Sezin ÖNEY
Seni nasıl seviyorum?
Elbette, tüm gerçekten âşıklar gibi, hiçbir sebebi olmadan…
Nedensiz hiç…
İyisin, güzelsin, incecik detaylarla zarifçe işlenmişsin ve beni hep şaşırtabilen bir sürü yönün var diye değil; bunların bütünüyle benim gözümde dünyanın en değişilmezisin diye değil…
Seni seviyorum, nedeni de sen, sensin işte; bu kadar da basit. Senden bir tane daha yok, bu dünyanın bir tanesisin. Böylesi sevmekten başka türlüsü de zaten mümkün olamazdı; öyle kaçınılmaz, öyle kendiliğinden, öyle hesapsız oluvermesi dışında bir başka yolu da, mümkünatı da yoktu… Ama ilk karşılaştığımızda seni bu kadar seveceğimi hiç öngörememiştim; yavaş yavaş girdim çekim alanına sana, ben de şaşırıyorum… Biliyorum ki, başkaları, sen de benim gördüklerimi göremez, bu gözlerle sana bakamazlar, böylesine bağlanamazlar sana.
Evin penceresinden uzaklara doğru siluetini izlemek için sana baktığımda gördüğümü; şafak zamanı, günün ilk ışıkları sana doğru düştüğünde, altın rengine büründüğünde içime işlenen resmini; karlar üzerine düşerken o sükûnet ve beyazlık arasındaki imgeni… Çok sevdiğin hamamların buharı ve sıcağındaki seni hayal ederken ben, zihnimde oluşan sisli buğulu hâlini…
Ve tabii, köprüler arasında akşamüzeri, herkes işten çıkar akşam yoluna düşerken durup sana bir baktığımda gözlerime gözükeni… Akşamları da, ışıkları donanınca, çok sevdiğin pırıl pırıl ışıkların üzerinde kırılıp, her bir yana yansıdığı kristaller gibi yıldız yıldız duruşunu…
İzlerini, her nereye gitsem üzerimde taşıyorum.
Yola her çıktığımda, senden her uzak kaldığımda bir ağrı başlıyor; hasret sızısı, öyle ki beraber geçebilen zaman da özlemi sadece daha da artırıyor. Zaten, zaman hiç yetmiyor bize. Ne kadar çok olsa da hiç yetmeyecek; sonsuzun kavram olarak az geldiği bir zamanda yaşıyoruz beraberken.
O kadar hızlı koşuyor ki zaman peşimizden, ne kadar kaçsak yakalanıyoruz. Yıllar geçiyor ve hep daha azı kalıyor geleceğin. Sen de ben de, yeni yaşları giyiyoruz üzerimize çizgi çizgi; ama sen, hep değişirken de aynı kalıyorsun. Bulutlar toplandığında birkaç damla yaşın toplandığı gece rengi gözlerin hep hüzünlü zor geçmişlerin, boşa harcatılan yılların ağır yüküyle; ama hep aynı o gözler parklardaki çocuklar parlaklığında.
Ruhunun bir yanı kurşun izleriyle delik deşik. Ve hiç tamir olamayacak biliyorum. Omuzlarına binen ağır yükler, hiç bitmeyen çilelerin, uğradığın haksızlıkların ısrarla belini bükmeye çalışması; ama işte, bu trajik, yitik tarafına rağmen hep de gülmeye hazırsın, her şeye iyi tarafından bakarsın. Herhâlde onun için, seni düşündüğümde neşelenmeden, gülümsemeden edemiyorum her seferinde…
Uzaktayken senden, biraz senin dilinden biraz benimkinden uydurduğumuz yeni dilden kelimeleri aklımdan geçirince gülme tutuyor beni. Bizim ortak dilimizi sadece biz biliyoruz, başka herkese kilitli bu dil; bilinmeyen dilde konuşuyoruz işte, bir sokaktan ötekine koşar adım geçer gibi hızla eksik kalan cümlelerini birimizin diğeri tamamlıyor.
Madem bize kolay bir hayat yolu zor; biz de, inadına daha çok severek yaşarız ve inadına güzel yaşarız beraberken. Onun için, senin sokaklarını hep daha çok gezecek, labirentlerinde hep daha çok dolaşacağım. Ve gözlerimin sana değebildiği, sana bakabildiğim, senin atmosferinde her nefes alabildiğim her ânı da olabilecek en muhteşem armağan olarak göreceğim.
Sonu olmaz bizim sözümüzün ama son diyeceğim şu ki; seni bir renk yapsam, saf suyun rengi olurdun. Öylesi şeffaf ve bakınca insanın ötesini görebildiği duruluktasın. Böyle bir şehr-i yâr işte, benim sevgilim, sadece bana ait olduğu hâliyle Budapeşte.
Hediye olarak bir şifre, bir esrarlı hâl, bir giz var bu yazının içinde. Ve onu da, sadece sen görebiliyor, sen çözebiliyorsun.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024