Yıldıray OĞUR
Hükümet-cemaat savaşlarını izleyen bir sıradan laik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız ve nedir bu cemaat diye bir merak edip AVM’deki kitapçılardan birine gittiniz. “Cemaat üzerine yazılmış bir kitap arıyorum” diye sordunuz. Karşınıza çıkma ihtimali en yüksek olan kitap Nazlı Ilıcak’ın Doğan Kitap’tan basılan “Her Taşın altında The Cemaat mi var?” kitabı. Ocak 2012’de yayınladıktan sonra sadece bir ay içinde 17 baskı yapan kitabın büyük bir kitleye ulaştığı kesin. Bunda Nazlı Ilıcak gibi duayen bir gazetecinin imzasını taşımasının etkisi muhakkak.
Darbelerin tamamına daha yeni yeni darbe demeye başlamış, askeri vesayet kavramını 90’ların ortalarında keşfetmiş, askeri vesayetten daha birkaç yıl önce kurtulmuş bir ülkede 27 Mayıs’ın doğrudan mağduru olmuş, 12 Eylül’de tutuklanmış, 28 Şubat’ta siyasi yasaklı ilan edilmiş, 12 Eylül’de tutuklu Demirel’in, Meclis’e girerken Merve Kavakçı’nın, hakkında ciddi bir kampanya yaparken Fethullah Gülen’in, uzun bir süre askerlerin vesayeti altındaki Erdoğan’ın yanında durmuş Nazlı Ilıcak bundan sonra sadece Pazar günleri Google’dan bayat fıkralar bulup köşesinde yayınlasa bile itibarından bir şey kaybetmezdi.
Ama o oturup, binlerce sayfalık polis fezlekelerini, savcılık ifadelerini, on binlerce sayfalık iddianameleri, mahkeme kararlarını, resmi raporları, özel yazışmaları buldu, onları tek tek okudu, 90’lı yıllardan günümüze kadar gazete arşivlerine girdi, binlerce sayfayı elden geçirdi ve 336 sayfalık The Cemaat kitabını yazdı.
Karadeniz fıkralarına yer verdiği Pazar günleri dışında haftanın pek çok günü yazı yazıp, her gün televizyona çıkarken bu kapsamlı çalışmayı ancak duayen bir gazeteci yapabilirdi. Kitabın önsüzünde ya da daha sonra verdiği röportajlarda Nazlı Hanım, kitabın bu harika yazılış hikayesini herhalde mütevazılığından anlatmadığı için ne kadar zaman üzerinde çalıştığını, kimlerden destek aldığını, hangi kaynaklardan yararlandığını bilemiyoruz. Ama pek çok resmi belgeye ilk kez atıf yapılan, bahsedilen her olayın en ince ayrıntısına, gün, sokak adına kadar büyük bir titizlikle verildiği, her belgenin belge numaralarına kadar anlatıldığı kitapta dipnot ve kaynakça olmaması kitabın tamamen orijinal bir metin olduğunu düşündürüyor. Ilıcak’ın 40 yıllık bir gazeteci olarak Emniyet’in literatürüne, iç işleyişin, yazışma kültürüne, dairelerinin görev dağılımına kadar vukufiyeti ise hayranlık verici.
Kitap, “Ergenekon Davası ve Fethullah Gülen” ve “Fethullah Gülen (İddialar ve Davalar)” başlıklı iki temel bölümden oluşuyor. Birinci kısım ilginç bir şekilde cemaatten çok Ergenekon soruşturmasını yürüten cemaatçi polislerin savunması gibi. İlk bölüm Sabri Uzun’a cevaplar (12 sayfa), ikinci bölüm Hanefi Avcı’ya cevaplar (25 sayfa), sonra kitabın belge ve bilgi yoğunluğunun bir anda zirve yaptığı “Hedefteki isim Ali Fuat Yılmazer” başlıklı bölüm. Tam 35 sayfa. 192 sayfalık ikinci bölümü ise birinci bölüm kadar orijinal değil. Daha önce kitaplarda çıkmış olaylar, mahkeme kayıtları, gazetelerde çıkan yazılar, Gülen’in röportaj ve konuşmalarından alıntılar ağırlıklı.
ODA Tv, Hanefi Avcı davalarında savcıları ve polisleri cümle cümle, belge belge savunan kitabın Nazlı Ilıcak imzalı önsözündeki temkinli ifadeler hakkaniyetli bir gazetecinin şerhi gibi: “Bununla beraber, merkez gibi gösterilen ODATV’nin aklanma ihtimali olduğunu da söylemek isterim. Çünkü bir geçiş dönemindeyiz, hiçbir şey durağan değil.” Aynı temkin önsöz biterken de sürmüş: “Her an değişmesi muhtemel hadiseleri kendime göre yorumladım ve pozisyon almaktan çekinmedim. Yazdıklarım hüküm değil, sadece kanaatlerimdir.”
“Ergenekon davası ve Fethullah Gülen” diye başlayan kitap bir sürpriz yaparak Sabri Uzun’a ve onun Ahmet Şık’ın kitabından yer aldığı söylenen iddialarına cevaplar olarak başlıyor. Bayağı içerden bir tartışma bu okuduğumuz. Şemdinli olayı bagajdan çıkan mermi sayısına kadar anlatılırken kitabın ender dipnotlarından ilki çıkıyor karşınıza: “Hakkari İstihbarat Şube Müdürü, Hüseyin Keskinkılıç’tan Jandarma ile Emniyet’in birlikte çalıştıklarını gösteren eski tarihli bir yazı istenmiş ama İstihbarat Daire Başkanı C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile temasa geçen Keskinkılıç, Yılmazer’in gerçek dışı beyanda bulunup sahte belge imal etmesinin yanlış olacağını söylemesi üzerine teklifi kabul etmemişti.”
