Mehmet TIRAŞ
Ülkenin gündemini belirleyen iki konu var birisi yerel seçimlerin yaklaşmasıyla siyasi partilerdeki belediye başkanlığına aday olacak kişiler üzerinde ki tartışmalar hız kesmez iken;diğer bir konu da MİT müsteşarı Hakan Fidan hakkında ABD medyasında çıkan iki makale ülkede bir panikleme yaratmış durumda başta AKP hükümeti ve doğal olarak ta Başbakan Erdoğan da görüyoruz bu tedirğnliği.
Bizde gündeme gelmeyen ama kim akıl ettiyse Nusaybin Suriye sınırına duvar örülmesinin yazmayı düşündük; gerçi ülke gündeminde pek yer almıyor ama BDP’liler bu duvara karşı çıkarak kitlesel olarak eylem yaparak sınıra yürüyorlar ama AKP’nin dalkavuk medyası ve onun tetikçi esnaf takımı pek buna yer vermiyorlar, ulusalcı medya ile gizliden bir iş tutukları da ortada.
Tarihte duvarla sınırları korumanın bir anlamının olmadığı belgeleriyle ortada olmasına rağmen,sınıra duvar örmenin bizim ülkeye ne fayda getireceğini çok merak ediyoruz.
Yıl 1991 ülke yeni genel seçimden çıkmış ANAP’ın sekiz yıllık iktidarına son verilmiş;seçimlerden DYP birinci parti çıkarken SHP ile koalisyon kurmuşlar;Demirel kurtarıcı olarak tekrar iktidara gelmiş..
Demirel hükümeti kurduktan sonra medyanın önünde 12 eylül darbesiyle iktidardan uzaklaştırılmış yıllarca siyasi yasaklı duruma gelmiş; demokratik yollardan tekrar iktidara gelmenin haklı guruyla; medyanın önüne geçip, ben 6 sefer gittim 7 Sefer geldim milletin istediği olmuş ve kimse bunun önüne kesemez gibi ne kadar demokrasiye özgü özgürlükçü sözlerle anlatıyordu.
DYP-SHP koalisyonu askeri darbeden sonra en demokratik bir hükümet protokolüyle kurulmuş bir hükümetti ama kağıt üzerinde kaldı o ayrı bir yazı konusu.
Demirel ilk güney doğu gezisinde Siirt’te halk hitaben yaptığı konuşmada Kürt realitesini tanıyoruz demesi,ezber bozan bir çıkıştı. Ama ardından söylediğine pişman oldu ve hamaset yapmaya devam etti.
İlk bütçe görüşmeleri yapılıyor parlamento da kürsüde Başbakan sıfatıyla Demirel eleştirileri yanıtlıyor; tabi bu arada terör tavan yapmış kanlı bir süreç yaşanıyor ülkenin doğu ve güney doğusunda..
Faili meçhuller,gözaltı kayıpları,yargısız infazlar,işkence bir devlet politikası olmuş,köy yakmalar ve boşaltmalar bölgede sürerken,Kürtlere karşı tam bir sürek avı süreci yaşanıyor.
Hükümete gelen eleştirilerin başında PKK’lıların Suriye sınırından sızmalar yaparak gece gelip eylem yaparak karakollara saldırı yaptığı,askerlerimiz öldürdüğü ve geri dönüşleriyle de yakalanamadığı sınırlarımızın yol geçen hanına döndüğü iddiası var..
Süleyman Demirel:buradan açık söylüyorum bizim iktidarımızda Suriye sınırından bu tarafa kuş bile uymayacak, diye ne kadar hamaset içeren sözler varsa hepsini söylüyor,genel kurulda alkış tufanı kopuyor.
Demirel her türlü sınır güvenliği ve zafiyeti giderilecek sözü veriyor ama duvar örülecek demiyor..
Çünkü Demirel’in iktidar olduğu dönemde Berlin duvarının yerinde yeller esiyor.Berlin duvarının yıkılmasıyla sosyalist sistem dağılmış,doğu bloku ülkelerin içinde bölünmeler baş gösteriyor.
