Mehmet TIRAŞ
Yazıya başlık yaptığım bu sözü; AKP’nin kurmayları ve onun yandaş medyasının esnaf takımından oluşan tetikçi takımı söylüyor.
Medyada okuyunca bu haberi; aklıma bir İsviçrelinin Türkiye’nin bir sahil beldesine yerleşmesinin nedenini anlatan öyküsünü hatırladım birden.
“Sen deli misin ülkeni terk edip neden buraya yerleştin, burada başına ne iş geleceğini biliyor musun,biz zor yaşıyoruz, diye kasabanın yerlileri sormuşlar” İsviçreliye..
“İsviçreli çok iyi biliyorum neden buraya yerleştiğimi;benim ülkemde üç yıl sonra ne olacağını bilirsiniz ama Türkiye’de ne olacağını hiç bilmediğiniz bir ülke ve insana heyecanı ve hüznü bir arada yaşatıyor,sizler içinde olduğunuz için farkında değilsiniz” demiş.
Hatırlatalım da Başbakan Erdoğan yıllarca hem de ABD Başkanı Obama’nın Türkiye’ye ziyaretine kadar yani Obama TBMM’nde Ahmet Türk ile görüşmeden öncesine kadar; BDP’lilerle o günkü parti adı olan DTP’lilerle hiç görüşmedi..
Görüşmeme nedenini de şuna bağlıyordu Erdoğan; bunlar terör örgütünün meclisteki uzantıları,bölücü başından(Öcalan’ı kastederek) aldıkları talimatla hareket ediyorlar,terör örgütüyle bağlarını koparsınlar,PKK’ya da terör örgütü desinler görüşürüm,benim iktidarımda Öcalan yakalansaydı ben asardım, derdi hep.
İsviçreli gözleminde yanılmamış vallahi.
Boşuna denmemiş el elin aynasıdır.
BDP’liler de Başbakana her toplantılarında ve medyaya verdikleri açıklamalarında silah konusunda PKK ‘nın dağ kadrosuyla ve İmrallı da tutuklu olan lideri Abdullah Öcalan ile görüşeceksiniz, muhatap biz değiliz,bizler de siyasi sorunların muhatabıyız, diye dillerinde tüy bitti.
Şimdi gelinen sürece bakar mısınız,Abdullah Öcalan muhatap alınırken halkın oylarıyla seçilmiş TBMM grubu olan partinin milletvekilleriyle görüşmeyi Öcalan ile görüşmenin arkasına itiyor,Öcalan’ı öne alıyor Erdoğan..
Başbakan artık Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda tek belirleyici bir güç olduğunun da, itirafını yapmış oluyor böylece.
Çünkü Erdoğan,Öcalan’ı etkisiz hale getirmek için çok değişik yöntemler uyguladı ama hepsinde de hüsrana uğradı.
Habur sürecini hatırlayalım Öcalan’ın çağrısıyla kandilden gelen PKK’lıları on binler karşıladı ve Erdoğan hükümeti de sınıra seyyar mahkeme kurarak dağdan gelen gerillaların ifadesini alarak tutuklamadılar..Ondan sonraki süreç bildiğiniz gibi çatışmalarla suya düştü.
Açlık grevlerini hatırlayın Başbakan açlık grevi yok bunlar kuzu çeviriyorlar,yeyip içip yatıyorlar, diye bir dış gezisinde atıp tuttu ama iş öyle bir boyuta gelince; Öcalan’ın çağrısıyla ceza evlerinde ölüm orucuna yatan on bine yakın Pkk’lı açlık grevini sonlandırınca,Öcalan’ın sıradan anlatıldığı gibi bir terör örgütü lideri olmadığı; Kürtlerin üzerinde ağırlığı ve saygınlığı olan, kitleleri harekete geçiren ve isyana dönüştüren bir gücü olduğu tescillenmiş oldu..
Öcalan’ın hangi partiyi ve kişiye işaret ederse 2.5 milyon Kürt seçmen o tarafa oy kullanıyor, bu da yüksek seçim kurulunun rakamlarıyla da teyit edilmiş durumda.
