Sezin ÖNEY
Zaten otoriterlik meylini içinde hep taşımış, belli aralıklarla askerî müdahalelere maruz kalmış bir ülkeydi Türkiye.
Şimdi de...
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan” şeklindeki devlet söylemi zaman içinde bir yerlerde, bazı eklemeler daha “kazandı”; “tek parti, tek adam” ve tabii bunların tümü ve hepsinin kucaklaştığı “milli ruh” AK Parti.
Geçmiş yıllarda yapılan “klasik AKP değerlendirmeleri”, artık bir anlam taşımıyor.
Son birkaç yılda AKP değişti. Artık, ne 2000’lerin başındaki, ne de ortalarındaki parti o.
2011’deki genel seçimlerde, o zaman anlamı henüz okunamayan bir değişim yaşandı. AKP, Erdoğan’a dönüşmeye başladı.
Başbakan Erdoğan son yerel seçimlerin sonuçlarını da, kendi salt, yek, mutlak hegemonyasının gerek parti, gerekse de ülke içinde meşrulaştığı, onaylandığı biçiminde okudu. Ve, AKP’nin dönüşümü tamamlandı.
Artık, bu parti makinesi, “kendi halkını” yaratıyor.
“AKP, sosyal hizmetler ve ekonomi nedeniyle oy topluyor”; bu sürekli yinelenen şablon açıklamayı ele aldığımızda artık şunu sormamız gerek.
“Hangi sosyal hizmetler”, “hangi ekonomi”?
AKP’nin, Türkiye genelinde en yüksek oy oranına sahip olduğu yer İstanbul’da; Bağcılar. Yüzde 60’a yakın bir oran sözkonusu. Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, gençler için “temiz ve güvenli” internet projesini hayata geçirdiklerini duyuruyor. Bağcılar çapındaki bu internet hizmeti bedava; ama “temiz” kavramı çok sembolik. İlçe içi, içe kapalı, “AK bir internet” sistemi kurulmuş oluyor.
Bağcılar Belediyesi’nin görüntüde müthiş modernist, hizmetkâr; ama alsında, sadece tek boyutlu robotik bir AKhayat sunuyor.
“Temizlik”, müthiş de bir “ahlakçılık”.
“Kendi ahlak” düzenini yaratmak ve bunu da devlet kaynakları ile tüm halka empoze etmek... Bu “dincilik” veya “İslamcılık” da değil.
1960-70’lerin klasik Türk-İslam sentezinden semboller, ilhamlar alan ama bu sentezden de çok farklı; Türkiye’nin tüm tarihinden “psikolojik kilitler” tutan yeni bir ideoloji “AK-Erdoğanizm”. İçinde, “Malazgirt” var, “Mohaç” var, “Çanakkale” var... Batı karşıtlığı var, Pan-İslamizm, Pan-Türkizm, “Türklüğün” çerçevesini “İslam kardeşliği” tanımıyla esneten bir yeni milliyetçilik var... Ulusal gururun ezici, sert ruhunun vücut bulduğu devlet; “güçlü devlet” var...
Ahlaki kriterler, tarihî göndermelerle süslenirken; psikolojik açıdan güçlü mesajların son derece güncel bir yönü de var.
Hızla, emek vermeden zenginleşmek ve “modern teknolojinin” cafcaflı tarafını alıp, tüketmek tüketmek...
İnşaata dayalı betonarme bir gelişim yaşayan ekonomi, her ay 100’den fazla işçinin canını alıyor. Mart’ta herkes seçim tartışmasıyla meşgulken, 112 işçi “önlenebilir iş kazaları” sonucu öldü. Çoğu, inşaat sektöründen...
“Rezidansların” duvarında kan var --ama kimin umurunda? Bugün ezilen, yeterince AKlaşırsa, neden bir rezidansı olmasın?
Balkon konuşmasında yer alan üç “karakter” çok büyük sembolik önem taşıyordu:
Bilal Erdoğan, Yiğit Bulut, Egemen Bağış...
Bu üç ismin balkon çıkartması, AKP lideri Erdoğan tarafından Türkiye’de yerel seçimlerin galibinin, “kendi ahlak ve karar düzeni” olduğunun da ilanıydı aslında.
Bundan sonra, Türkiye için “Kopenhag Kriterleri” yok, Başbakan’ın seçim zaferi konuşmasının ilan ettiği “Balkon Kriterleri” var.
Son günlerde, Erdoğan ve AKP’nin üst düzey isimlerince, “gayrimilli” ve “milli” diye yapılan nitelemeler gittikçe artıyor; “Balkon Kriterleri” bunlar aslında.
Türkiye’de hak ve özgürlükleri engelleyen kanunlarda hep “milli çıkarlara” bir atıf olmuştur; yasaklama, baskılama, ezme “sebebi” olarak hep bu “milli çıkar” gösterilmiştir.
“Milli” çıkar artık AK-Erdoğanizm.
“Milli” çıkar şimdi de, devlet içinde tüm şeffaflıktan uzak, “karanlık”, hesap vermekten muaf güçlerin birleşimi; AK-Erdoğanizm.
Ama ne gam; hayatlar AKlaşıyor.
Şimdi sırada, Erdoğan’ın kendi muhalefetini yaratma süreci var. Tüm partilerden demokrat bireylerin ayıklandığı bir süreç.
İktidar imkânı tamamen budanan, gettolaşmış zayıf azınlıkların desteklemek zorunda kaldığı, çok parçalı, birbiriyle kavgalı, AKgölge altında “muhalefet”.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024