Kurtuluş TAYİZ
AKP ve BDP arasındaki siyasi çekişme sürerken Güneydoğu’da önemli bir gelişme yaşanıyor. Adı Hizbullah’la birlikte anılan Mustazaf-Der, önceki gün Diyarbakır’da yaptığı bir mitingle siyasi harekete dönüşme kararı aldığını duyurdu.
Medya pek ilgi göstermese de Hizbullah uzun bir süredir sivil siyasete ısınıyor. Hizbullah adının bölgede, hatta Türkiye’de pek de sempatiyle karşılanmadığını söyleyelim. Hatırlayanlar için hâlâ dehşet saçan bir örgüt, Hizbullah. 2000’de lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesi, yönetici kadrolarının tutuklanmasıyla uzun bir sessizlik dönemine girdi. Ancak 2004 yılından bu yana da dernek ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla varlığını bir şekilde sürdürdü. Mustazaf-Der etrafında toplanan onlarca dernek, yardım kuruluşu, radyo, internet sitesi ve gazeteyle Güneydoğu’da önemli bir taban buldu. Tabii bu çalışmaların sivil nitelikte faaliyetler olduğunu belirtelim.
Yargıtay’ın 11 mayısta Mustazaf-Der’i kapatma kararını onaylaması sanırım örgüt için bir dönüm noktası oldu. Derneğin yöneticileri aslında uzun süredir siyasal bir oluşuma dönüşmeye direniyorlardı. Derneğin genel başkanıyla bir süre önce yaptığım konuşmada siyasal bir oluşum için “henüz erken” diyordu. Fakat Yargıtay’ın kapatma kararı, siyaset arenasına girmelerini hızlandırdı.
Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz’ın önceki gün Diyarbakır mitinginden yaptığı konuşmanın satır aralarını okumaya çalıştım; konuşma metninin çok dikkatli hazırlandığı hemen fark ediliyor. Siyasal eleştiri yönü ağırlıkta olan konuşmanın hedefinde ise AKP ve BDP bulunuyor. Hareketin başındaki isim olarak öne çıkan Hüseyin Yılmaz’ın, Uludere katliamı ile nasıl öldürüldüğü hâlâ bugün bile ortaya çıkarılamayan Ceylan Önkol cinayetine yönelik vurguları, Mustazaflar’ın demokratik mücadele içerisindeki yerlerini belirlemeleri açısından önemliydi; bu, BDP’ye yakın olan Kürtlere “biz de varız” mesajı olarak yorumlanabilir. Başörtülü genç kızların sorunları ile dindarların hassasiyetleri de iktidar partisi AKP’ye yapılan göndermeler olarak değerlendirildi.
Bu gelişmeyi daha ayrıntılı anlayabilmek için Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ile konuştum ve “siyasal harekete dönüşme kararı”nın ne anlama geldiğini sordum. Yılmaz, şunları söyledi:
“Biz 2004’ten beri dernek çatısı altında sivil bir mücadele veriyoruz. Faaliyetlerimiz ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırmayı amaçlıyordu. Ancak bu dernek çatısı, ya da bu dernek gömleği bize küçük gelmeye başlamıştı. Halkın başka sorunları da var; ülkenin sıkıntıları biliniyor, dernek statüsüyle siyasal sorunlara müdahil olmak mümkün değil. Dernekle bir yere kadar çalışma yapılabiliyor. Mustazaflar bölgede büyük bir toplumsal destek buldu ve beklentiler de arttı. Yargıtay’ın derneğimizi kapatma kararı, bizim siyasal bir oluşuma yönelmemizi hızlandırdı.”
Bundan sonraki adım ne olacak? Merak edilen bu soruyu Hüseyin Yılmaz -biraz ketum davransa da- özetle şöyle yanıtladı: “Siyasal bir harekete dönüşme kararını aslında bizim kitlemiz istedi. Bize yakın dernekler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri siyasal hareket başlatmamızı destekledi. Biz de böyle bir yola girdik. Bismillah, dedik başladık. Önümüzdeki günlerde halkın nabzını tutacağız. Halkla toplantılar yapıp görüş ve öneriler alacağız. Siyasi bir oluşumun adını ve kimliğini yakında yapacağımız bu toplantılardan sonra belirleyecek ve kamuoyuna açıklayacağız.”
Hüseyin Yılmaz, BDP ve AKP’nin bölgede belli bir oy potansiyeline karşılık geldiklerini söyledi ancak, bu oyların alternatifsizlik nedeniyle biraz da “mecburi” olarak bu partilere gittiğini savundu. Ne BDP’nin ne de AKP’nin tek başına bölgeyi temsil ettiğini söyleyen Yılmaz, —kendi deyimiyle— yaşanan boşluğu ve alternatifsizliği başlatacakları bu yeni siyasi oluşumla dolduracaklarını sözlerine ekledi. Kimseyle gürültü patırtı, savaş istemediklerini vurgulayan Yılmaz, BDP ve PKK’yla savaşa girmeyeceklerinin altını çizdi.
Hizbullah’ın sivil siyasete doğru evrilmesi olarak değerlendirdiğim bu gelişmenin nasıl bir seyir izleyeceğini elbette şimdiden kestirmek zor. Ancak Mustazaflar’ın iddialı olduklarını, disiplinli ve planlı çalıştıklarını söylemek mümkün. Pek öne çıkarmak istemiyorlar ama önümüzdeki yerel seçimlere hazırlandıkları anlaşılıyor.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019