Ayrıca bu 2.5 milyon Kürt seçmen Abdullah Öcalan benim siyasi iradem diye imza veriyor TBMM’ne.
Peki Öcalan sürece destek veriyor da BDP ve Kandil neden karşı çıkıyor?
Aslında böyle bir şey yok;bu senaryoyu merkez medyaya ayar çeken,yandaş bir medya yaratan Başbakanın siyasi baş danışmanı olan,yandaş medyanın kaptanlığını yapan milletvekilinin kurgusu ama; aklına göre Öcalan ile kandil ve BDP’nin arasında görüş ayrılığı yaratmaya çalışıyor.Bunların artık bu saatten sonra yapmaya kalkmak şöyle dursun düşünmek bile komik bir şey.
Başbakan hatırlanırsa Hamas ile görüştüğünde dış ve iç dünyadan gelen baskılar karşısında Hamas’ın seçimle geldiğini söylüyordu ama Hamas ABD,AB,Japonya ve Kanada gibi ülkelerin terör örgütü listesindeydi.
Başbakan Hamas’ı terör örgütü görmediğini açıklamasından sonra PKK uluslar arası çok büyük destek görmeye başladı.
Ya bu imrallıya kim gidecek kararının komikliğine ne demeli?
Sanki AKP’nin İmrallıya gidecekleri belirlemesi AKP’nin siyasetini mi temsil ediyor; bu kadar insan kendine güldüren bir siyaset izler mi?
Ekonomiden sorumlu baş danışmanı seçtiği kişinin kendisi ve partisi için söylediği sözü kabullenip dost acı söyler sözünü yabana atıyorsa Erdoğan;daha çok zor günler kendini bekliyor demektir.
Ekonomi başdanışmanı joleli bakın ne demiş Erdoğan ve hükümeti için,16 Mart 2006 yılında Vatan gazetesindeki köşe yazında:”Sistem artık demokrasiden faşizme kayıyor,Türkiye adına çok endişeliyim.1923’de döşenen raylardan makas değiştiriliyor;tehlike çok büyük AKP’e kapatılmalıdır..Cumhuriyet Baş savcısı AKP’yi kapatmak için Anayasa Mahkemesine kapatma davası açınca da; devlet hükümete el koydu,diye yazılar döşüyor,şimdi Erdoğan benim atam” diyen adam.
Erdoğan’ın rotasını belirleyen ne bir Kürt politikası var ne de demokratikleşme paketi,tamamen seçime endeksli,iç ve dış konjonktürün yarattığı durum belirliyor.
Türkiye’de kürt sorunu yok Kürt kardeşlerimin sorunu var, benim iktidarımda Öcalan yakalanmış olsaydı idam ederdim,sözünü nereye koyacağız.
Ama İmrallı müdavimi BDP grup başkanı Iğdır milletvekili Pervin Buldan; Öcalan bize AKP’den bir şey istemeyin, siz taleplerinizi çıkın ve arkanızda olan halkla uygulayın dedi,diye açıklamalarına ne yanıt verecek Erdoğan ve onun tetikçi esnaf takımı, yandaş medya mensupları çok merak ediyoruz!.
Erdoğan’ın asmak istediği Abdullah Öcalan en sıkıntılı süreçte can simidi oluyor.
Başbakan şunu adı gibi biliyor; Suriye iç savaşından sonra Esed’in de gitmeyeceğine göre;Suriye Kürtleri de bir statü kazanmış durumda; dış politikasında da duvara toslamış vaziyette; Orta doğu da bir Kürdistan doğuyor; bunun belirleyici lideri de örgütlü ve güçlü bir potansiyeli olanda elinin altında, ülkesinde Kürtlere yön veren de Abdullah Öcalan..
Dikkat ederseniz çözüm süreciyle istisnalar hariç başta Erdoğan olmak üzere hiçbir AKP’li Öcalan için terör örgütünün bölücü başı,BDP’lilere de meclisteki uzantısı demiyorlar, örgüt lideri sıfatını kullanıyorlar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025