Sezin ÖNEY
Bugün bir doğumgünü gününde bu yazıyı yazarken...
Aklım son zamanlarda sıkça olduğu gibi Amin Maalouf’un bir kitabına gidiyor.
“Doğu’dan Uzakta”, daha doğrusu orijinal adıyla, “Le dérèglement du monde”; gerçekten de, “rayından çıkmış” bir dünyayı anlatıyor.
“Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?”...
Uzun yıllar yaşadığım bir kente, Budapeşte’ye, kısa bir süre dönünce, aklıma hep bu cümle zaten takılıyor.
Bir arkadaşlarının cenazesi için, geride bıraktıkları “memleketlerine”, Lübnan’a dönen “her daim sürgünleri” anlatıyor kitap.
Ama “Doğu’dan Uzakta”, siluetleşen, uzak bir geçmişten çok, Türkiye’nin bugününe ilişkin daha çok çağrışım yapıyor bana kalırsa...
Lübnan’da iç ve dış savaşla beraber (bugün Türkiye’de olduğundan çok daha sert yaşanan) bir ahlaki kriz aslında sözkonusu olan, Maalouf’un “rayından çıkmış dünyada” tahribatını anlattığı...
Son zamanlarda, çevreme, siyasete baktığımda, Türkçeye Ali Berktay’ın çevirdiği kitaptan şu satırlar sıkça aklıma geliyor...
“İlkeler insanların palamarları, bağlarıdır; onları kopardığında serbest kalırsın, ama içi helyum gazıyla doldurulmuş ve yükseldikçe yükselen kocaman bir balona benzersin. Balon gökyüzüne yükseliyormuş izlenimi verse de aslında hiçliğe doğru yükselmektedir.”
Veya;
“Toplum yasaları yerçekimi yasalarına benzemez, insan genellikle aşağı değil yukarı doğru düşer.”
Dünya genelinde; sadece Türkiye’de değil, hemen her toplumda da, bir “ana tema” siyasetin aracı olarak kullanılıyor; aşağıdaki satırlarda, Maalouf’un kitabında atıfta bulunulan, kavram aslında “belli bir din” veya “din” değil. Aynı cümleye, “laikliği”, bir ırkın, bir grubun yüceltilmesini de koyabilirsiniz bana kalırsa.
“Dini her işe karıştırıyorlar ve ona hizmet ettiklerini sanırken, aslında kendi ihtirasları veya kendi delice hevesleri için dini kullanıyorlar.”
Veya;
“Ahlakın yerine dini geçiren insanların sayısı durmadan artıyor. Sana caiz olandan ve olmayandan, mubahtan ve mekruhtan söz edip sözlerini alıntılarla destekliyorlar. Bence neyin dürüstlüğe veya adaba uygun olduğuyla uğraşsalar daha iyi ederler. Bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar.”
Tam da bugünlerde, Mısır’daki darbe ve öncesinde Türkiye’de yaşananlarla şu dipsiz kuyu soruya dönüyoruz...
“İslam ve demokrasi, birbiriyle uyumlu mudur?”
Ana fikri bu olan kaç yazı okudum ve maalesef, daha kaç yazı okumak zorundayım?
2001’de, 11 Eylül sonrası patlama yapan ve ana odağı/ hedef tahtası olarak da Türkiye’yi bulan bu sorunun, artık anlamsızlaştığını sanıyordum.
En baştan beri, benim soruya temel itirazım, “İslam ile demokrasinin beraberliği mümkün mü” sorgulayışının, “elbette” yanıtı ile de cevaplandırılmak istendiği zamanlarda dahi, hep bir “olumsuz” önerme içermesiydi.
Yani, “İslam ve demokrasi” diye sorgularken, İslamiyet’in demokrasiye uyumunun diğer dinlerden farkının ne olabileceği üzerine yazıp çizmeye başladığımız an, ister istemez bir ayrımcılık yapmaya başlıyoruz bence.
O zaman da, aslında “tüm dinlerin ve demokrasinin” nerede anlaşıp, nerede ayrıldığını sorgulamamız gerek; bu da bizi, “İslam ve demokrasi”den çok, laiklik meselesine bile değil, “hukuk devleti, eşitlik ve demokrasi” gibi kavramlara götürüyor.
Türkiye’de de ihtiyacımız olan bir “ahlaki” düzlem, savruluştan kurtulmayı sağlayacak “ahlaki raylar”; ödün verilmeyecek toplumsal ilkeler ve bireyler, farklı kesimler arası bağlarımızı kuracak, “müşterekliğimizi” oluşturacak insanca, insan için “hukuk”, temel kaideler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024