Çekoslovakya bölünmüş içinden iki ülke çıkmış Slovakya ve Çek cumhuriyeti olarak,Berlin duvarının yıkılmamsıyla iki Almanya doğu ve batı olarak bölünmeye son verilip tek Almanya olması konusunda Berlin duvarının yıkılmasıyla hayata geçiyor.
Gelelim bu Nusaybin Suriye sınırına örülmek istenen duvara!.
Sözde bu duvar vatandaşlarımızın can v e mal güvenliği için yapılıyormuş, içişleri bakanı Muammer Güler’in iddiası.
Vatandaşın can ve mal güvenliği için yapılıyor da bölge halkı niye karşı çıkıyor?Eğer sınırlar duvarla korunsaydı yukarıda da belirttiğimiz gibi Berlin duvarı yıkılmazdı.
Soğuk savaş döneminin argümanları ve kavramlarıyla küreselleşen dünyaya ayak uyduramazsınız.
Çekoslovakya’nın dağılmasının ardında oyun yazarı Çek Cumhuriyetinin devlet başkanı Havel artık bu çağ sınırları yok ediyor ve insanları birbirine yakınlaştırıyor,diyordu..
AKP’nin ileri demokrasisinin geldiği yere bakar mısınız;yeryüzüne ayak uydurmak değil de yeryüzünün terk ettiği yola girmek olmuyor mu bu?Sınırlar duvar örmeye dayandıysa;bu totaliter bir sistemin işaretleri değil mi? İnsan hak ve özgürlüklerini referans almayan ilkel yöntemlere baş vurur, sınıra çekilen duvarda bunun kanıtından başka ne olabilir?Dokuz yüz yirmi kilo metre Suriye sınırına duvar mı çekeceksiniz?
Özürlükleri yasaklarla duvarlarla örerek nereye kadar götürebilirsiniz?
Başbakan biz din ve ırk milliyetçisi değiliz, diyor..
Peki dindar nesil yetiştireceğim,benim Reyhanlı da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demek, bir din ve mezhep milliyetçiliği, değil mi?
Anadilde eğitimi kabul etmemek mevcut olan tevhid-i tedrisat kanunu savunmak, Kemalizm’in milliyetçilik eğitimini, savunmak olmuyor mu?
Ülke bütünlüğünü savunmanın yolu eşit vatandaşlık hukukunu hayat geçirmekten geçiyor,bunun başka bir alternatifi var mı?
Çağın demokrasisinin alt yapısı ademimerkeziyetçilik geçiyor..
“Ademimerkeziyetçilik yenisi ile yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesiyle başlar;Osmanlı İstanbul’un yetkilerini dağıtmadığı için dağıldı;benzeri bir tehlike Türkiye’yi de bekliyor” diyordu haklı olarak Taraf Gazetesinde ki 28 Ekim 2013 tarihli yazısında Tamer akçam.
Nusaybin Suriye sınırına duvarın örülmesi ülkenin sınırlarının yeniden çizilmesinin tetikleyecektir;Arap Baharıyla dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu demedi mi;”orta doğunun haritası artık yeniden çiziliyor,diye..Bu çizilen haritada Türkiye’yi kapsamaz diyebilir miyiz?
Suriye iç savaşıyla AKP’nin dış politikasının duvara toslamasının ardından bölgede oluşan kaosu, sınıra duvar çekerek değil; daha rasyonel insani politikalar üreterek, sınırın ötesinde Suriye’de yaşayan Arapların,Kürtlerin ve Alevilerin akrabalık bağını koparmadan insani ilişkiyi canlı tutmanın kime zararı olur.
Eli kanlı terör örgütü El kaideye sınırları ardına kadar açıp ,ülkende olan Kürtlerle,Alevilerle ve Araplarla akrabalık bağlarını yaşatmak isteyen vatandaşlarının hasretini duvar örerek,vatandaşın devlete olan aidat duygusunu nasıl kazanacaksınız?
İnsan hakları bu çağda hiçbir ülkenin içişleri sorunu değil,bunu AKP’e anlamayıp yasaklara baş vurmaya kalkması,demokrasi konusunda samimiyetsizliğinin görüntüsü olarak hatırlanacak bu duvar..
Çözüm süreci Nusaybin Suriye sınırına örülen duvarın altında kalmasın?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025