Mücahit BİLİCİ
İslamcı eğilim Nurculuğu hep pasif, duyarsız, entelektüel olarak çocuk ve hatta soğuk savaşta Batıcı (Amerikancı) gördü. Nurculuk ise İslamcılığa düşünsel olarak pek saygı duymadı. Hatta İslamcılığın seküler gözlere okunaklı gelen entelektüel cazibesine kıyasla çok naif ve dünyadan habersiz bile göründü. Çünkü dünyayı siyaseten tartışmak yerine onu dönüştürmekle meşgul idi (evet, Marx’ın filozoflara fırçası haksız değil). Ancak bu dönüşümüstten ve ite kaka değil, alttan kalpleri ve zihinleri demokratik ve medeni olarak fethederek olmalıydı. Nurculuk Sünni anlayıştaki düzenin muhafazası eğilimi, kendi barışçıl ortam taraftarlığı ve mukaddesatçı- milliyetçiliğin etkisiyle devlete saygıda ise hiç kusur etmedi.
Nurculuk devletin altında, toplumun içinde insana ve evin görünmeyen temellerine talip olup insanda devrim yaparken, İslamcılık devlete, balkona ve çatıya talip oldu. Nurculuk çatıdaki diktatörlerin tazyikiyle patlayan ve ancak çatıda gerçekleşen gürültülü İslami devrimlerin cazibesine hiç kapılmadı (Bir nokta: Türkiye toplumu İran toplumundan daha dindar). Temellerde insanı kazanarak, toplumu dönüştürmek suretiyle oluşacak demokratik basınçla zaten çatı dönüşecekti. Devlet ve siyaset amaç değil sonuç olmalıydı.
Çatıya talip ama tabansız İslamcılık demokrasiyle barışını yaparak liberalleştiği için kitleselleşti. Parti İslamcılığının geldiği o sınırda, toplumun devlete dönüştüğü bazen hırsla devletleştiği kıvamda duran (Nurcu kökenli) bir cemaat, Gülen Cemaati vardı. Ve Parti ile Cemaat buluştu. AK Parti otobüsü böyle doğdu. Nurculuk ile İslamcılık arası bir konumda olan ve devlet ilgisi Nurculukla çelişen (yarı-İslamcı) ama İslamcılık gibi yüzeysel olmayanGülen Cemaati ile AK Parti işbirliği on yıl sürdü. Gerekçelerini propaganda kirliliğinden tam olarak göremediğimiz bir bozuşmayla iki aktör çatışmaya başladı. Biri diğerine hükmetmek istedi. Parti üzerindeki Cemaat vesayeti kalkınca, Parti, iktidar şehvet ve rehavetiyle İslamcı temayüllere döndü.
Parti bu arada kendisine sahip çıkan diğer cemaatlere sahip çıktı. Siyasetin dışında duranNurcular ilk kez İslamcılıkla devletin karşısında ve dışında değil, içinde karşılaştılar. Nurcularda devlete olan saygı, İslamcılığa karşı savunmasızlığa dönüştü. İttihad-ı İslam ideali ve siyasetin dindarlaşması onları heyecanlandırdı. Nurculuğun açılım/ futuhat ilgisi, İslamcılığın İslam dünyasının dertleri/ acıları kültürü tepkimeye girdi. İslamcı slogan ve tarafgirlik kültürünün, kimi Nurcuların diline ve davranışına sirayet etmesinin bir sebebi,ortodoks Nurculuğun İslamcılıkla devletin nezih ve izzet- ikram dolu salonunda buluşmasıdır.
Siyaset ise gittikçe haşinleşiyordu. Dahili bir yangın söndürme ilacı olarak meydanlarda uzun süre kaynar hâlde tutulan Rabia suyu, aslında Gezivari bir başka yangın çıksa hemen üstüne dökülecekti. Çıkmasa da bu hararetli su, katılanların ve seyredenlerin kanını kaynatıyordu. Rabia’dan Gazze’ye ümmetin acıları içeride AK Parti’nin sarı renkli logoları olarak nakde dönüşüyordu. Dindar kitlelerin hissiyatını yakalayan siyasi oportünizm, bu hissiyatı ümmet duyarlılığı kıvamında politik bir kazanç olarak oya ve lider kültüne siyasi desteğe tahvil etti.
Belki haklı bir kişisel paranoya kısa zamanda milli bir paranoya yapıldı. Zira, devrim otobüsünü süren karizmatik şoför için siyaset bir yeniden milli mücadele, lidere sadakatde milli ödev ve dinî görev hâline getirildi. Nihayet şoför o otobüsü inşa edip birarada tutan pek çok mekanik ve lastikçinin üzerinden otobüsü hışımla sürerek ulu önderlik istikametinegiderken körüklenen gazın bir freni yok gibi. Gülen Cemaati ise siyasi hırsının cezasıolarak kaderin elinde bencil bir geçmiş için ödenmemiş zekâtın ve safi bir gelecek için gerekli tasaffinin bedelini ödüyor.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025