Sezin ÖNEY
Türkiye’de, savaş ve kutuplaşmanın hakim olduğu bir döneme girilirken Kolombiya’da en az 60-70 yıllık bir mazisi olan çatışma geride bırakılıyor. Kolombiya Devleti ile birçok ülkenin “terörist” listesindeki silahlı örgüt Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia- Ejército del Pueblo (FARC-EP), 2015 sonbaharında çatışmayı çözmek üzere anlaşmayı kararlaştırmıştı. Şimdi, ufak adımlarla da olsa, FARC’ın silahsızlanması ve lağvolup tarihe karışması sürecinde ilerleniyor. 19 Mayıs’ta FARC’ın, bünyesindeki 170 çocuk askeri serbest bırakacağının açıklanması da bu adımlardan biriydi. Savunma Bakanı Luis Carlos Villegas’ın Twitter hesabından yaptığı duyuruya göre, FARC’ın serbest bıraktığı 100 erkek ve 70 kız çocuğu, UNICEF’e teslim edilecek. Devlet ile FARC arasında varılan anlaşmaya göre, 15 yaşından küçük örgüt üyeleri “çatışma kurbanı” statüsüne sahip olacak. Bu yaştan büyük olanlar ise çözüm süreci için oluşturulan “geçiş döneminde adalet” mekanizmasına uygun biçimde yargılanacak. Birleşmiş Milletler’in çocuk programı UNICEF’e göre, söz konusu olan, “Kolombiya’nın tüm çocukları için tarihi bir an”. Gerçekten de, eğer ki Kolombiya, köklerinin izini, kimilerinin 19. yüzyıl sonundaki Guerra de los Mil Días’a (Bin Gün Savaşı) kadar, kimilerininse 1948-1958 yaşanan ve La Violencia (Şiddet) olarak anılan iç savaş dönemine kadar sürdüğü bu çatışmayı tarihe gömebilirse, ülkenin gelecek nesillerinin önünde yepyeni ve barış dolu bir sayfa açalabilecek.
19. yüzyıldaki kuruluşlarından itibaren Katolik değerlerine vurgu yapan, sağ Partido Conservador Colombiano (Kolombiyalı Muhafazakâr Parti) ve sosyal demokrat Partido Liberal Colombiano (Kolombiyalı Liberal Parti) arasında yaşanan çatışma ve çekişmeye, 1960’larda sol militanların kurduğu FARC eklendi. Küba Devrimi’nden etkilenen bu militanların başlattığı savaşa, 1980’lerden itibaren sağcı paramiliter gruplar da katıldı.
Sağ-sol çatışmasının radikal boyut almasına paralel olarak gelişen uyuşturucu ticareti, gerek FARC gerekse de sağ paramiliterlerin fena hâlde bulaştığı korkunç bir çarka dönüştü.
1990’lardan itibaren sağ paramiliterlerin oluşturduğu Autodefensas Unidas de Colombia (Kolombiya’nın Birleşik Öz Savunma Güçleri), FARC, Kolombiya Ordusu arasındaki çatışmalarla, ülkenin önemli bir kısmında “devlet” kalmadı. Güçlü olanın ayakta kaldığı vahşi bir “düzen” oluştu.
İşte Kolombiya’da barış süreci ise 2012’de başladı ve kademe kademe bugüne gelindi.
23 Eylül 2015 günü, Kolombiya Devlet Başkanı Jose Manuel Santos ve devlet ile savaşan tarafı, birçok ülkenin “terörist” listesindeki silahlı örgüt FARC-EP lideri Rodrigo Londoño, yani daha çok tanındığı takma adıyla “Timoleón Jiménez” veya Timoçenko ile aynı kareye girip el sıkışması ise çözüm sürecinin “dönüm noktası” oldu. Nihai barış anlaşmasının, bu sene içinde imzalanması öngörülüyor. Anlaşma ertesinde FARC silahsızlanacak ve bir zamanların “terör örgütü” siyasi bir partiye dönüşecek, mücadelesini sandıkta verecek.
Kolombiya’da bunlar olurken, Türkiye’de çatışma ortamı giderek daha kalıcı ve kanlı bir hal alıyor. Siyaset alanı da, sadece Kürt sorununun barışçı çözümünde rol alabilecek aktörlere değil; herkese kapanıyor. Meclis, giderek bir Cumhurbaşkanlığı’nın icraatlarını onaylama mekânına dönüşüyor. Oysa, Kolombiya’nın sorunları çok daha çetrefilli idi; ancak, çözüm sürecindeki şeffaflık, barış görüşmelerinin sağlam temellere oturmasına, yani “sigortalanmasına” neden oldu. Tabii, Savunma Bakanı Villegas’ın şu cümlesinin dile getirdiği siyasi zihniyet farkı da önemli: “Kolombiya politikasının, silahlarla yürütülmesine izin veremeyiz: ne FARC’a karşı, ne FARC tarafından silah kullanılamaz. Zaman, siyasetin zamanıdır”.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024