Sezin ÖNEY
Berkin Elvan'ın cenazesindeki kalabalığı gören bir "sıradan vatandaşın" şöyle dediğini duymuştum; "Ne kadar kalabalık, sanki Cumhurbaşkanı ölmüş"...
Cumhurbaşkanlığı, "Çankaya"; Türkiye için neden önemli?
Neden, Türkiye siyasetine damgasını vuran başlıca isimler, "Çankaya'ya çıkmak" istiyor?
"Çankaya", fiziksel olarak, Ankara'ya tepeden bakması dışında, neden "çıkılan" bir mekan?
Türkiye'nin siyasi tarihi, en başından beri, bürokrasi ve siyaset arasındaki gerilimlere şahit olmuş.
Ama, bürokrasinin içinde siyaset ve siyasetin içinde de bürokrasi yok mu?
Her zaman, her dönemde fazlasıyla var aslında...
Bugün de, “bürokrasi” ve “siyaset”in en üst kademeleri, yani “devlet seçkinleri”, birbirinin uzantısı. Ve olmaya devam da ediyor; edecek de.
Ta ki, “devlet” küçülene, işgal ettiği bireysel ve toplumsal alandan çekilene kadar...
Oysa, halkın iradesi, “sivil siyaset” zaten galip gelmemiş miydi?
Türkiye siyasetine yönelik yorumlarda son 10 yılda, "bürokrasi"yi, en başta demokrasi, Türkiye'nin tüm "sorunlu alanlarının" kaynağı olarak algılayanlar, "çoğunluk" olmaya başlamıştı. Yakın zamana kadar yapılan "devlet" ve "hükümet" ayrımının altında da, “bürokrasiyi temsil eden devlet” ve “siyaseti temsil eden hükümet” gibi bir ikilik olduğu anlayışı yatıyordu.
Askeri vesayet olarak adlandırılan, ordunun politika üzerindeki etkisi de, bürokrasinin, siyasetin üzerinde konumlanmasının en somut, en üst düzey hali olarak niteleniyordu.
Artık, asker-sivil ilişkileri, Türkiye'de ne siyasetin, ne siyaset üzerine yorum yapanların ilgilendiği bir konu.
Sanki, “askeri vesayet” diye bir kavram olmamış, Milli Güvenlik Kurulu toplantılarının kapılarından gelecek haberler nefesler tutulup beklenmemiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey atamaları manşetlik haberler olmamış gibi bir “hal” var ortada.
Darbelere yönelik davalar peki? Konuyu iş edinen bazı vatandaşlar, sayılı sivil toplum örgütleri dışında, kim takipçisi bu davaların?
Askeri vesayet, devletin “konu ettiği” bir mesele olmaktan çıkınca, devlet seçkinleri arasında, iş bölümü yeniden kararlaştırılınca, “asker-sivil ilişkileri” de, kamuoyunda gündem olmaktan çıktı.
Keza, Kürt Sorunu da öyle. Devletin, hükümetler ve toplum üzerinde baskı uyguladığı; Kürt Sorunu’nun konuşulmaması için elinden geleni ardına koymadığı dönemde, bu mesele aslında daha çok konuşuluyordu.
Devletin “güncel seçkinleri”, meselenin konu olmaktan çıkmasına karar verince de, Kürt Sorunu kamuoyunun tartıştığı bir gündem maddesi olmaktan uzaklaştı. Şimdi, Kürt Sorunu’nun “çözümü”, devletin teşhis ve takdir ettiği kadarıyla, bürokrasinin yetki alanında.
1915 Taziyesi de benzer bir konu...Devlet mesele etmekten çıkınca, Ermeni Soykırımı da, “sorun” olmaktan çıkmış oluyor.
Bu arada da, devlet seçkinleri, kendi varlık kaygılarına göre, yeni tehdit ve sorun alanları yaratıyorlar.
Bürokrasinin vesayetinin sürdüğüne dair gösterge, hiç de beklenmedik bir yerden Türkiye kamuoyuna göz kırpıyor.
"Halkın seçeceği bir Cumhurbaşkanı" ve nedenle "Milli İrade"yi temsil eden bir Cumhurbaşkanı seçilecekken, nasıl olur da, “bürokrasinin egemenliği” bu seçimle tescillenecek olur?
Tabii ki, “Çankaya’nın aşağısında kalan herşeyin”, bürokrasiye dönüşmesiyle...
Siyasetin zaferiyse, politikanın toplumsal farklılıkları yansıtabildiği, temsil edebildiği ve farklılıkların hem tartışarak, hem uzlaşarak ortak bir çizgi oluşturabildiği bir düzeni gerektiriyor.
Bu da, kendi rasyonalitesini topluma empoze etmeye çalışan “tekelci” bürokrasinin tahakkümünün kırılmasıyla mümkün. Çankaya üzerinden yeniden üretilmesiyle değil...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024