Sezin ÖNEY
Türkiye’nin geçmişi ve bugünü arasındaki en büyük fark, geçmişte, hak ve özgürlükler, yolsuzluk, demokratikleşme gibi konulardaki hatalarının bilinmesi ve yanlışa “yanlış” denilebilmesiydi. Bugün ise, “yanlış” olan ne bilinse de umursanmaması ötesinde, yanlış olan “doğru” gibi gösteriliyor; ayıplanmıyor, yargılanamıyor.
Yalan ve suç tamamen dokunulmazlık kazandı.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin, Kasım 2015’te öldürülmesi ve yaklaşık altı aylık bir süre içinde, bilirkişi raporuyla, jet hızıyla “failinin bilinmeyeceği” hükmünün verilmesi, “geçmiş” ve “bugünün” nasıl keskin bir hatla ayrıldığının göstergesi.
Elçi, bir avukat ve baro sisteminin üst düzey isimlerinden biri olarak, yaşamını “faili meçhuller”, “cezasızlığa” karşı mücadele vermek için harcamış. Ve kendisi, faili meçhule kurban gidiyor; yetmiyor, onun ömrünü harcadığı davalarda, bu kadar bir “meçhullük” yok. “Faili meçhul” diyoruz, geçmişte en azından ama faillerin, üç aşağı beş yukarı kimliği belli olabiliyor ve sanık sandalyesinde oturabiliyorlardı.Elçi’nin canını alan cinayet kadar, “fail bilinemez” diye kestirip atılması da, başka bir cinayet oldu.
Elçi cinayetinin cezasızlığa mahkum edilmesi ve Türkiye’yi saran yolsuzluk ağları birbiriyle ilintisiz mi?
Meşhur “Panama Belgeleri”, önceki gün tüm ilgilenenlerin araştırabileceği şekilde, “halka” açıldı malum. Dünyanın en büyük dördüncü off -shore hukuk şirketi olan Mossack Fonseca’nın 11,5 milyon dosyalık arşivinde, şimdi isteyen herkes, istediği ismin, şirketin off -shore bağlarının izini sürebilir.
Üst düzey bir Nazi SS subayının oğlu Jürgen Rolf Dieter Mossack ve Brezilya’daki Petrobras skandalına karışan Panamalı hukukçu Ramón Fonseca’nın kurduğu bu şirket, “çok zenginlerin”, kazançlarını ülkelerinde vergilendirilmeden yatırımda kullanmalarına aracılık ediyor.
Yani, ulusal ve uluslararası hukuktaki boşlukları kullanarak, “yasal biçimde” vergi kaçakçılığı yapılmasını sağlıyor. Belgelerin tümü açıklanınca ortaya çıktı ki, Türkiye’de, muhafazakarından “Beyaz Türk’üne”, tüm “krema tabakası” da, Mossack Fonseca müşterisiymiş.
Peki ne oluyor? Hiçbir şey…Medyanın ezici bir çoğunluğu, konuyu gündemine bile almıyor; çünkü kendi patronları veya patronlarının ilintili olduğu çevreler de “müşteri”. Bu “hepiniz oradaydınız” hali, toplumun bu devasa vergi kaçakçılığı zincirine göz yumdurulmasını da beraberinde getiriyor.
Dev şirketler, en zirve iş dünyası vergi kaçakçılığı yaparken, sıradan vatandaş, her alışveriş yaptığında, elektrikten suya her türlü hizmeti aldığında, rekor boyutta vergi ödüyor ama…Sonra da, kendi cebinden kesilenlerle, kendine en ufak bir kamu hizmeti yapılınca “sevindirik” oluyor.
Dahası, başka bir ahlaki sorun da, şirketin müşterileri arasında, “kara para” aklamaya çalışan uyuşturucu kartelleri, mafya patronlarının da olması. ABD’de uyuşturucu ticaretiyle mücadele için çalışan eski federal ajan ve “My Secret Life Inside the Dirty Banks Behind Pablo Escobar’s Medellín Cartel” (Pablo Escobar’ın Medellín Karteli içindeki Gizli Hayatım) adlı kitabın yazarı Robert Mazur, Mossack Fonseca gibi şirketleri, “Kara para ve mafya ağlarının varlığı sağlayan benzin” olarak niteliyor.
Etik meseleler, burada da bitmiyor: Britanya’nın en büyük hırsızlık vakalarından biri olan, 1983’teki Londra Heathrow Havaalanı’nda bir depodan 7 bin külçe altınla beraber elmaslar ve nakit para da çalan hırsızlar, sırra kadem basmıştı. Bugüne kadar çözülemeyen bu hırsızlık olayının faillerinin de, Mossack Fonseca müşterisi olduğu belirtiliyor.
Böylesi karanlık bir şirketin müşterisi olan Türkiye zenginleri, yaratılmasına aracılık ettikleri karanlık, yolsuz, mafyöz ve puslu kişiliklerin cirit attığı bugünün Türkiyesi’nin kendilerine zarar vermeyeceğini mi sanıyorlar? Ezilmiş, sadaka ekonomisi ve kültürüne mahkum edilmiş bir halkın ağırlıkta olduğu bir ülkede, kendi zenginliklerinin de sürekli olamayacağını, varlıklarının can ve mal güvenliğine hiçbir saygının kalmadığı bir yerde pamuk ipliğine bağlandığını görmüyorlar mı?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024