Melih ALTINOK
Mayıs ayında bir seminer için gittiğim bölgedeki havalimanlarından birinde rötar yapan uçağımı bekliyordum. Orta yaşlı bir adam yanaşıp selam verdi. Gündemle ilgili sohbet ederken dikkatli gözlerle çevredekileri süzdüğünü görünce ne iş yaptığını sordum.
Havalimanı’nda çalışan sivil bir polis memuruymuş. Terör biriminde çalıştığını öğrenince aklıma elbette ki PKK geldi. “Bir gerginlik mi var” diye sordum. Polis memuru başını sallayıp “Yok” dedi, “Çözüm Süreci ile birlikte bölge sakin. Biz El Kaide ve IŞİD gibi gruplara bakıyoruz!”
Uzunca bir süredir tüm havalimanlarında özellikle de Suriye ve Irak sınırına yakın olanlarında bu tür terör uzmanı polisler düzenli şekilde çalışıyorlarmış.
Söz konusu terör örgütlerinin faaliyetlerini izlediğim halde, henüz IŞİD’in Irak’taki operasyonu gerçekleşmediği için durumun ciddiyetini fark edememiştim ki polis memurunun anlattıklarıyla irkildim.
Polis memuru, her gün havalimanına inen bir iki kişiyi geldikleri ülkeye geri yolladıklarını anlattı. Bu kişilerin, Suriye ve Irak’taki El Kaide, El Nusra ya da IŞİD kamplarına gidecekleri istihbaratı, ortak çalışılan ülkelerin güvenlik birimlerinden geliyormuş. Ancak söz konusu istihbaratın genel olarak “eksik” ve “özensiz” olduğunu anlatan polis memuru, terör kamplarına gidecek kişileri çoğunlukla yerel istihbaratla ve bireysel deneyimleriyle tespit ettiklerini anlattı.
Pek çok şüphelinin havaalanındaki sorgusunda terör kamplarına gideceğini itiraf ettiğini söyleyen polis memurunun, bölge ülkelerinin duyarsızlığından yakınmasını fazla garipsemedim. Ancak doğuya dair ağızlarını açınca ilk olarak terör tehdidinden ve bu konudaki hassasiyetlerinden bahseden Avrupa ülkelerinin de farklı olmadığını öğrenince oldukça şaşırdım.
Dün AB Büyükelçilerine verdiği yemekte konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan da bu konudan bahsedince mevzuun üzerinde durulacak kadar ciddi olduğunu anladım. Türkiye’nin bölgede hiçbir terör örgütünün varlığına müsaade etmeyeceğini kaydeden Erdoğan’ın AB büyükelçilerinden talebi son derece netti:
“Suriye’ye geçerek radikal gruplara katılmayı planlayan 3. ülke vatandaşları için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. 5 bin 300'ü aşkın kişiye ülkemize giriş yasağı konuldu. Bu ülkelerden çıkışları engellenemeyen vatandaşlarının kayıtları gibi somut bilgilerin Türkiye’ye iletilmesini istiyoruz.”
AB umarım bu açık çağrı üzerine Türkiye ile istihbarat paylaşımı konusunda olumlu adımlar atar. Ancak kuşkusuz bu konuda Türkiye medyasına da görevler düşüyor. Özellikle de, bu büyük tehdidi, mesleklerinin ilkelerini de hiçe sayarak AKPfobiye kurban eden gazetecilere, “bölge uzmanlarına”…
Zira konuya Tufan Türenç gibi “Irak üçe bölündü. Suriye’de iki ayda gidecek dedikleri Saddam hâlâ devlet başkanı” düzeyinde hakim olan pek çok diplomasi ve bölge “uzmanı”, tüm enerjilerini Türkiye’nin bu grupları desteklediği propagandasına yaymaya vakfetmiş durumda.
Aksaray’daki ciğerci esnafından illa ki sakallı olanlarını “IŞİD lideri” ilan edecek kadar konuya “duyarlı” olan bu gazeteciler, eğer gerçekten terörü önemsiyorlarsa bir an için bireysel siyasi hesaplarını bırakıp mesleklerinin gereğini yerine getirmeliler. Bölge ülkelerine ve AB’ye teröristlerin geçişinin engellenmesi noktasında daha etkin istihbarat paylaşımı için baskı yapmalılar. Söz konusu yapılarla mücadele eden ve hatta tümünü terör listesine alan Türkiye’yi “teröre destek veren ülke olarak” dünyaya lanse etme çabaları iç politikadaki pozisyonlarına uygun olabilir. Ama unutmasınlar ki bu manipülasyonları; fotoğraflarını paylaşıp çok üzüldüklerini söyledikleri Suriye’deki ya da Irak’taki sivillere terör kurşunu olarak dönüyor.
Kısacası söyledikleri yalanlar kadar söylemedikleri, üzerini örttükleri gerçeklerle de bölgede sivilleri katleden bu vahşi teröre katkı yapıyorlar.
Ve takdir dersiniz ki bu sorumluluk çok ağır. Yıllardır bölge üzerine çalıştığını söylediği halde El Kaide ile IŞİD’in çatıştığından bihaber olan hatta Sünni-Şii ayrımını bile yapamayan Taraf’ın diplomatik yazarının eleştiriler karşısındaki “ne var canım akademik makale mi yazıyoruz” savunmasıyla geçiştirilecek türden değil yani.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019