Melih ALTINOK
İki gündür Ankara’da CHP kurultaylarını izliyorum. Ama korkmayın, ciddi ciddi bir CHP analizine soyunmaya hiç niyetim yok.
Zaten sanırım, Che posterlerinin altında hazırola geçmiş, büyük bir huşu içinde sol yumruklarını kaldırarak İstiklal Marşı’nı “haykıran” gençlik kollarını, darbe sanıklarının devrimci mesajlarıyla coşturan bu partinin de, partililerin de benim analizlerime ihtiyacı yok.
Ben de bugün CHP’yi değil CHP’lileri anlatayım dedim size. Kurultay salonunda yan yana oturduğumuz, pis köfte sırasına girdiğimiz, izbe köşelerde görevlilerden gizlenerek cıgaralarımızı tüttürdüğümüz CHP’li abileri, ablaları, kardeşleri...
Anadolu kaplanları: Bu grupta Kayseri Sarız’dan, Sivas Şarkışla’dan, Kırşehir’den gelmiş genelde erkek 50’li yaşlarında abiler, amcalar var. Teyzeler, ablalar yok aralarında. Kravatsız takım elbiseli ve illa ki kasketli bu amcaların coşkusu gerçekten takdire şayan. Her birinde rahmetli Âşık Mahsuni’nin ruhu var adeta. Yüksek sesle konuşuyorlar. CHP’nin iktidar olacağına inançlarına şapka çıkartmamak imkânsız. Güler yüzleri içinizi ısıtıyor.
Güneş yolcuları: İstisnasız esmer olmalarına karşın, sarışınlığa duydukları özlemi dibi gelmiş siyah saçlarının gölgeleyemediği CHP’lilerden oluşan bu grup tamamen kadınlardan oluşuyor. Yaş sınırı ise 35. İşaret parmaklarında ya da omuzlarında Mustafa Kemal imzalı dövme yoksa mutlaka Atatürk kolyesi takıyorlar. Bu tiplerin, Yeşim Ustaoğlu’na, Güneş’e Yolculuk filmindeki saçlarını cart sarıya boyatan esmer karakterini yaratırken ilham olduğuna dair duyumlarım da var. Anadolu kaplanlarının aksine güneş yolcusu ablalar çok gergin. Henüz gülenine rastlayamadım. Her an tartışmaya hazırlar.
Karaoğlan efekti: Güneş yolcusu CHP’li ablaların simetrisinde ise onlarla aynı yaş grubundaki bir başka boyalı erkek grubu var. “Yok böyle bir siyah” tonundaki soğan kabuğu rengi bıyık ve seyrek saçlarıyla dikkat çeken bu abilerin, CHP’nin asr-ı saadet devri sayılan Ecevit sempatileri inanç boyutunda. Baykal’ın kurmaylarından Yılmaz Ateş’in ikonalığını yaptığı söylenen bu gruptaki CHP’lilerin diğer bir özelliği de iyi içici olmaları.
CHP’nin şakirtleri: CHP gençlik kollarının ezici çoğunluğu, Cemaat’in şakirtlerinin muadili olan istidatlı gençlerden oluşuyor. Gençlik kollarında yükselerek partide etkin bir konuma gelmeyi hedefleyen bu gençler, 16 yaşından gün aldıkları gün üzerlerinde sırıtan o takım elbiseleri giyme zorunlukları var. İstisnasız temiz yüzlü ve yumuşak bir ses tonuna sahip olan CHP’nin şakirtlerinin asi gençliklerini, yaş otuza vurup da genel başkanlığın hayal olduğunu anlamalarının ardından yaşadıkları söyleniyor. Aralarında bir Faik Tunay olabilecek kadar şanslılar da çıkıyor elbette. Güldükleri ya da kızdıkları pek anlaşılamıyor. Zira karasızlıkları mimiklerini okunmaz kılıyor.
CHP-ML’liler: CHP’li şakirtlerden farklı olarak daha radikal olan gençler bu grupta yer alıyor. Mevsimine göre boğazlı kazak, gömlek ya da parka giyiyorlar. Kılları elverdiğince pos devrimci bıyığı bırakıyorlar. Deniz Gezmiş’i çok ama çok seviyorlar. Yüzlerindeki asıklığın, mahalledeki ya da okuldaki solcu çocuklarının “N’aber lan CHP-ML’li” saldırılarını savuşturmak ihtiyacıyla evrimin kendilerine bir armağanı olduğu söyleniyor. CHP tüzüğüne giren “emperyalizmle mücadele” maddesinde bu gençlerin kulis faaliyetlerinin etkili olduğu biliniyor.
Cemaatiz var mı diyeceğin
MİT krizinin ardından üzerinde çokça tartışılan konulardan birisi de AK Parti- Cemaat kutuplaşmasaydı.
Bildiğiniz üzere bazı kalemler tartışmaya “nedir bu cemaat” penceresinden dâhil oldular. Kimileri de bu konunun devamı olarak “niçin tartışmaya dâhil olanlar bir türlü çıkıp da açıkça cemaatçiyiz demiyorlar” diye sordular.
Aslında oldukça yerinde bir soruydu. Zira Cemaat’ten oldukları sır olamayan isimler hiçbir zaman bu sıfatı açıkça üstlenmediler. En fazla Ekrem Dumanlı’nın yaptığı gibi zaman zaman “kim cemaat adına konuşamaz” listeleri yayınladılar ya da cemaate nasıl hitap edilmesinin (mesela camia) uygun olacağına söylediler.
Ne var ki son dönemde bu tavırda tavsamalar olduğunu gözlemliyorum. Önceleri Cemaat’e dair göndermelerimi mahcup bir ifadeyle sessizce karşılayan Cemaat’ten dostlarımızın, son günlerde bir adım atıp “Ne var yani” noktasına geldiklerini görüyorum.
Geçenlerde ismini vererek Cemaat’le ilgili internette bir espri yazacağımı söylediğim hepiniz yakından tanıdığı bir ismin “rahat ol abi, bu saatten sonra ne olursa olsun” şeklindeki sözleri de genel gözlerimi doğrular nitelikte.
Bu dostumun başka tekil örneklerle de desteklenen çıkışının, Cemaat’in son dönemdeki genel tavrına işaret ettiğini düşünüyorum.
Oh be, tabii ki kardeşim. Ne o öyle tapınak şövalyeleri gibi imalarla konuşmalar, illegal tavırları. Suç mu işliyorsunuz, yasadışı bir iş mi yapıyorsunuz? Bence bu şeffaf tavır, her türlü tartışmaya Cemaat’e dair komploları katıp mevzuu açmaza sürükleyen giz avcılarının elindeki kozları da alır. Sizler de rahat edersiniz, bu kısır komplo teorilerinden bunalan bizler de.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































yener
süper yazı..devamını bekliyoruz..
Ceylan
Bu ülke ne acılar çekti.Ne göz yaşları döktü.O, önlerinde diz çökülesi Cumartesi annelerinin bütün uğraşı, evlatlarının katillerinin bulunması ile birlikte bir daha faili meçhullerin bu ülkede olmaması değil mi? Tebrikler.Gündemimizi on yıllardır meşgul eden bir konuya değinmişsiniz.
Erçin K
ben şunu bilir şunu söylerim belkide çoğu hayatını kaybeden kişilerin katilleri yakalanmadı veya yakalandı dillendirilmedi ama ibrahim tatlısesin yaralanması haberi herşeyin önüne geçti ve hemen çözüldü ve olayları işleyen kişiler yakalandı . demekki istenildiği zaman herkezi bulabiliyorlarmış ...