi istediği gibi, kendi inancıyla, inançsızlığıyla, kendi kimliğiyle yaşayacak. Gerçek barış ve huzur ancak böyle gelir. Ak Parti iktidarı bir ara bu sularda yüzmeye başlamıştı.
Trakya Olayları... Biliyor musunuz? Hatırlıyor musunuz?
1934 yılının 21 Haziran günü başladı.
Yahudilere dönük bir ‘pogrom’du. Türkiye Cumhuriyeti’nin Yahudi vatandaşlarını Trakya’dan kaçırtmayı hedef alan ‘boykot’tu.
İki hafta sürdü.
Ortaya çıkan manzara, İstanbul’da 1955 yılında yaşanacak olan Rumlara, Ermenilere yönelik 6-7 Eylül’den çok daha vahimdi.
Ama yaşananları kimse görmedi.
Duymadı.
Bilmedi.
Yaşanan acıların üstü hızla örtüldü.
Tarih bile tanık olmadı yaşanan drama.
Ta ki Rıfat Bali’nin Trakya Olayları isimli kitabı yayımlanana kadar...
Bu satırlar AGOS’tan.
Gazetenin 29 Haziran 2012 tarihli sayısında Serdar Korucu’nun yazar Rıfat Bali’yle yaptığı konuşmadan özetledim.
Niye bilmiyoruz Trakya Olayları’nı?
6-7 Eylül’den daha vahim bir pogrom nasıl, neden karanlığa gömüldü?
Yahudiler neden konuşmadı?
Basın niçin yazmadı?
Acıların üstü niye örtüldü?
Ben 1960’larda siyasal bilimler okudum Mülkiye’de. Hocalarım bana neden söz etmediler Trakya Olayları’ndan?
Farkındayım.
Çok sıradan satırları alt alta diziyorum. Kim bilir kaç kez yazdım bu konuyu.
Ama yazmakla değişmiyor.
Değişmeyenlerin başında devlet geliyor. Kendi vatandaşlarını yalanda yaşatmak isteyen ‘devlet’i bu açıdan bir türlü değiştiremiyoruz.
Bu devlete damgasını vurmuş olan İttihat Terakki zihniyeti Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana torna tezgâhından çıkmış bir devlet ve toplum düzeni yaratmaya çalıştı bu ülkede.
Kürt yoktur dedi.
Türk vardır dedi.
Kürt kimliğini inkâr etti.
Aleviliğe sırtını döndü.
Cemevlerini yasakladı.
Sünniliği devlet kontrolüne aldı.
Baskı altına aldı.
Dersim’i yaptı, sakladı.
Trakya Olayları’nı sakladı.
Her şey birlik beraberlik adına yapıldı. Bölünmeyelim, parçalanmayalım diye yapıldı.
Ama olmadı.
Ne Dersim unutuldu, ne Trakya Olayları. Ne Kürtler Kürtlüklerini, ne Aleviler Aleviliklerini unuttular. Ne de Sünniler, devletin kötü gözle baktığı bazı dini vecibelerinden vazgeçtiler.
Kürtler direndi.
Hâlâ da direniyorlar.
Eşitlik diyorlar.
Kürtçe eğitim diyorlar.
Yerinden yönetim diyorlar.
Aleviler de direniyor.
Cemevi dahil haklarını istiyorlar.
Örneğin Sünni kadınlar da farklı değil, eşitlik talepleri her geçen gün daha belirginleşiyor.
1915’in gerçek yüzü deşiliyor.
Dersim kazıldıkça kazılıyor.
Tarih korkusu artık tarihe karışıyor.
Birlik ve beraberliğin ancak demokrasi ve özgürlük içinde, çoğulculuğa kapıyı açarak olabileceği anlaşılıyor, öğreniliyor.
Herkes kendi olacak.
Herkes kendi istediği gibi, kendi inancıyla, inançsızlığıyla, kendi kimliğiyle, kendi dili ve kültürüyle yaşayacak.
Gerçek barış ancak böyle gelir.
Gerçek huzur ancak böyle gerçekleşir.
Ak Parti iktidarı bir ara bu sularda yüzmeye başlamıştı.
Ama şimdi Kürtlere soğuk.
Alevilere soğuk.
Özgürlük taleplerine soğuk.
Avrupa Birliği’ne soğuk.
Tarihin deşilmesine soğuk.
‘İttihat Terakki zihniyeti’nin çekim alanına girmiş durumda Tayyip Erdoğan ve partisi...
Acaba farkında mı?
Ahmet Altan’ın geçen gün Taraf’ta dediği gibi:
“Kürt sorununu, Alevi sorununu, Kıbrıs sorununu çözmeden, bu sorunlar karşısında Kemalistanlayışın baskıcı yöntemine dönmek, Kemalizm’in bütün baskı unsurlarını kullanıp modernlik yerine Türk Sünnilik için bastırmak, insanları tektipleştirmeye uğraşmak, ülkeyi olgun bir nar gibi her yanından çatlatır.
Sünniler için operaya mescit isteyip, Alevilerin cemevi taleplerini Diyanet fetvalarıyla reddettin mi, adaletten kopar gidersin.
Kürtlerin anadilde eğitim taleplerini reddedeceksin... Alevilerin cemevi taleplerini reddedeceksin... Milyonlarca insanı dışlayacaksın ve elde kalan Türk Sünnileri de Çamlıca’ya cami, Diyanet Başkanı’na protokolde beşinci sıra boncuklarıyla yanında tutacaksın. Bu politikaya da Atatürk’ten payanda yapacaksın.
Atatürk’ün Diyanet politikası dindar bir politika mıydı, Atatürk sıkı bir Sünni Müslüman olduğu için mi Diyanet’i öne çıkardı, AKP yöneticileri bu soruların cevaplarını bilmiyor mu?
Modernliğin yerine Türk Sünniliği koyan bir Kemalizmle karşı karşıyayız bugün.
Kemalizm sorunları yok farzetti, onları çözmek değil görünmez kılmak istedi, silahı ve baskıyı kullandı.
AKP de aynı yöntemi mi uygulayacak?
Galiba bunu uygulamak istiyor.
Bu politika, çatışma getirir.
Yetmiş milyonluk bir toplumu tekçi bir anlayışın içine ite ite sıkıştırmaya kalktın mı toplumu patlatırsın.”
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
mehmet kamiloğlu
1-çok komiksiniz. 2-soylu adamdır adam,hayatta adam satmaz ve doğru bildiğini de sakınmadan söyler.Akp lilere hayret ediyorum sadece...
Ad Soyad Giriniz...
Taraf gazetesi cok temiz sanki! Siz polis devletini savunuyorsunuz, Hurriyet asker devletini savunuyordu! Hurriyette ve diger gazetelerde zamaninda emekli subaylar yazardi, simdilerde sizin gazete gibilerinde polisler yaziyor! Sayin Margulies, hic acaba guclu olanin arkasina saklanarak zayif olani elestirdiginizi dusnuyor musunuz? Bizde her rejimin bir radikal solcu Turk kontenjani vardir, sizinki de acaba yeni devletin kanatlari altinda yazmak degil mi?