Kurtuluş TAYİZ
ABD’nin Suriye’de rejime ait hava üssünü vurması iç savaşın yedinci yılında Washington adına yaşanan en kayda değer hamlelerden biri. Zira Obama döneminde oluşan Suriye politikası iç savaşın derinleşmesine, sivil kayıpların artmasına, Esed’in varlığını korumasına, Rusya’nın bölge üzerindeki etkinliğini artırmasına, İran yayılmacılığına, İsrail’in güçlenmesine ve güney sınırlarımızda PKK/PYD terörünün kendine alan bulmasına yol açtı. Mevcut statüko muhalifler ve Türkiye dışında neredeyse herkesin işine yaradı. İdlib’de yaşanan kimyasal katliamdan sonra Trump’ın müdahale emri vermesi, bu dengeyi değiştireceğe benziyor.
Moskova, vücut diliyle ABD müdahalesini ciddiye almadığını gösterse bile; BM’yi hızla harekete geçirmeye çalışması, ABD müdahalesini “uluslararası hukuka aykırı” sayması, ABD ile hava sahası anlaşmasını askıya aldıklarını duyurması durumun Rusya açısından da son derece ciddi olduğunu gösteriyor.
Rus basınının, ABD’nin düzenlediği askeri harekatı “Üçüncü dünya savaşının başlangıcı” olarak yorumlaması da zaten operasyonun Ruslar tarafından gayet ciddiye alındığını gösteriyor.
Donald Trump’ın, bu hamlesiyle Obama’nın bölgede Rusya’ya kaptırdığı psikolojik üstünlüğü yeniden ele etmeye çalıştığı söylenebilir. İki ülkenin Esed ile ilgili süregelen mutabakatı İdlib’deki kimyasal saldırıyla bozuldu. Rejimi düne kadar öncelikli hedef sıralamasına almayan Beyaz Saray, Esed’i artık Suriye’nin geleceğinde görmüyor. Bu politika değişikliği sahadaki ABD-Rus ortaklığının bittiğinin işaretidir.
Esed rejimine yönelik müdahaleye en büyük tepkiyi gösterenlerden biri de İran oldu. Bunun sebebi Tahran’ın, saldırıyı kendisine yönelik bir müdahale olarak algılaması. İran bunda elbette haksız sayılmaz; nitekim Şam rejimine yönelik müdahaleyi Batı medyası “İran’a bir gözdağı”olarak da yorumladı. ABD-Rusya ortaklığından en çok faydalanan ülke İran olduğu için, en çok tepkiyi gösteren ülke olması da normal.
ABD’nin Suriye’de rejimi askeri olarak ilk kez hedef alması Türkiye için yeni fırsatların kapısını araladı. Rusya ve İran’ın “Esed’li Suriye” planlarının dikiş tutması artık mümkün değil.
Suriye’deki değişimi kilitleyen Obama politikası önceki gün itibarıyla aşılmışa benziyor. Bu askeri harekatın ardından ABD, Türkiye’nin baştan beri savunduğu gibi Esed’i öncelikleri arasına almak zorunda kalacak. Yine Türkiye’nin “Güvenli bölge” tezleri ABD’de şimdiden karşılık bulmaya başladı. Her şeyden önce gerek ABD’nin, gerekse Rusya’nın bugünden itibaren Türkiye’ye olan ihtiyacı daha fazla artmış durumda. Türkiye’nin önünde geniş bir manevra alanı açılıyor.
16 Nisan’da sandıktan güçlü bir “Evet” çıkarsa Ankara’nın Suriye’deki etkinliği daha fazla artacak; Ankara için yeni işbirliği ve ortaklıklar için kapılar sonuna kadar aralanacak.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019