Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım 16 Nisan halkoylamasını anlatmak için her gün ayrı bir şehre gidiyor. AK Parti, harıl harıl 16 Nisan için çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece içeride değil, dışarıda da hedef; Avrupa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı adeta savaş açtı; Batı medyası neredeyse her gün manşetten Erdoğan’ı dolayısıyla da ülke halkını vuruyor.
Bu koşullar altında gözler haklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın refiklerini arıyor. Sahi bunca kavga kıyamet koparken Cumhurbaşkanı’nın refikleri nerede? Bu kavga Erdoğan’ın şahsi kavgası mı? Cumhurbaşkanı Türkiye’nin mücadelesini vermiyor mu?
Şüphesiz Erdoğan yalnız değil, milletin yediden 70’e duası ve desteği arkasında. Meydanlar Erdoğan için, Türkiye için dolup taşıyor. 16 Nisan’daki halkoylamasında dünya bu gerçeği bir kez daha görecek. Fakat milletin gözü yine de eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AK Parti’nin tanıdık ağır toplarını arıyor. Ama ne yazık ki 16 Nisan için ne demeçleri var, ne de Batı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türkiye’ye yönelik saldırılarına ilişkin bir tepkileri söz konusu.
16 Nisan, Türkiye için tarihi bir dönüm noktası özelliği taşıyor. Avrupa’yla bu büyük dönüşüm sürecinin hemen arifesinde karşı karşıya gelmemiz elbette tesadüf değil; Batı, Türkiye’nin hükümet sisteminde değişiklik yapmak suretiyle kendine yeni bir yol çizmiş olmasından dolayı son derece rahatsız.
Avrupa kendi kapısında bekleyen zayıf, güçsüz, hatta parçalanmış bir Türkiye görmek istiyor. Bunun için de tüm imkânlarını seferber etmiş durumda. Diplomatik ikiyüzlülükleri de bir tarafa bırakarak ülkemize karşı açıktan düşmanlık sergilemeye başladılar. Adım adım Türkiye’nin üzerine gelecekler; belki de yaptırımlar, ambargo kararları birbirini izleyecek.
Türkiye bu durumda ne yapabilir? Batı’nın tehditlerine boyun mu eğmeliyiz? Kendi haddimizi, yerimizi bilerek eskiden olduğu gibi Avrupa’nın kapısında dilenci gibi beklemeye devam mı etmeliyiz? Batı istiyor diye güney sınırlarımızdaki terör devletini görmezden mi gelmeliyiz? PYD’yi tanıyıp PKK’yla ülkenin egemenliğini mi müzakere etmeliyiz? Devletin kapılarını FETÖ’ye yeniden mi açmalıyız?
Batı’nın Türkiye’den istediği bunlar; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ne yapsın? Meydanlarda millete hamaset sergileyip kapalı kapılar ardında Batı’nın bu dayatmalarına “evet” mi desin?
Büyük bir tarihe, köklü bir medeniyet geçmişine sahip olan Türkiye’nin tavrı elbette kendi yolunu çizmek oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye kendi göbeğini kendisi kesme yoluna gitti. Üstelik bu değişim süreci Batı’nın dilinden hiç düşürmediği demokratik usullerle gerçekleşiyor. Ne sırtını Batı’ya dönen, ne de dizginleri Batı’nın eline teslim eden bir Türkiye var artık.
Bu tarihî günlerde susanların, tek kelime dahi etmeyenlerin, meydanlara çıkmayıp, kavgaya omuz vermeyen refiklerin yarın herhangi bir isteği ve hakkı; milletin huzuruna çıkıp kabul görme talebi olabilir mi?
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019