Yıldıray OĞUR
Deprem kimseyi kimliğine göre ayırmadı.
Depreme yardıma koşanları ayırmak da Devlet Bahçeli’ye, bazı iktidar propagandacılarına ve deprem anında bile tekbire, sakala, tarikata takılanlara nasip oldu.
Ama depremde bile öteki olmaktan kurtulamayan bir grup var: Suriyeliler.
Enkaz altında kalanlardan bazıları Türkçe bilmedikleri için gürültü çıkararak seslerini çıkardı, akrabaları enkaz altında kalanlar ekip gelmesi için sosyal medyadan çağrı yapamadı, onların enkazlarına sıra en son geldi, Türk komşuları enkaz altında beklerken yardım ekiplerini kendi enkazlarına getiremediler, evleri yıkıldığı için verilen çadırlar bile sosyal medyada “çadırları Suriyelilere veriyorlar” diye ifşa edildi, devlet tarafından getirildikleri yurtlardan siyasetçilerin başlattıkları kampanyalar sonucu işgalciymiş gibi kovuldular, kaldıkları bazı kamplar Türk depremzedeler gelecek diye boşaltıldı, yemek dağıtılan yerlere bile tepki çekmemek için yaklaşamayanlar oldu, mezarlıklarda yer bulamadılar, bir de üstüne yağmacı ilan edildiler, kol kesip altın çaldıkları bile yazıldı.
Depremin vurduğu iller Türkiye’nin en kalabalık Suriyeli nüfusunun yaşadığı illeri.
Antakya, Maraş, Urfa, Antep, Nurdağı, İslahiye, Kırıkhan, Samandağ’ında binlerce Suriyeli hayatını kaybetti ya da hala enkaz altında.
Özellikle Antakya, Nurdağı ve Islahiye’de çöken eski mahallelerde Suriyeliler yoğun olarak yaşıyordu.
Örneğin Antakya’nın yerle bir olan Emek Mahallesi’nin Salıpazarı Caddesi’nin yüzde 70’i Suriyeliydi.
Peki Türkiye’de şu ana kadar kaç Suriyeli mülteci depremde hayatını kaybetti.
Dün Türkiye’de Suriyelilerin etkili isimlerinden Taha El Gazi’yle konuştum. Taha El Gazi ikinci kez deprem bölgesindeki illeri dolaşıyordu.
Onun Suriyelilerin kurduğu sivil toplum örgütlerinden topladığı bilgilere göre şu ana kadar enkaz altından çıkarılan ve defnedilen Türkiye’deki Suriyeli sayısı 6100’ü geçti.
Türkiye'de deprem sonucu hayatını kaybeden ve Türkiye’de defnedilen Suriyeli sığınmacıların sayısı 3800 civarı.
Türkiye'de hayatını kaybeden ve Hatay Sınır kapısından çıkarılarak Suriye’de toprağa verilen Suriyeli sığınmacıların sayısı 1392
Türkiye'de hayatını kaybeden ve Kilis Sınır kapısından çıkarılarak Suriye’de toprağa verilen Suriyeli sığınmacıların sayısı 914
Suriye'nin kuzeyinde ve İdlib bölgesinde depremden hayatını kaybedenlerin sayısı ise dün 5894’e ulaşmıştı.
Bu rakamlar her dakika artıyor. Enkaz altında hala çok sayıda cenaze var.
Yani Türkiye’de depremde hayatını kaybedenlerin beşte biri Suriyeli.
Ama hala depremin yükünü bu insanların üzerine yıkmak için hiçbir fırsatı kaçırmayanlar, onları yağmacı ilan edenler için bu insanlar her zaman rakamdan ibaretti.
Ama komşularını kurtarmak için seferber olan, her yardım işine el atan, kimseden bir şey isteyemeyen, şikayet edemeyen Suriyelileri bari bu zor günlerde rahat bırakın.
Keşke Hatay’ın belediye başkanı gelecekte Suriyeliler Hatay’ı ele geçirecek korkusunu yaymak için kullandığı enerjisini ve vaktini, gelmekte olan depreme karşı kullansaydı da geriye ele geçirilecek bir Hatay kalsaydı.
Böyle bir günde de bölgenin terkedileceği, bu şehirlerin Suriyelilere kalacağı korkusu yayılıyor.
Eğer bundan endişe ediliyorsa Suriyelilerin tek bir şehide yaşamak zorunluluğu kaldırılsın, onların da güvenlikleri için başka şehirlere göç etmesine izin verilsin.
Çünkü bazıları sık sık unutsa da Suriyeliler de insan ve onların da güvenlik sorunları var. Üstelik onların hem sığındıkları Türkiye hem de kaçıp sığınabilecekleri Suriye deprem bölgesi.
Bırakın da en azından birkaç haftalığına onlar da yaslarını tutsunlar, cenazelerini gömsünler, birer tas çorba içip, bir çadırın kenarında otursunlar
Bu kadar insanlığı herhalde Ümit Özdağ’dan bile bekleyebiliriz.
Yazarlar
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025