Kurtuluş TAYİZ
ABD Başkanı Donald Trump’ın, PYD’ye ağır silah verilmesi yönündeki teklifi onaylaması -üstelik bu kararı, Erdoğan’ın 16 Mayıs’taki ziyareti öncesi imzalaması - iki ülke arasındaki ilişkileri şüphesiz olumsuz etkileyecektir.
ABD’nin PYD’yi ağır silahlarla donatması, Washington’ın DEAŞ’la mücadelenin ötesinde birtakım hedeflere sahip olduğunu gösterdi. Pentagon, şu ana kadar 50 bine yakın YPG’liyi askeri olarak teçhizatlandırmış durumda. Bu güçlere ağır silahlar verme kararı da, nereden bakılırsa bakılsın ABD’nin, PYP güçlerinden düzenli bir ordu kurmakta olduğunu ortaya koyuyor. 50 bin kişilik bir gücü eğitmek, hafif-ağır silahlarla donatmak yeni bir devlet kurmakla aynı şey; ABD’nin, PYD’den düzenli ordu yaratma çabası devlet kurmasıyla eşanlamlı.
Pentagon’un önerisi ve Trump’ın onayıyla alınan bu kararın Türkiye’yi endişelendirmesi gerekiyor. Washington’ın Ankara’yı yatıştırıcı açıklamalarının hiçbir geçerliliği ve samimiyeti yok. Açıkça söylemek gerekirse, ABD’nin kurmakta olduğu bu ordu DEAŞ’a karşı değil, son tahlilde Türkiye’ye karşı kullanılacaktır. ABD’nin ve Batılı koalisyon güçlerinin bölgede bulunma sebebi de zaten DEAŞ’la mücadele değil, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek. Pentagon’un asıl planı, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD güçlerini bölgenin hakim silahlı-siyasi gücü haline getirmek ve “Büyük Kürdistan”ın temellerini atmak. Adının “Kürdistan” olmasına bakmayın, Washington bölgede “İkinci İsrail”i kuruyor.
Türkiye’nin bu durum karşısında nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu. PYD’nin ağır silahla donatılması, Ankara’nın manevra alanını iyice daralttı. Oysa Türkiye, ABD’nin DEAŞ ile mücadelede ihtiyaç duyduğu askeri desteği üstlenmeyi bile göze almıştı.
Ancak Amerika, PYD’yi tercih ederek asıl hedefinin DEAŞ olmadığını göstermiş oldu. Amaç DEAŞ ile mücadele olsaydı, bu konuda sahada ciddi bir başarıyı ortaya koyan bölgenin en güçlü devleti olarak Türkiye’nin tercih edilmesi gerekmez miydi?
ABD’nin sorumsuzca terör gruplarını silahlandırması, Ortadoğu’nun daha büyük çatışma ve savaşlara gebe olduğuna da gösteriyor, ki bugüne kadar ortaya çıkan kanlı tablonun sebebi zaten bu yaklaşım. Irak ve Suriye’de ortaya çıkan kanlı bilançonun sorumlusu başta ABD olmak üzere Batı sistemidir. Görülüyor ki, ABD bölgedeki etnik grupları ve mezhepleri birbirlerine karşı silahlandırarak daha çok kan dökülmesine sebep olacak.
ABD yönetimi, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir terör grubunu silahlandırıp desteklerken kuşkusuz Ankara’yı kızdırdığının farkında. Washington, Türkiye’nin başka da bir şansının olmadığını düşünerek Ankara’yı, “PYD devletini” tanımaya zorluyor. Batı sisteminin Ankara’ya verdiği tek şans, kendi mezarını kendi eliyle kazması!
Türkler, Batı sistemi tarafından köşeye sıkıştırıldıkları her seferinde, zor da olsa kuşatmayı yarmayı bilmiştir. Çanakkale destanının özü de budur; en zor şartlarda dahi topyekûn direnerek Batı’nın hesapları bozulmuştur. Bu kez de öyle olacaktır; kaldı ki Türkiye her zamankinden çok daha güçlü, çok daha milli birlik halinde.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019