İlk kez kitabın ortaya çıkardığı iki kişi arasında geçmiş mühim bir telefon görüşmesi. Birkaç sayfa sonra sorulduğu gibi: “Niçin Ali Fuat Yılmazer günah keçisi yapıldı? Bunu daha sonraki sayfalarda inceleyeceğiz.?”
Kitap şimdilik “her taşın altında cemaat var mı” sorusunun olmasa da bu vaadinin gerçekten hakkını veriyor.
Kitabın Hanefi Avcı’nın kitabına cevapların verildiği ve neden tutuklandığının açıklandığı ikinci bölümünde Nazlı Hanım’ın bu meselede kaldırıp altına bakmadığı taş kalmadığı anlaşılıyor. İhbarcıların adlarından dinlenen telefon numaralarına, tarihlere kadar hiçbir ayrıntı atlanmamış. “Kılıç’ın ikametinde örgütsel buluşmaların belirlenmesi için, 6 Kasım 2009’da yapılan çalışmada”, “0531..70 94 nolu telefonun –genellikle organize suç ve terör örgütü mensuplarınca teknik takipten kurtulmak amacıyla kullanılan tarzda-“ gibi cümleler Ilıcak’ın Emniyet literatürüne hakimiyetinin sadece birkaç örneği. “Ayrıca incelediğimde gördüm ki polis fezlekesinin hiçbir aşamasında” gibi referanslar, “öyleyse savcı tarafından niçin yakalama kararı çıkarıldı? Açıklayayım” gibi emin ifadeler meseleye ne kadar hakim olduğunu gösteriyor.
Kitabın bir sonraki ODATV bölümünde önsözdeki temkin yerini iddianamenin kararlı bir savunmasına terk etmiş. Binlerce sayfalık ek klasörlere atıfların da olduğu titiz çalışmada Ilıcak’ın bilgisayar teknolojilerine de hâkimiyeti de görülüyor. Şu cümleyi yazmayı bırakın okuyunca anlayabilecek kaç gazeteci var memlekette: “Müyesser Yıldız Uğur’un bilgisayarının hard diskinin normal alanında (Allocated Space) System Volume Information kayıtları arasında Ulusal Medya 2010 belgesi ele geçirildi. Ayrıca söz konusu dosyanın bir kısmı Barış Pehlivan’a ait hard diskin Unallocated Cluster bölümünde tespit edildiği gibi, aynı hard diskin dosyalama sistemine ait MetaData/ Logfile isimli dosyadan da çıktı.”
Herhalde bunca belge ve teknik bilgiden yorulan okuyucu dinlendirmek için araya atılan 28 Şubat, Başbuğ dönemi medya brifinglerinin köşe yazılarından uzun alıntılarla anlatıldığı bölümden sonra kitabın en ince işçilik eseri olan bölümü başlıyor: “Hedefteki İsim Ali Fuat Yılmazer.”
Ilıcak’ın kitabında altı adet orijinal resmi belgenin fotoğrafına yer verilmiş. Ne tesadüf ki hepsi Yılmazer bölümünde ve onla ilgili bu belgelerin. 90’lardan itibaren Yılmazer’le ilgili bütün külliyatı, iddiaları araştırmış ve bunlara satır satır, belge belge cevap vermiş Ilıcak. En çok da kitaplarında “polisteki iç çekişmelere bir taraftan bakmakla” suçladığı Nedim Şener’in kitaplarındaki Ali Fuat Yılmazer iddialarına. Yılmazer’in bütün kişisel arşivinin birer kopyasını Ilıcak’a verdiği, onun da Susurluk’ta İbrahim Şahin’e inandığı gibi, Yılmazer’e de samimiyetle inandığı anlaşılıyor.
Yoksa şu cümleler kitap hakkındaki türlü tevatüre ilham verebilirdi ancak: “C Şubesinin vazifesi sadece ilgili illere sorumluluk vermek ve ihbarları sisteme girmek. Nitekim ihbar, asıl Emniyet arşivi olan İstihbarat Denetleme Programı’na (IDP) girmiş. Sabri Uzun bunları bilmez mi. Bilir.”
Hayır. En azından biz fani gazeteciler ne C Şubesinin ne iş yaptığını, ne IDP sistemini ama en çok da Sabri Uzun’u, hakkında “Bunları bilmez mi bilir” diye cümle kuracak kadar bilemeyiz.
İşte Nazlı Ilıcak farkı da bu olsa gerek.
Kitabı bitirince istihbarat, Emniyet tartışmalarında Nazlı Ilıcak’ın hakimiyetine, belge belge dosyaları incelemekteki titizliğine, arşivciliğine şapka çıkarıyorsunuz. Sonunda tuhaf bir şekilde altına adının yazıldığı Sonsöz’de “Olaylardan sadece bir kesit verebildim” cümlesini okurken bu hayranlığınız biraz daha artıyor.
En önemlisi de kitabı kapattığınızda “Her taşın altında The cemaat var mı” sorusuna oldukça tatmin edici bir cevap bulmuş oluyorsunuz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025