Yıldıray OĞUR
Şemdinli’ye karşı beyaz örtülü, plastik çiçekli masasında kurulup, fincanda kahvesini içerek Türkiye’nin Türklerin olduğunu, günlerdir her karışı al gerilla kanıyla boyanmış 400 metrekarenin havasını atan Demirtaş’a ispatlayan Enis Berberoğlu’nun test sürüşünden biliyoruz.
Adı yer kobrasıymış. Tanesi 800 bin lira. Dün o kobralardan biri etrafında “Biji serok Apo”, “Şehid Namirin” diye bağıran kalabalık, önünde sarı, kırmızı, yeşilli bir bayrakla Beytüşşebap sokaklarında geziyordu. PKK, 800 bin lira bulup o kobralardan birini satın almış olabilir miydi? Olayın aslı bundan daha da büyük bir haber.
On arkadaşlarını önceki akşamki PKK saldırısında kaybetmiş askerler, polisler Beytüşşebap merkezden geçiyordu. Etraflarını saran kadınlı, çocuklu kalabalık arkadaşlarını öldüren ve çatışmada vurulan gerillalar için “Şehitler ölmez” diye bağırıyordu. Bir kadın bir kobranın önüne geçmiş, rambo gibi bir askere “30 yıl biz acı çektik sen yaşamışsın yaşamamışsın bana ne” diye hesap soruyordu, sonra başka biri o kobralardan birinin önüne yeşil-sarı-kırmız bayrağı taktı. Kobra bir süre yola o bayrakla devam etti. Sonra bir asker bayrağı oradan sökmeye çalışırken kalabalıktan tepki sesleri yükseldi. Askerler bir süre bayrağı kaldırmak için kalabalığı ikna etmeye çalıştı, uzun süre, sonra havaya birkaç el ateş açıldı. Kalabalık dağılmıyordu. Görüntüler burada bitti.
Enis Berberoğlu, bir Türk’ü bile kolonyalizme isyan ettirecek pozunun yer aldığı Şemdinli izlenimlerinin sonunda bölgenin bir daha 90’lara dönmemesi için elinden geleni yapacağını söylüyor. Ancak 90’lardaki çakıl taşı savaşlarını tahrik edecek bu pozlarsa kastı, en iyisi hiçbir şey yapmaması. Zaten dün sarı-kırmızı-yeşil bayrağıyla Beytüşşebap’ta dolaşan yer kobrası devletin 90’lardan duygusal kopuş yaşadığının ispatıydı.
Ama PKK için aynı şey söylenemez.
Arapça “Gençlerin evi” demek olan Beytüşşebap dün 30 gence mezar oldu. Çünkü PKK Beytüşşebap’ı ele geçirmek istedi. Peki hangi Beytüşşebap’ı?
Zaten kendisinin olan Beytüşşebap’ı. Daha bir yıl önceki seçimlerde yüzde 60 oy aldığı, yüzde 54 oyla belediyesi, belediye meclisinin çoğunluğu bizzat PKK tarafından aday gösterilmiş isimlerin elinde olan Beytüşşebap’ı. Tıpkı, son seçimlerde belirlediği adaya yüzde 65 oy veren, belediyesini yüzde 58’le aldığı, zaten kendisinin olan Şemdinli’yi ele geçirmek için onlarca gerillayı feda ettiği gibi.
Peki, zaten kendisinin olan bu şehirlerden daha fazla ne istiyor PKK?
PKK tarihi zaten biraz da bu siyasi tatminsizliğin, silahın büyük kudretine imanın tarihi değil mi?
PKK, kurulmadan 13 yıl önce Kürtler Urfa’dan Behice Boran’ı Meclis’e göndermişti. 10 yıl önce Doğu Mitingleri için meydanları doldurmuştu. PKK, Kürdistan Devrimcileri, Apocular diye anılırken KürtlerMehdi Zana’yı Diyarbakır, Edip Solmaz’ı Batman, Urfan Alparslan’ı Ağrı, CHP’den de olsaFeridun Yazar’ı Urfa belediye başkanlıklarına seçmişti. Türkiye’nin en örgütlü STK’ları Kürtlerin elindeydi. Onlarca dernek, parti, dergi ile Kürtler siyaset yapıyordu.
