Mehmet TIRAŞ
Sizleri bilmem ama ben zorla doğduğu topraklardan koparılmış ve parçalanmış ailelerin hikayelerini dinlerken,böyle bir romanı okurken,bir filmi seyrederken çok duygulanır tüylerim diken diken olur.
Yanılmıyorsam üç yıl veya dört yıl önce aramızdan ayrılan rahmetli ünlü gazeteci Mehmet Ali Birand kendisiyle özdeşleşen 32.Gün programını Ermenistan’ın bir üniversitesinde yapmıştı.. Ermeni gençlerle Türk-Ermeni meselesi ve iki ülke arasında yaşanılan siyasetten çok beni Ermeni gençlerin Türkiye’nin değişik il ve ilçelerini anlatmalarını hiç unutamam.Malatya,Muş,Sivas gibi illerden ve bu illerin ilçelerinden bahsetmelerini pür dikkat dinlemiştim,sanki daha dün ayrılmışlar gibi buraları anlatıyorlardı Ermeni gençler.
Birand usta bir gazetecilikle ayrıntıya girdi ve Ermeni gençlere sordu siz bu illeri ve ilçeleri nereden biliyorsunuz,diye?
Gençlerin hepsi anneannelerinden,büyük babalarından dinlediklerini ve bu ayrılık hikayelerini anlatırken de ağlayarak anlatırlardı,bizlere diyorlardı.
Ne kadar acı verici bir olaya düşüne biliyor musunuz?
Keşke bu program televizyonlarda tekrar verilse veya bir üniversite bu konuya eğilip bir tez konusu yapsa; insanlık dramı açısından ne kadar iyi olur,zorla yerinden yurdundan göçe zorlanmış,kültürlerinden koparılmış, bedenleri parçalı yaşayan insanların hayat hikayeleri,bilmeyenlere ve gelecek nesillere belgesel olarak aktarılsa.
Tabi bir de kitlesel mübadele olayı var, onun dramı da bambaşka.
Radikal gazetesinin 19.5.013 tarihli Pazar eki Radikal İki de ilginç olduğu gibi dramatik iki insan hikayesi yayınlandı “Toprak ile İnsan” başlıklı Karin Karakaşlı imzalı bir makaleydi ama siyasi bir gazete ekinde, değil de; tam bir edebiyat dergisinde yayınlanacak edebi bir yazıydı çok etkilendim.
Kürtçe,Arapça ve Ermenice halk şarkılarının unutulmaz sesi Aram Tigran,2009 yılında yurt dışında öldüğünde,Diyarbakır da gömülmeyi vasiyet etmişti izin çıkmadığı için,Bürüksel de Ermeni mezarlığında toprağa verilir .Demokratik toplum Partisi(DTP) İl Başkanı Fırat Anlı sonunda Diyarbakırdan götürdüğü toprağı sanatçının tabutunaun üzerine döker;sen toprağa kavuşmazsan toprak sana kavuşur misali unutulmaz bir örnek sergiler Anlı.
Anlı’nın sanatçının mezarının başında söylediği o güzelim sözleri hatırlayalım:”Mezopotamya bülbülü,senin için Amed’den selam ve sevgi getirdim.Senin vasiyetini yerine getiremediğimiz için özür diliyorum.Bizi bağışla,elimizde olmayan nedenlerden dolayı seni Amed’e getiremedik.Ama seni halkımızın gönlüne yerleştirdik.Sana söz veriyoruz,çok kısa bir zaman içerisinde vasiyetini yerine getirip topraklarına kavuşturacağız.”
Bir Süryaninin toprağına hasret ölümü ise ayrı bir yürek dağlıyor;Cemil Yaramış daha 39 yaşında son nefesini verirken beni Şırnak’ın Beytüşşebab ilçesine bağlı,ceviz ağacı köyünün Kato dağının eteğinde toprağa verilmesini istiyor.Bu isteği iç savaş nedeniyle ilk önce yereine getirilememiş;şimdi ancak ateşkesle birlikte aile Yaramış’ın cenazesini,Belçika’daki mezarından alıp Kato dağında toprağa verilmek üzere,Süryani Papaz ve BDP’li Belediye başkanı ve BDP siyasetçilerden oluşan kırk kişinin omzundan hasret kaldığı toprağına kavuşuyor.
Nasıl bir ülke ki insanın ölüm vasiyeti için istediği toprağı bile hasret bıraktırıyor.
Bizim kadim devletimiz sadece gayri Müslimlere değil özünden ve inancından şüphe duymadığı ama kendine itaat etmeyen vatandaşlarına da az çektirmemiştir.
PKK ile başlayan güney doğudaki çatışmalardan köyleri yakılıp-yıkılan zorla göç ettirilip kentlere naylon çadırlara yerleşmiş,derme çatma bir barakalarda kalan insanlar, yığınlarca kentlerin kenar mahallerinde yaşam mücadelesi veriyorlardı.Onlarca Güney doğu insan hikayelerinden basına yansıyandan bir örnek.
Bunlardan birisi Kızılay’ın dağıttığı yemekten almak için kuyrukta sıra beklerken, bir gazeteci ayak üstü 55-60 yaşlarında bir adamla röportaj yapmıştı.
Adam,ben köyümde 20 büyük baş hayvanı olan ve 80-90 küçük baş hayvanı olan bir adamdım ve evime gelen misafirime kuzu keserdim, şimdi Kızılay kuyruğunda yemek dileniyorum,bunu nasıl kabullenirim,nasıl devletle barışık olurum,diyordu.
Bana böylesi insan hikayeleri; kanın taşı içine emdiğini ve ne kadar yıkarsanız yıkayın emdiği kanı vermez, bir gün olur içine sızdırdığı kanı,taş tekrar dışa vururmuş.Taş-kan hikayesi toprağından koparılan insanların hikayesine benzemiyor mu?.Toprağından koparılan insanlar ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, toprağına ya kavuşuyor veya bunu bir insanlık hikayesi olarak kuşaktan kuşağa aktarıyor edebiyat ve sanat yoluyla.Sanat ve edebiyatta insanlığın yaşadıkları ve hayal ettiklerini anlatmak değil mi?İyi ki edebiyat ve sanat var; yoksa siyasetçinin inkarıyla nasıl baş ederdik.
Hayalinin baharında hayal ettiği yere uçarken genç denilecek 45 yaşında 1983 yılında; Esenboğa da bir uçak kazasında yaşamını yitiren şair Ergin Günce’nin hem hayalini anlatan, hem de yaşadıklarını yansıtan bir şiiriyle yazıya farklı bir insan hikayesiyle düğümleyelim;1972 yılında yazdığı bir şiir de Ergin Günce şöyle diyor:
Dün burada üç abiyi asmışlar/Suç anayasayı devirmek/zor mudur acaba asılmak/Yusuf’un bende bir gömleği kaldı/rahatlarım bankanın camını kırsam/ben asılırken bile gülen adamım.
Acaba şair elim uçak kazasında ölürken gülmüş müdür?
İyi ki şairle var..
Şairler ölümü sevdiren insanlardır.
Ölümü beklemek doğumu beklemekten daha zordur!.
Ölüm sevilmeseydi korkusunu nasıl tarif ederdik?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025