Sezin ÖNEY
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın adını, “normal şartlar altında”, hiç duymayabilirdik. Neticede Macaristan, 10 milyonluk ve dünya genelinde de ancak yakından ilgisi olanın takip ettiği bir ülke. Ancak Orbán, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bilinen, takip edilen biri haline dönüştü.
Kendi ülkesinde de, kendisini hayranlıkla destekleyen ve her yaptığını doğru bulan seçmenleri; ona bizzat tanıdıkları bir yakınlarıymışçasına adeta şefkatle “Viktor” diye hitap ediyor. Macaristan’a asırlar boyu yapıldığını düşündükleri haksızlıklara karşı ülkenin ulusal gururunu kurtardığını; Macaristan’ı sözü dinlenen bir ülke haline getirdiğini düşünüyorlar.
Bu nedenle de, Macaristan’ın Avrupa Birliği ile yaşadığı polemikler de, Orbán’ın destekçilerine göre, ülkeyi güçlendiren ve dik durmasını sağlayan çıkışlar.
Orbán son olarak da, “AB Başkan Yardımcısı” sıfatına sahip Věra Jourová’nın görevden alınmasını istedi. Jourová, AB’nin “Değerler ve Şeffaflık”tan sorumlu ismi. Orbán’ın şimşeklerini çekmesinin sebebi ise, Almanya’nın önde gelen haber dergisi Der Spiegel’e verdiği mülakatta Macaristan Başbakanı için, “Liberal olmayan (illeberal) bir demokrasi inşa ettiğini söylüyor: Bana kalırsa, ‘hasta’ bir demokrasi inşa ediyor” demişti.
Orbán, Jourová’nın açıklamalarına karşılık AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e bir mektup yazarak, “Bu sözler sadece demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş Macaristan Hükümeti’ne karşı doğrudan bir siyasi saldırı değil; aynı zamanda Macaristan ve Macar halkının aşağılanmasından başka bir şey değildir. İlki, uygunsuzdur; ancak ikincisi kabul edilemez” dedi.
Mektuba karşılık olarak da Ursula von der Leyen, yardımcısı Jourová’nın arkasında durduğu ve Macaristan ile ilgili kaygılarının ise “zaten ayan beyan ortada olduğu” mesajını verdi.
Tabii, bu arada Orbán’ın yarattığı polemiğin, tam da AB Komisyonu’nun ilk kez 27 üye ülkeye ilişkin hukuk ve yargı sorunlarını ele alan analizlerin yer alacağı “Yıllık Hukuk Devleti Raporu”nu açıklamasının arifesine geldiğini anımsatalım.
Bu rapor, eleştirileri sadece lafta bırakacak bir rapor da değil: AB’nin kendi içinde dağıttığı fonların da bu raporun getireceği eleştirilerden etkilenmesi söz konusu. Diğer bir deyişle, işin ucunda para var.
Daha geçtiğimiz günlerde, AB’nin az gelişmiş bölgeleri destekleyen bir fonu çerçevesinde 170 bin euroluk bir destek alan Orbán’ın partisi Fidesz’li milletvekili Sándor Kovács’ın, bu meblağı kendi çiftliğinin renovasyonu ve geliştirilmesine harcamak için projelendirdiği ortaya çıkmıştı. Benzer biçimde bu Temmuz ayında da, Fidesz milletvekili ve ulaşım alanında hükümetin danışmanlarından Kristóf Szatmáry’nin, AB’den aldığı 400 bin euroya yakın proje desteğini kendi bağları ve şarapevinin geliştirilmesine harcadığı anlaşılmıştı. Tabii, Macaristan’da AB fonlarına ilişkin yolsuzluklarda, bu bahsi geçen örnekler aslında devede kulak kalıyor.
2014-2020 bütçesi döneminde AB’den Macaristan’a aktarılan kaynaklar 25 milyar euro civarı: bu toplamın önemli bir kısmının da şu veya bu şekilde Orbán’ın çevresine dağılmış olması muhtemel.
Orbán, aslında ülkesi adına bir “özgürlük savaşçısı” olduğu için üzerine gelindiğini ve iddiaların asılsız olduğunu öne sürüyor.
Öte yandan, bugünlerde hep Güney Kıbrıs’ın, AB’nin Belarus ile ilgili açıklamalarını ve kınamalarını bloke etmesi konuşuldu: Bu tip açıklama ve kararların, tüm AB üyelerinin ortak kararıyla çıkması gerekiyor. Güney Kıbrıs ise, malum, Türkiye’ye yaptırım veya en azından sert duruş sergilenmesi talebiyle, Belarus’a yönelik AB açıklamalarını “rehin alıyor”.
Macaristan’ın asıl koz olarak kullandığı ise, AB için çok daha can yakıcı olabilir.
Macaristan, düzenli olarak ortak kabine toplantıları da yaptığı, geleneksel olarak da “kardeş ülke” addedilen Polonya ile bir olarak; AB’nin korona virüsü pandemisi krizine karşı oluşturulan 1,8 trilyonluk bütçesini bloke etme kozunu elinde tutuyor. Sadece bu bütçe değil; AB’nin önümüzdeki dönem bütçesine ek kaynaklar yaratmak için kullanılacak, 750 milyar euroluk “Öz Kaynaklar Kararı” adı verilen finansal kalemin de, 27 üye ülkenin parlamentoları tarafından onaylanması gerek. Macaristan ve Polonya'nın, AB’nin maddi kalbini oluşturan bütçe ile Koronavirüs Yardım Paketi’ni ve/veya bütçeye esneklik veren Öz Kaynaklar Kararı’nın onaylanmasını engellemesi, AB’nin de “kalp krizi” geçirmesi demek.
Macaristan ve Polonya’nın “AB’nin içinden AB ile mücadele” stratejilerindeki bir diğer adımları da AB’nin ileri sürdüğü hukuki ilkeler ve standartlara karşılık, kendi norm ve hukuki yaklaşımlarını ileri sürecek bir “Hukuk Enstitüsü” kurmak. Macaristan Dışişleri Başkanı Péter Szijjártó ve Polonyalı mevkidaşı Zbigniew Rau, kuracakları Hukuk Enstitüsü’nün “Ülkelerinin Batı Avrupalı politikacılar tarafından aptal yerine konmasına engel olmayı amaçladığını” söylüyor.
Bizler de, evrensel hukuk değerlerine karşı “yerli ve milli”, “öz hukuk” meselesini çok konuşacağız herhalde.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024