Bu sözü  2004 yılında İstanbul’da ulusal bir gazeteci ile yapacağım bir röportaj için gittiğim  gazetecinin evinde tanıştığım gazeteci  bayanın eşi olan ve  Özal’ın a takımında yer almış, bürokrat ve aynı zamanda akademisyen olan kişiden  duymuştum.

Önce bu hikayeyi o bürokratın ağzından aktarayım.

Özal her ay üst düzey bürokratları ile   toplantı yapardı Başbakanlıkta, her bürokrata tek tek sorarmış nasıl gidiyor bir sıkıntı var mı diye.

İlk toplantıda bütün katılımcı bürokratlar anlaşmış gibi her şey kusursuz ve çok iyi yoldayız Başbakanım hiç bir sorun yok demişler.

Özal toplantı bitti arkadaşlar  demiş ve salondan ayrılmış..

İkinci toplantıda Özal aynı soruyu tekrar sormuş bir sıkıntı var mı,vatandaş memnun mu diye sormuş,özellikle de medyada  her gün haber olan ve muhatabı olan bir bürokrata sorar   Özal?Bürokrat, bir sıkıntı yok başbakanım  medyanın asparagas haberleri bunlar çekemiyorlar  diye sözlerini tamamlar.. Bir başka bürokrata  daha sormuş Özal, o da aynı cevabı verir sorun yok deyince.

“Özal, bakın arkadaşlar eğer ben her şeyi kusursuz yapıyorsam ve vatandaşta memnun ise, her şeyi de  biliyorsam size ne ihtiyacım var diye tepki gösterir.

Ve ardından Özal sesini yükselterek nasıl sorun yok yav yüzlerce şikayet alıyorum, basına yansıyan haberlerin bir çoğu değil yüzde yetmişi doğru,açıkça sıkıntıları dile getirin yoksa sizleri görevden alacağım diye tehdit eder bürokratları..”

Birden bürokratlar bülbül olur ve konuşmaya başlarlar, konuşmaya başlayan her bürokrat  sözlerinin  kesilmemesi için zaman isteyince..

Özal, ne oldu hani sorun yoktu  der.

Bürokratlar sayın başbakanım biz eleştiri getirirsek görevden alır veya bizlere fırça atarsınız diye sesimiz çıkartmıyoruz, bizde böyle bir devlet geleneği var diye yakınırlar.

Özal eleştirmekten korkmayın ve çekinmeyin eleştiri gelmezse eksiğimizi ve yanlışımızı  nasıl göreceğiz diye korku ortamını ortadan kaldırır.

Erdoğan’ın yanlış dediği herşeye birden destek veren Akp’li bakanlar ve bürokratlar konuşmaya başlayınca aklıma Özal’ın o bürokratlara  yıllar önce söylediği ‘ben her şeyi biliyorsam size ne ihtiyacım var’ sözünü  hatırladım.

Her şeyi Erdoğan biliyorsa ki öyle gözüküyor hükümete,bürokrasiye  ne ihtiyaç var.

Erdoğan Hükümet yanlısı bir televizyon kanalında TEOG sistemi kaldırılmalı dedi,Milli Eğitim bakanlığı,TEOG kaldırılması için çalışma başlattığını açıkladı.

Erdoğan yabancı futbolcu sayısına bir sınır getirilmeli dedi,Futbol Federasyon Başkanı (FFB) yabancı futbolcu sayısına sınır getireceğiz açıklamasının çalışmasını başlattıklarını açıkladılar.

Erdoğan bunda bir kaç ay önce YÖK’ün bir toplantısında yaptığı  konuşmada  yardımcı doçentlik ne işe yarar, bunu anlamıyorum fuzuli bir ünvan gibi açıklamada bulundu,toplantının hemen ardından YÖK başkanı yardımcı doçentliği kaldıracağız diye medya mensuplarına açıklamada bulundu.

Eğer her şeyi Erdoğan biliyorsa ki,tartışmasız öyle gözüküyor  o zaman  bu bakanlara ve bu kadar bürokratlara ne ihtiyaç var ki?

On beş yılda 6 milli Eğitim Bakanı değişti..

Her gelen MEB’nı  yeni bir eğitim sistemine geçiyoruz yavrularımızı sınav ve ödeve boğmadan rahatlatacak, dünyayla buluşturacak  bir eğitim modelimiz olacak diye göreve başladı.

Her gelen MEB bir önceki bakanı suçlayarak göreve başladı..

 Sanki başka bir parti iktidara gelmiş gibi suçladı ama kendisi de suçladığı bakanın akıbetine  uğradı ve koca 15 yıl böyle boş  geçti..

Tekrar başa döndük TEOG’un yerine  gelecek sistemin ne olduğunu inanın  bakan bile bilmiyor.

Erdoğan konuştuktan sonra MEB’nı düşünmeye başlamıştır.

Cumhuriyet döneminde ve  askeri darbeler dönemi de dahil hiç böyle bir eğitim ve yargı sistemi yaşanmamıştır.

Demokratik bir hukuk devletinden uzaklaşan bir devletin geldiği yerin resmini hukuk,medya,eğitim ile temel hak ve özgürlükler de görürsünüz.

Partili Cumhurbaşkanı her şeyi biliyorsa,sahi bu bakanlar kuruluna ve bürokrasiye ne ihtiyaç var?