Yani PKK bugün pek çok kişinin zannettiği gibi devletin baskılarına karşı meşru müdafaa için silahlı mücadeleye başlamadı. Kürdistan İşçi Partisi yani PKK, tıpkı Türk kuzenleri Dev-Sol gibi, TİKKO gibi, MLKP gibi silahlı mücadeleyi ideolojik olarak tercih etti.
Bu yüzden de PKK, 1984’e kadar da devlete tek kurşun sıkmadı. Öcalan’ın ancak İmralı’da revize ettiğiKürdistan’da Zorun Rolü’nde devrimin önünde engel olarak anlatılan “işbirlikçi, gerici, feodal Kürtlere” doğru silahını çevirdi, onlarca Kürt ağasını, rakip sol siyasi figürü öldürdü.
PKK bütün tarihi boyunca şiddeti siyasete tercih etmekten vazgeçmedi. Mücadelesini hiçbir zaman bir ulusal kurtuluş mücadelesi için yaşam enerjisi olan haklılığının üzerine kurmadı. PKK, varlığını sihirli bir şiddet döngüsüne dayandırdı. İki temel strateji üzerine kuruluydu bu döngü: Şiddeti ama gerekirse herkese karşı kullanarak güç hâline gelmek. Sonra da bu şiddetin yarattığı mağduriyetten meşruiyet devşirmek.
12 Eylül cuntasının en zorba yıllarında, Diyarbakır cezaevinin en vahşi günlerinde devlete kurşun sıkmayan PKK, Türkiye 83 seçimleriyle sivil yönetime geçip, Diyarbakır cezaevi normalleşmeye başladıktan sonra 1984’te Şemdinli-Eruh baskınlarını gerçekleştirdi. Buna cevap olarak devlet olağanüstü hâli, köy korucularını getirdi. Bütün bunlar PKK’ya meşruiyet tabanı yarattı.
1991’de de aynı şey yaşandı. 91 seçimlerine SHP ile birlikte giren HEP ile tarihinin siyaseten en güçlü ve en meşru dönemini yaşadı PKK. Kürt realitesini kabul eden, demokratikleşme vaadiyle kurulan DYP-SHP hükümeti adımlar atmak için harekete geçmiş, Özal’ın girişimleri başlamıştı ki PKK, serhildanları başlattı, savaş hükümeti ilan etti, Şırnak’ı ele geçirmek için saldırdı. 93’te MGK’dan af kararı çıktığı gece de 33 eri öldürdü. Buna devletin cevabı Özel Harekât, JİTEM, fail-i meçhuller, köy boşaltmalar oldu. Bütün bu mağduriyetler PKK’yı bir halk hareketine çevirdi.
Ve 2005. Türkiye AB adaylığıyla ardı ardına demokratikleşme paketleri açıyordu. Kürtçe derslikler kurulmuş, Kürtçe tv tartışılıyordu. Ama PKK, Leyla Zana ve arkadaşlarının tahliye edilmesinden tam bir hafta önce altı yıl boyunca sürdürdüğü ateşkesi bozdu ve savaş kararı aldı. Bunun sonucu ne oldu? Hâlâ kurtulamadığımız Terörle Mücadele Yasası, taş atan çocukları içeri atan ceberut devlet politikaları. Ve yine devletin yarattığı bütün mağduriyetler PKK’ya meşruiyet ve gerilla olarak geri döndü.
Ve 2011. Gerçeğe karşı dürüst olan herkes gerçek hikâyeyi biliyor. Devlet Kandil’le ardından İmralı’yla masaya oturdu. İmralı’yla anlaştı. Türkiye tarihinin en açık Kürt meselesi tartışma alanı açıldı. Kürt siyaseti Meclis’te ve yerel yönetimlerde elde ettiği koltuklarla tarihinin en güçlü pozisyonuna geldi. Kürtçe okullara seçmeli ders oldu. Ama PKK, yine en iyi bildiğini yaptı ve Devrimci Halk Savaşı’nı başlattı.
Hikâye artık çok tanıdık. PKK yine şiddeti yükseltecek, devlet yine ceberut yüzüyle ortaya çıkacak ve bu mağduriyetler karşısında Kürtler tercihlerini yapmak zorunda kalacaklar.
PKK son saldırılarıyla Türkiye’yi 90’lara davet ediyor yine. Bu davete bari bu kez icabet edilmesin.
Yazarlar
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025