Yıldıray OĞUR
"Artık tek hedef AKP’dir.”
Kastamonu’da Başbakanlık otobüsüne düzenlenen saldırının ardından nedense bir anda ortalıklılara dökülüveren PKK’lılar arasındaki telsiz görüşmelerinin bir yerinde böyle deniyordu.
Dağdan dağa sesin zor bela duyulduğu bir telsiz konuşması için fazlaca sofistike duran lafın, hepimize özellikle duyurulmak istenmesinin bu istihbarat savaşlarının ortasında bizim gibi açık kaynaklardan siyaseti anlamaya çalışan fanilerin akıl sır erdiremeyeceği bir sembolik manası vardır elbette.
Tek derdi bir kişinin daha ölmemesi olanlar içinse bu gerçek yeterince çıplak ve yalın zaten:
AKP’nin her iki kişiden birinin oyunu alacağı görünen bir seçime bir aydan az kala sadece Başbakanlık aracına yapılan saldırı değil dokuz aylık ateşkesten sonra birdenbire operasyonlara çıkası gelen ordunun da, hareketlenen PKK’nın da attığı her kurşunun tek hedefi AKP’dir.
Bu kendisine sunulan askerî raporlarda belki yazmayan ama Başbakan’ın da bilmesi gereken en çıplak gerçektir...
PKK’nın ateşkes ilan ettiği Ağustos 2010’dan bu yana durulan askerî hareketliliğin seçime bir ay kala artmasının hem PKK hem de asker için tek açıklaması şudur: Havada uçuşan kurşunlar, toplar, havanlar aslında seçim sandıklarına, seçimden sonraki anayasanın maddelerine, ufukta görünen Kürt çözümüne atılmaktadır.
Derdi AKP’ye çakmak, seçimde bir oy daha fazla almak olanlar, barış ihtimaliyle zihinsel konforları bozulanlar, İslamofobik kaygıları yüzünden Türkiye’de yaşanan siyasi dönüşümü içlerine sindiremeyenler bu gerçekle kavga etmeye, bu gerçeği dillendirenleri AKP’ci ve komplocu olmakla suçlamaya devam edebilir.
Ama lütfen önce şu sorularla yüzleşmeye cesaret ederek...
İlk soru neredeyse “PKK’lıları AKP üyesi askerler öldürdü” diyecek BDP’li siyasetçilere:
Eğer bu operasyonların arkasında AKP varsa, neden Öcalan hâlâ İmralı’daki görüşme masasında oturmayı sürdürüyor? Neden 15 Haziran’ı bekliyor? Neden Kürtlerin tarihteki ilk büyük anlaşmasından bahsediyor? Yoksa “ama orada devletle görüşüyor” deyip kendinizi mi kandırıyorsunuz? Yoksa Öcalan da mı AKP’li oldu?
Bu soru da “Artık devlet AKP’dir” diyenlere: Peki, AKP hangi devlet?
Habur’dan giren PKK’lıları özel mahkemede yargılayıp serbest bırakan devlet mi yoksa birkaç ay sonra tutuklayan devlet mi? Barış çadırlarına günlerce ses çıkarmayan mı yoksa bir sabaha karşı yakıp yıkan mı? YSK krizini çıkaran devlet mi yoksa doğrudan sürece müdahale edip 18 aylık hapis cezasını bir kalemde 6 aya düşüren devlet mi?
Peki liderleri İmralı’da masada otururken masanın diğer ucunda oturan hükümetin Başbakanı’nın otobüsüne saldıran PKK da tek parça mı?
Geçen hafta Milliyet ’te AKP öfkesinden hızını alamayan biri, “Kürt siyasetinde farklı kanatlar var” diyenler için “Kürt siyasal hareketi konusunda Kürtlerin aklını çelmeyi hedefleyen söylemlerin, yine istihbarat örgütleri tarafından tedavüle sokulduğunu bilen bilir” diye yazdı.
Bu “Kürt siyaseti bir bütündür asla bölünemez” türü Kandil Dağı’nda bile yankı bulmayacak analizdeki “Kürtlerin aklını çelmek” teki aşağılamadan daha büyüğü Kürtleri fikri sabit görmek herhalde.
Televizyona çıkıp her konuda konuşmaktan hiçbir konuyu derinlikli bilmeye fırsatı kalmayanlara Murat Karayılan’ın geçen hafta çıkan Bir Savaşın Anatomisi kitabını tavsiye ederim. Tabii Kürtlere el sallayacağım diye göz çıkaran analizlerine göre Karayılan’ın kitabı da “istihbarat yayınları”ndan çıktı.
Çünkü Karayılan kitabında sonradan adları koruculukla özdeşleşen Jirki aşiretinin 1987’de korucu olup olmamayı sormaya gittikleri PKK kampında öldürülmesinden, 1993’te kirli savaşı başlatan 33 Er olayı’ndan derin devlet-PKK ilişkisi bağlamında bahsetmekte. Karayılan, Taksim’deki son TAK eylemi için de benzer bir yaklaşım ortaya koymuştu. O da cemaatçi fasaryalara inanan bir saftirik liberal olmasın?
Kürt siyasetinde farklı görüşler var diyerek nifak tohumları ekmemek için Mehmet Can Yüce’nin PKK-Devrimci Çizgi Savaşçıları’ndan, Mehmet Şener’in PKK Vejin’inden, Osman Öcalan’ın PWD’sinden hiç bahsetmeyelim. Son DTK toplantısına bile yansıyan seçimden çekilme tartışmalarını görmezden gelelim. Öcalan’ın “müzakere” dediği şeye PKK yayınlarında “tasfiye” diyen PKK liderlerine de kol kırılır yen içinde kalır muamelesi çekelim.
Bu ülkede siyasi tartışma dediğin nedir ki? Biraz strateji, biraz psikolojik harp...
Başbakan bir yıl önce Dolmabahçe’de Nihat Doğan’la görüşürken süren Kürt açılımını, İmralı’da Öcalan’la görüşmeler düzeyine ulaşılınca bitti ilan etmektir siyaset.
“Kürt sorunu yoktur, Kürt vatandaşların sorunu vardır” sözünden “Kart Kurt Türklere geri döndük”e varmak, o sözü söyleyen Başbakan’ın başında olduğu devletin İmralı’da Öcalan’la bunca zamandır Çılgın Proje’yi konuştuğunu zannetmektir.
AKP’nin Kürt açılımında eleştirilecek çok hatası var. KCK davası tek başına bir felakettir. Lice’deki YSK gösterileri sırasında polis kurşunuyla öldürülen İbrahim Oruç’un katilinden hâlâ hesap sorulmamış olması, tek bir AKP’linin bile Oruç ailesini aramaması ayıptır.
Ama bunların hiçbiri Kürt sorununda Öcalan’ın bahsettiği tarihteki ilk büyük Kürt anlaşmasının eşiğinde olduğumuz gerçeğini değiştirmez.
O büyük uzlaşmadan önceki son savaş çıkışının önünden geçiyoruz. Arabayı panikle bu dönülmez kavşağa sokmak isteyenler var. Direksiyondaki başbakan bu kez direksiyonun hâkimiyetini kaybetmemeli...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025