Mehmet TIRAŞ
Edebiyata ilgi duyan roman okurları yazının başlığını görünce hemen akıllarına ünlü Franszı yazar Balzac diye mırıldandıklarını duyar gibiyim.
Vadideki Zambak okuduğumda çok etkilendiğim romanlardan birdir..
Balzac’ın ‘Vadideki Zambak’ adlı romanını tanıtmaya ve yorumlamaya çalışacağım..
Gerçek romanın öncüsü olanlardan birisi olarak tanımlanır Honere de Balzac.
Romanın öyküsüne girmeden önce Balzac’ı kısaca tanıyalım:Balzac 18.yüz yılda Fransa’da yaşamış çok genç denilecek bir yaşta 50 yaşında bu dünyaya gözlerini yumar.Balzac, 50 yaşına tam 100’e yakın eserler sığdırmış, çok yetenekli olduğu tartışmasız biridir.. Ölümünden bu tarafa kitapları onlarca dile çevrilmiş,çok okunan bir yeryüzü klasiği haline gelmiş,başucu romanlardan biridir vadideki zambak.
Bu romanda yazar siyasetten toplumsal hayatın her alanına ve akışına bir görüş getirir ama aşk konusunu erkeğin bakışından çok kadının bakışını öne alır..Balzac bu eserinde ağırlıklı olarak kadınların aşk tutkusunu ve kadının sevdiği bir erkeğe; yazdığı mektupa yer verir ve kadının aşka bağlılığını öne çıkartır ve aşkı kadın dünyasından tasvirler.
“Aşk, kendi olmayan her şeye nefret duyar”diye tanımlıyor Balzac..
Bir yüreğin size açıldığı,bir kulağın sizi dinlediği,bir bakışın size karşılık verdiği andaki sevincin mutluluğunu ancak siz bilebilirsiniz.Yaşanmış bütün kötü günleri bir tek günün mutluluğu siler.Yaşanmış ve unutulmamış acılar,gözlemler,hüzünler ,umutsuzluklar bir ruhu başka bir sırdaş ruha bağlayan birer bağdan başka bir şey değildir.
“Aşkı kadınların yaşattığını söyleyen yazar aynı zamanda kadınların birer şeytan olduğunu ‘yırtıcı hayvanlar gibidirler’der.
Bir kadın sevdiği bir erkeği bir başka kadınla mutlu görmektense,can çekişirken görmeyi yeğler,meğer ki bu kadın göklerden inmiş melek olsun;ne kadar severse yarası da o kadar ağır olur böyle bir kadının,diyor yazar.
Balzac erkekleri, kadınların vereceği bir kaç kural yardımıyla ayakta kalabilen çocuk adamlar görüyor.
Yazarın ahlak konusuna bakışı ise değişik bir boyut kazandırıyor romana..
Soylu insanların işi zordur,diye ..
Her hile,her kurnazlık eninde sonunda ortaya çıkar ve sonunda dönüp sahibine zararlı olur,oysa içtenlik alanında yerini alırsa,her her şeyin tehlikesi azalır gibi geliyor bana der.
Hiç kimsenin kulu olmayın yalnız kendi kendinize bağlı kalın.
Büyük insanların yaşadığı çevreye girerseniz,Tanrı gibi kararlarınızın tek yargıcı olursunuz,diye de birey olmanın ne kadar zor ve onura edici olduğuna dikkat çekiyor.
Bir kadının kendine aşık olan erkeğe yazdığı içli ve duygulu mektuba yer verir bu eserinde Balzac; uzun olan bu mektuptan kısa bir alıntı yapalım.Bu mektupta olgun yaştaki kadın genç kadınların erkeklere kurdukları değişmez tuzaklara ve rollere dikkat çekiyor.
Nüfuzlu kadınlarla ilişkiye girin. Nüfuzlu kadınlar daha çok yaşlı kadınlardır;size bütün ailelerin yakınlık derecelerini,sırlarını,amaca giden kestirme yolları öğretirler.Candan size bağlı kalırlar;pek dindar değilseler koruyuculuk aşka dönüşür onlarda;size çok yararlı olur,sizi överler ve çekici bir insan durumuna getirirler.Genç kadınlardan uzak durun!Bunu söylerken en küçük bir çıkar duygusu içinde bulunabileceğimi aklınızdan geçirmeyin,der..
