Roni MARGULIES
İlkokulda din dersi saati geldiğinde, Irvin Schick, Davut Kohen ve ben çok sevinirdik.
Biri şimdi Şehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, biri göz doktoru, bense gördüğünüz gibi henüz bir baltaya sap olamadım.
Nasıl olurdu, öğretmen “Haydi bakalım, Müslüman olmayanlar dışarı” mı derdi, hatırlayamıyorum.
Şimdi düşününce, sınıfın yüzde 90’ı otururken üç beş çocuğun kalkıp gitmesi sevimsiz bir duygu uyandırıyor içimde. El kadar çocukları o yaşta ayırmak, birbirlerinden farklı olduklarını hissettirmek herhalde makul bir pedagojik yaklaşım olmasa gerek.
Ama o zamanlar öyle düşünmezdik. İçimizdeki “Heheeyt” narasını bastırmaya çalışarak bahçeye fırlar, dersten kurtulmanın zevkini çıkarırdık.
Zavallı Müslüman arkadaşlarımız da pencerelerden bizi izleyip kıskanırdı herhalde.
Bunları hatırlamama DSİP’li yoldaşım Gökalp Öztürk vesile oldu.
Oğlu Aras’ın din derslerine girmemesi için açtığı davayı anlatacaktım size, ama kendisi anlatsın, daha iyi.
“Aras ‘din kültürü ve ahlak bilgisi’ dersine girmesi gereken sınıfa geldiğinde, okulun müdüriyetine çocuğumun bu dersi almasını istemediğimi belirten bir dilekçe verdim. Müdüriyet bana bu muafiyetten sadece gayrımüslim öğrencilerin yararlanabileceğini bildirdi. Ben de cevaben, benim de oğlumun da Müslüman olmadığını beyan eden bir dilekçe verdim. Okul ‘Hayır, nüfus cüzdanlarınızda Müslüman yazıyor, dolayısıyla Müslümansınız’ diye cevap verdi.
Bunun üzerine Nüfus Müdürlüğü’ne müracaatla nüfus cüzdanlarımızdaki Müslüman ibarelerini sildirttim. Ve din hanesi boş nüfus cüzdanlarımızla okula tekrar başvurdum. Okul durumu İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne sordu. Eğitim Müdürlüğü nüfus cüzdanlarında din hanesinin boş olmasının gayrımüslim anlamına gelemeyeceğini, gayrımüslim olabilmek için orada Müslüman ibaresinin dışında başka bir dinin isminin geçmesi gerektiğini belirtti. Ezcümle ‘Vatandaş, Müslüman değilsen, nesin o halde, onu söyle’ dediler.
Ben de ‘İnsanları dinî inançlarını açıklamaya zorlamak Anayasa’ya aykırıdır, benim beyanım yeterlidir’ dedim. ‘Velev ki Müslüman olayım, devlet herhangi bir çocuğa herhangi bir din dersini zorunlu olarak okutamaz, bu bilgileri çocuklarına istediği gibi öğretmek her ailenin özgürce karar vereceği bir şeydir’ dedim.
Başta ‘Ben Müslüman değilim, dolayısıyla çocuğum için bu ders mecburi değildir’ şeklinde bir talebim varken, baktım ki bu ülkede Müslüman olmadığını kanıtlamak deveye hendek atlatmaktan da zordur, tavrımı değiştirdim ve demeye başladım ki: ‘Ey devlet, sana ne benim hangi dine inanıp inanmadığımdan! Sen benim çocuğuma bağırta bağırta benim rızam hilafına herhangi bir şey öğretemezsin.’
Ve dava açtım. Dava sürerken de yürütmenin durdurulmasını, yani çocuğun bu derse devam zorunluluğunun kaldırılmasını talep ettim.
Mahkeme bu konuda beni haklı buldu, ‘mahkeme süresince çocuğun bu derse devam zorunluluğu yoktur’ dedi.
Ancak bu sene başında dava sonuçlandı ve kaybettik. Şu an Aras lisede ve bu derse zorla giriyor. Biz kararı temyiz ettik. Danıştay’a yaptığımız itiraz başvurusu da kabul edilmedi. Şu an itibariyle ‘karar düzeltme’ talebiyle son itiraz hakkımızı kullanmaktayız. Lehimize bir sonuç çıkmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.
Dünyanın her yerinde laiklik dendiğinde din ile devlet işlerinin ayrılması anlaşılır. Bizdeyse laiklik sanki dinin devlet eliyle kontrol edilmesi gibi algılanır. Devlet vatandaşlarının nasıl giyineceğinden çocuklarının nasıl yetiştirileceğine kadar üstüne vazife olmayan her şeye karışır. Dinlerini de insanlara devlet öğretir. Bir sosyalist olarak bu durumu kabul etmem söz konusu değil. Devletin bu ceberut uygulamalarına gücümün yettiği her yerde karşı çıktığım gibi oğlumun zorla din dersine sokulması konusunda da karşı çıkmaya karar verdim.
Devletin işi mi din, başörtüsü gibi konular? Sen yol yap, okul yap, sağlık ocağı aç, sana ne hangi dini nasıl yaşayacağımızdan.”
Ve bu öykünün en güzel yanı şu: Gökalp’in avukatı, İzmir MazlumDer eski başkanı Halit Çelik.
“Halit Bey oğlumun zorunlu din dersine girmemesi için benimle birlikte mücadele ederken,” diyor Gökalp, “ben de onun kızlarının başörtüleriyle üniversiteye devam edebilmesi için mücadele ediyorum”.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Haydi başka gezegene gidelim!
22.03.2023 - Diktatör, komplo ve ölüm
13.03.2023 - “Maşallah şehrin temizliği gayet güzel”
27.02.2023 - Türk erkeği ağlamaz (ben ağlarım)
20.02.2023 - Puslu havayı seven yabancı kurtlar
13.02.2023 - Dört dilde geçinemiyoruz!
6.02.2023 - Yasaklamalı mı, yasaklamamalı mı?
29.01.2023 - İnsan insanın kurdu mudur?
21.01.2023 - Ardahan Umumî Helalar Müstahdemliği ve hukuk
15.01.2023 - Seküler milliyetçilik ve dindar milliyetçilik
15.01.2023
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
TC Devletinin adalet sistemini kullanarak gasp ettigi arsalardan biridir Taksimdeki Ermeni mezarligi. Yagmadir ve yagmacilar arasinda da kavga cikmistir. Cemil Kocak bu hirsizliga kulp takmaya calismis. Cumhuriyet tarihi boyunca devletin gasp ettigi gayrimuslumlere ait mallar hakkinda da aydinlatici(?) yazilarinizi 4 gozle bekliyoruz. Varlik vergisinin de hakli bir vergi oldugu konusundaki fikirlerinizi de.