Hasan CEMAL
Günaydın.
Trump, kabûsundan kurtuluyoruz galiba.
Dün sabahki yazımın başlığını, "Trump kâbusu sürüyor!" atmıştım.
Bu sabah öyle anlaşılıyor ki Amerika ve dünya bu korkunç kâbustan kurtulacak.
Aşağıda dün sabah yazdığım yazı duruyor.
***
Başkan Trump Amerika'da
gece yarısından sonra
televizyon kameralarının
karşısına çıktı ve dört noktayı vurguladı:
Seçimi ben kazandım.
Bu seçim şaibelidir.
Hile yaptılar.
Yüksek Mahkeme'ye gideceğim.
Trump böylece beklenen
"senaryosu"nu uygulamaya başladı.
Bir başka günlük deyişle:
Trump çamura yattı!
Anlaşılan o ki, mahkemede
bitmesi muhtemel seçim sonuçlarının
kesinleşmesi epeyce zaman alacak.
Ve başkanlığı kim kazanırsa kazansın,
kıl payı kazanmış olacak.
Bu da Amerika'da
toplumsal ve siyasal "kutuplaşma"nın
biraz daha keskinleşmesi demek...
Amerika'nın "kaos kapısı"nı aralaması demek...
Amerika'yı yönetmenin biraz daha
çetrefil hâl alması demek...
Ve Amerika'yla birlikte
Avrupa'nın da, "dünya"nın da
hallerinin biraz daha zora girmesi demek...
Oysa beklentiler böyle değildi.
Sandık başı yapılırken
Joe Biden'ın seçimleri silip süpüreceği,
Beyaz Saray yarışında Trump'ı açık ara yeneceği,
Senato'da da çoğunluğu yakalayıp yönetimde
ikiliğe son vereceği öngörülüyordu.
Ama olmadı.
Kafa kafaya bir seçim yaşandı.
Hâlâ da yaşanmakta...
Seçim araştırmaları tıpkı
2016 başkanlık seçimlerindeki gibi
bu kez de yanıldı.
Dört yıl önce de anketler,
Hillary Cilinton'ın büyük seçim zaferini
çok önceden açıklamış
ve Clinton'ın ilk kadın başkan olarak
ve tarih yazarak Beyaz Saray'a gireceğini
alayı valayla ilan etmişlerdi.
Ama çok fena şiştiler.
Bu kez de farklı olmadı.
Bir konunun altını daha çizmek lazım.
Amerikan seçim sisteminin
özellikle seçiciler kurulu uygulamasıyla
ne kadar eskimiş olduğu, eski deyişle
miadını doldurduğu,
azınlığı koruyacağım derken
çoğunluğu nasıl kilitlediği,
demokratik işleyişi nasıl kösteklediği
2020 başkanlık seçimiyle
bir kez daha ortaya çıktı.
Henüz kesinleşmemiş
başkanlık yarışıyla ilgili olarak
birkaç nokta daha vurgulanabilir.
Birincisi:
Biden'ın yetersizliği,
kitleler karşısındaki
pırıltısızlığı...
İkincisi:
Ekonominin Koronavirüs
krizine ağır basması...
Üçüncüsü:
Trump'ın ekonomiye ilişkin
söylemlerinin toplumun
bir kesiminde etkili olmaya
devam etmesi...
Dördüncüsü:
2008 finans krizinin
yol açtığı eşitsizlik
ve yoksulluğun izlerinin
kitlelerde bugün hâlâ
ne kadar belirgin olduğu,
bu yüzden de toplumda
Trump'ın sesine kulakların
hâlâ açık olması gerçeği...

Desen: Selçuk Demirel
Yazın bir kenara:
Joe Biden henüz seçimi kaybetmiş değil.
Ama kazanmış da değil.
Trump kâbusu sürüyor.
Ne yazık öyle.
Acı olan şu:
Amerikan seçmeni oylarının yarısını;
Bir "ırkçı"ya...
Bir "yalancı"ya...
Bir "demokrasi ve
hukuk düşmanı"na...
"Entelektüel" deyince
tüyleri diken diken olan
bir "zır cahil"e,
evet öyle, oylarının
en az yarısını
böyle bir adama,
Trump'a verebiliyor Amerikan halkı...
Gerçekten hazin, acıklı.
Amerikan demokrasisi kötü bir sınav veriyor.
Trump'ın başkanlık koltuğuna oturduğu
8 Kasım 2016 tarihli seçimden sonra
New York'tan gönderdiğim yazının başlığı şöyleydi:
Hem Amerika hem dünya için
korkunç bir başkan!
Başkan Trump'la dünya,
artık çok daha tehlikeli...
Bu başlığı yazıma dört yıl önce atarken
nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı da belirtmiştim.
Bugün de pek farklı duygular içinde değilim.
Çünkü Trump kâbusu bitmiş değil.
Ama bu pilav daha çok su kaldırır!
Bitmedi, daha çok yazacağız
3 Kasım Amerikan
başkanlık seçimleri hakkında...
Kim kazanırsa kazansın!
Yazımı yazdıktan sonra,
sevgili dost, değerli diplomat
Mehmet Ali Bayar’dan
aşağıdaki not geldi.
Yazıma aynen ekliyorum:
Kim kazanırsa kazansın,
bölünmüş, çözümsüz ve kültürel
ayrışma içindeki Amerika’da
Amerikan rüyasının sonu gelir.
Hukuktan ekonomiye, sosyal
gelişmeden özgürlüklere kadar
farklı köşelere savrulan
Amerikan toplumunun
"ileri demokrasi"
standartlarına ulaşması
ciddi dönüşümleri
ve karşı tepkileri gerektirecek.
Sessiz çoğunluk saklandığı
yerden çıktı ve sesini çıkardı.
Amerika’nın dünyaya en kapalı kesimleri,
ırkçı, yabancı düşmanlığı ve
ekonomik milliyetçilik reflekslerine sığındı.
Exit poll’lar ekonomiyi bir numaralı
unsur gösteriyor.
Corona üçüncü sırada.
İkincisi önemli:
Irk sorunları.
Yani hem liberaller, hem sağcılar
ırkı sorun görüyorlar.
Adaylarda aranan
bir numaralı unsur da
“güçlü adam” arayışı...
Trump güç projeksiyonu yaptı.
Eğer Corona olmasaydı zaten
ekonomiden dolayı açık ara alırdı.
Amerikan halkı cebine girenin
ve işsizliğin hesabını iyi yapıyor.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024