Mücahit BİLİCİ
Hürriyet ve meşrutiyetle yüzyıl önce tanışan insanımız hala sormaktan kurtulamadığı şu soruyu soruyordu: Gayrimüslimlerle (Ermenilerle ve Yahudilerle) nasıl müsavi olacağız? Hükmetmeye alışageldiği, manen kendini üstün gördüğü başka insanlarla eşit hale gelmek, tahakküm çağının halet-i ruhiyesinden çıkamamış Müslümanlar için kabul edilemez geliyordu. Hatta bunu İslam adına dile getiriyorlardı.
Onlara denildiği gibi “Müsavat [eşitlik] ise fazilet ve şerefte değil, hukuktadır. Hukukta ise şah ve geda birdir. Acaba bir şeriat karıncaya ayak basmayınız dese, tazibinden men ederse, nasıl beni-Adem’in hukukunu ihmal eder?”
Bugün hala gayrimüslimlerin eşitliğini kavrayamayan Müslümanlar var. Ancak yüzyıl önceki sorunungünümüzdeki izdüşümü kanaatimce LGBT konusudur. LGBT’lerle nasıl eşit olacağız sorusu bugünün (değilse yarının) sorusudur. Dindarlar henüz bunu ele alacak kıvama gelmiş değil. Ve dindarların yüzleşmekten kaçındığı bir konu. Şahsi kanaatimi paylaşayım.
Hürriyet ve demokrasi LGBT’lerin de eşit yurttaşlığını savunmayı gerektirir. Ahlaken onaylamadığımız ama aynı idari yapıyı paylaştığımız çeşitli insanlar olabilir: Allah’a inanmayan (ateist) veya günahkâr (Müslüman). Bu insanlar da vatandaştır. Yani bu insanlar, senin kadar devletin sahibi, senin kadar söz hakkına sahip.Demokraside herkes sultan olduğu için daha önce geda (köle) olan da daha önce şah veya sultan olanla eşit hale gelir, şah’ane (hünkarane) hür olur. Devlet, erkeğin de kadının da, dindarın da dinsizin de, siyahın da beyazın da, din ehlinin de dünya ehlinin de hizmetkârı haline gelir. Devlet, efendisi olan ateiste de dindara da eşit hizmet sunmak zorunda olan bir hizmetçiden başka bir şey değildir ve olmamalı.
Müslümanın gayrimüslime üstünlüğü fikri, devletin bir “hâkimiyet” cihazı olmuş olmasından kaynaklanan arızi bir durum idi. Yani mahkûm hale gelmemek için hâkim kalma zorunluluğu bedevi koşulların gereğiydi. Bu zorunluluk, devletin niteliği değiştiği için kalkmış, gayrimüslim üzerinde Müslüman hâkimiyetinin ve Müslümanın politik üstünlüğünün İslami, vicdani ve teknik bir temeli kalmamıştır.
Aynı sebepler, ahlaki ve kültürel olarak benimsemediğimiz, hoşgörmediğimiz tercih veya zaruretlerle amel eden muhataplar için de geçerlidir. Meselenin biyolojik veya iradi boyutları olabilir. Netice itibariyle cinselliğin bir kullanımı sözkonusu. Bunun keyfi mi doğal/zaruri mi olduğu tartışılıyor. Anladığım haliyle, İslamda evlilik dışı cinsel ilişki haram olduğu gibi bu da benzer bir günahtır. Şu halde meselenin bir dini boyutu: günah olup olmaması. Günahtır. Yasaktır. İkincisi bu günahı işleyen insanların vatandaş ve insan olarak hakları nelerdir? İşte bazı dindarların kavrayamadığı kısım bu.
Gayrimüslim nasıl eşit vatandaş olabiliyorsa eşcinsel vatandaşlar da eşit hak ve saygıya sahip olmalı. Hatta evlilikten kasıt medeni birlik ise yani hane oluşturma noktasında mesela devlet hanelere yardım veya bazı kolaylıklar sağlıyorsa birarada yaşama niyetiyle hane oluşturma hakkı ailelere münhasır kalmak zorunda değil. Sosyal devletin eylem birimi hane olacaksa, dini hizmet evinde bekâr kalmaya vakfolmuş insan da, birarada yaşamaya karar vermiş LGBT insanlar da hane olma hakkından istifade edebilmeli. Düşünün ki bir belediye (vergilerini toplayıp hizmet verdiği) mahalledeki hanelere faydalı bir yardım yapıyor. Ailelere yardımı yapıyor ama gariban öğrenci evlerine yapmıyor? Böyle bir şey adil olur mu? Olmaz. LGBT vatandaşlar için de sosyal hane oluşturma anlamında bir tanınma ve haklardan yararlanma mümkün olmalıdır. Kaldı ki demokraside kimse kimseye sevap ve/ya günah dayatamaz. Her insanın günah işleme hürriyeti var. Sevap ve günahın muhatabı Allah’tır. Hukuk ve suçun muhatabı ise diğer vatandaşı temsilen devlettir. Devlet hukuk ve suç konusunda müdahale edebilir, sevap ve günah konusunda değil.
Eşcinselliğin hukuku konusunu özetlersek: Günahkârlarının haklarının hukuken savunulması İslam’ın gereği olan bir günahtır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025