Kurtuluş TAYİZ
Salondan alkış sesleri yükseliyor. Doğan grubu çalışanları, ulusalcı yazarlar ve solun önde gelen kalemleri "Tutum belgesi"ni açıklayan HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selehattin Demirtaş'ı adeta alkışa boğuyor. Aralarında tuhaf bir kaynaşma var. Aynı tarafta olanlar arasında ancak olabilecek türden bir yakınlaşma bu. Ortak yanları seküler mahalleden gelmeleri ve Erdoğan düşmanlığı. Demirtaş'ın tutum belgesi ve seçim kampanyası bu iki ana sütun üzerine oturmuş görünüyor.
CHP'nin 30 Mart yerel seçimlerinde izlediği seçim stratejisini bugün Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devam ettiriyor. Toplantıda en fazla kullanılan sözcükler "Gezi", "Berkin Elvan", "hırsız" ve "diktatör" kavramları oldu. CHP, MHP ve Cemaat'in 30 Mart öncesi oluşturduğu seçim sözlüğünü Demirtaş'ın devralması, onu ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun kötü bir kopyası yapar. Bu seçim kampanyası ile Demirtaş, en fazla CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlaşabilir. Kaldı ki Kemal Kılıçdaroğlu bile 30 Mart yerel seçimlerinden çıkardığı ders ile cumhurbaşkanlığına "muhafazakar" bir aday gösterdi. CHP, AK Parti'nin geleneksel oylarına göz dikerken Demirtaş'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nun vazgeçtiği bir kitleye seslenmesi ne kadar akılıca bir strateji olabilir? Muhafazakar bir adayı içine sindiremeyen CHP tabanı, tercihini Demirtaş'tan yana mı yapacak? Beklenti bu mu? Anlaşılan bu ayrıntılara pek kafa yorulmamış; seçmene "tatava yapma, geç" der gibi bir halleri var.
Selahattin Demirtaş'ın paralel devletle ilgili açıklamaları üzerinde de durulması gerekiyor. Bir gazetecininin "paralel devlete nasıl bakıyorsunuz" sorusuna Demirtaş kaçamak yanıt verdi. HaberTürk'te katıldığı bir programda da yine Demirtaş, paralel devletle ilgili soruyu "cemaate yapılan haksızlıkları" anlatarak yanıtlamıştı. Tuhaf değil mi; bir Kürt siyasetçinin paralel devletle ilgili sorulara doğru düzgün bir yanıtı olmaz mı? Demirtaş, konuşmasında Gülen cemaatine üye olduğu için sürek avına uğrayan büyük bir kitleden söz ediyor adeta. Cemaatin önde gelen isimleri bile gazete, televizyon ve sosyal medyadan her fırsatta sokaktaki insana da söylenemeyecek kadar çok sert ifadelerle Başbakan Erdoğan'ın şahsına, ailesine hakaret, küfür ediyor, aşağılamalarda bulunuyor. Dahası Başbakan'a "rezil", "hırsız", "diktatör" ifadelerini deme özgürlüğüne sahipler. Ben cemaatin mensubu diye kimsenin bugüne kadar kovuşturmaya uğradığını da duymadım. Aksine Başbakan'ı dinleyenler, ofisine, evine dinleme cihazı yerleştirenler ellerini kollarını sallayarak dolaşma özgürlüğüne sahip bu ülkede. Bırakalım cemaat üyesi olanları tutuklanmış paralel çete üyesi bile yok. Peki buna rağmen Selahattin Demirtaş, "paralel devlet" sorularını neden cemaatin uğradığı haksızlıkları anlatarak yanıtlama gereği duyuyor? Cemaatçiler bile bu tür soruları "paralel devlet bizden değil, haksızlık yapıyorsunuz" diyerek yanıtlıyorlar.
Paralel devletin varlığına işaret etmeyen, paralel devletle ilgili sözü olmayan bir aday bu ülkeye ne vaat edebilir? Cemaat'e dokunmayan bir adayın ne demokrasi, ne barış, ne çözüm süreciyle ilgili sözleri ciddiye alınabilir. Hele Kürt siyasetinin tepesindeki isim olarak Demirtaş'ın paralel devletin varlığını görmezden gelmesi, bu konudaki soruları "cemaatin uğradığı zulüm" biçiminde açıklaması, bence üzerinde fazlasıyla düşünülmesi gereken bir konu. Kürt hareketinin önde gelen isimlerini tek tek suikastla öldüreceklerini ilan eden, Paris'te üç kadın yöneticinin suikastını kendi televizyonlarında "hayırlı gelişme" olarak sunan bir cemaatle Demirtaş'ın yıldızının bu kadar barışık olmasını doğrusu anlayamıyorum. "Siyasetin içinde böyle şeyler olur" diyenler çıkacaktır muhakkak; ama ben yine de cemaatin nelere kadir olduğunu düşünelim, derim.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019