Elli yaşındaki kadın sizin için her şeyi yapar,yirmi yaşındaki kadınsa hiçbir şey;birisi bütün yaşamınızı ister,ötekiyse bir kaç dakikayla yetinir,biraz dikkat ister sizden o kadar.! Genç kadınları ciddiye almayın,her şeylerine şaka olarak bakın,onlar ciddi şeyler düşünemez.Genç kadınlar bencildir,basittirler,gerçek dost olmazlar,yalnızca kendilerini düşünürler,en küçük bir başarı uğruna sizi harcayabilirler.Ayrıca hepsi de bağlılık ister, oysa sizin durumunuz size bağlı olunmasını gerektirirmektedir;işte bağdaşmayacak iki uç.Hiç biri size gerekli olan şeyleri düşünmez,hepsi de sizi değil kendilerini düşünürler,bağlılıklarıyla size yardım olmak bir yana hırslarıyla parçalarlar sizi;vaktinizi kaygısızca yerler,servetinizi tüketirler,cüzdanınızı boşalttıktan sonra,kibar çevredeki saygınlığınızı yok ederler,diye mektubunda devam eder.
Yakınmaya kalkışacak olursanız,en budalası bile size mutluluk verdiğini söyler.Genç kadınların mutlulukları değişkendir,sizin büyüklüğünüz kesin olmalıdır. Genç kadınlardan biri sözgelimi dertleriyle sizin ilginizi çekecek,bir başkası boyun eğmesiyle,en yumuşağı en az isteyen gibi gösterecektir kendisini;ama vazgeçilmez olduğunu anlar anlamaz,sizi müthiş bir egemenlik altına alacaktır.Sizi elinde tutabilmek için tehlikelere atılacak,boynunuza bağlı bir taş olacaktır.Siz bir gün boğulacaksınız ama o suyun yüzünde kalacaktır.Kurnazlıkta yaya kalmış kadınların bile sayısız tuzakları vardır..
Sizi sevecek kadın yalnız olacaktır;en büyük mutluluğu sizin ona bakışlarınız olacak,sizin sözlerinizle yaşayacaktır.Sevilmek,anlaşılmak,en büyük mutluktur dostum,bu mutluluüğu tutmanızı diliyorum ama ruhunuzun çiçeğini lekelemeyin,sevginizi koyduğunuz kalbe güvenin..
Severek seçtiğimiz erkeği biz kadınlar her şeyin üstünde tutarız.Üstünlüğümüze olan inancımızı sarsan her şey, aşkımızı da sarsar.Siz erkekler bizim gururumuz okşarken kendi gururunuzu okşuyorsunuz.Bütün kadınlar erkeklerin yüreğinin kuruluğunu fark eder,siz de hep mutsuz olursunuz.Pek az kadın size bunları söyleyecek kadar içten davranır.
Romanın mektup bölümü çok çetrefil. Kadının erkeklere kadınların şeytani yanlarını tanımlaması,başkalarını bilmem ama benim çok dikkatimi çekti.
Tabiki romanı bir bütünlüğü içinde okuyanlar başka bir bakış getirebilirler..
Benim de bu romanı tanıtırken ve yorumlarken aşk ve kadın üzerine bir şeyler karalamak geldiği içimden.
Aşk değince akla hemen kadın geliyor da erkeğin aşkta yeri neresi diye bir soruyu sormadan da, geçemiyorsunuz?
Aşkın değişmez ana menüsü kadındır,aşkı başlatan da yaşatan da ve bitiren de kadındır.
Erkeğin aşkta hiç bir etkisi yok mu,elbette var;Erkeğin kadını heyecanlandıran kulağına söylediği,gözlerini kapattırdığı,aklını başından alan ve yüreğini titreten sözlerdir.Kadının erkeği kulağı ile erkeğin ise kadını gözü ile sevdiği yabana atılmamaldır.
Her kadın ilişkisini evliliğe evrilmesini ister ama erkek bu duyguyu algılamaz ve istismar ederek, değişmez algısı kadında aradığı cinselliktir.Kadının dünyasında çıktığı erkekle birlikte aile olmak insan soyunu yaşatmak, çocuk veya çocuklarının olması hayali vardır..
Anne olmak kutsalların kutsalıdır, annelik inançların üstünde bir duygudur ve insanoğlu varlığını annesine borçludur.Annenin çirkini yoktur her çocuğun annesi dünyanın en güzel kadınıdır,insan annesine çirkin demeye veya engelli ise engelli demeye dili varmaz.
Erkek evlenmeyi teklif eder ama evliliği kadın sürdürür,erkeğin evliliğimi kurtarayım diye bir derdi yoktur,evliliğin ömrü kadının elindedir, kadının istemediği evlilik biter.Kadının ayrılacağım demesi sürahinin çatlaması gibidir.
Kadın evliliğini neden bitirir;bunların başında erkeğin kendisine şiddet uygulaması,hakaret etmesi,yalan söylemesi ve bir de aldatmadır ama bu bizm gibi ataerkil toplumlarda kendisini aldattığı için kocasından boşanan kadın yok gibidir.
Hayat tezatlarıyla yaşanan bir süreçtir..Bu da tezatlarını içinde taşıyan ve iz bırakan, kabuk bağlamayan yaralar açan, aşk serüveni ve sonuçları olsa gerek.
Ne dersiniz?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025