Yıldıray OĞUR
Pangaltı Belvü Bahçesi. 1908 Devrimi’nden sonra 1909’da Sekanik ve Üsküp’teki kutlamalardan sonra 1912’de İstanbul’daki ilk 1 Mayıs kutlamasının yapıldığı yer. Ocak 1913’te ittihatçılar Babıali’yi bastı, yönetime el koydu ve 1 Mayıs kutlamasını yasakladı.
1 Mayıs, 1923’te Ankara’da törenlerle kutlandı. 1. Meclis henüz dağıtılmamış, cumhuriyet ilan edilmemişti. Rejim 1925’te Takrir-i Sükun’la tek parti rejimine geçerken 1 Mayıs’ı da yasakladı. 1 Mayıs broşürü dağıtmaktan İstiklal Mahkemesi’nde yargılananlar arasında Nazım Hükmet de vardı. (Neyse ki kaçmıştı)
Kemalist devlet, 1935’te yasaktan daha fazlasını yaptı ve 1 Mayıs’ı Bahar ve Çiçek Bayramı ilan etti. 1 Mayıs artık Gülhane Parkı’nda ses yarışmaları ve toplu sünnetlerle kutlanan bir gündü. İşçilere de bir günlük o da ücretsiz izin verildi.
İşçilere 1 Mayıs’ta yarım gün ücretini kim verdi peki: 1951’de DP iktidarı. 1956’ta işçiler tam ücretli izinli sayıldı.
27 Mayıs 1960 darbesi oldu. Darbe sözde sendikal haklar, özgürlükler getirmişti. Solcular için uzun süre “darbe değil devrim”di. Ama 1 Mayıs’a yine izin çıkmadı. Yetmedi, kendi İşçi Bayramlarını buldular darbeciler! Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul edildiği 24 Temmuz 1963’ü alternatif İşçi Bayramı diye kutlattılar.
1960 ile 1976 arası. Türkiye İşçi Partisi Meclis’e girdi, sosyalist hareketler yükseldi, 1967’de DİSK kuruldu ama hiçbirinin gücü 1 Mayıs yasağını kaldırmaya yetmedi. 1 Mayıs’ta meydanlara çıkan da olmadı.
Tabii Devrin devrimci DİSK’i 12 Mart darbesini şöyle karşılamış bir DİSK’ti:
DİSK, Atatürk devrimlerinin ve Anayasa ilkelerinin korunmasında, uygulanmasında ve geliştirilmesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanında olduğunu belirtmekten kıvanç duyar.
Parlamentodan çıkarılan Anayasaya aykırı kanunlar ve hükümetin ısrarla yürüttüğü Anayasa dışı uygulamalar, sosyal patlamalara yol açan tutum ve davranışlar, memleketi bir kardeş kavgasının eşiğine getirmiştir. İşte böyle bir ortamda memleketin beceriksiz ellerde emekçi halkımızın da perişanlığını artıracak bir yuvarlanmayı gören ve Türk milletinin bağrından oluşan Silahlı Kuvvetlerin bu vahim durum karşısında aldığı kararlar işçi sınıfımızın devrimci kesiminde büyük bir ferahlık oluşturmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tanıdığı hakları en cesur şekilde kullanan Türk Silahlı Kuvvetlerinin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak, Atatürk devrimlerini hakim kılmak ve Anayasanın öngördüğü reformları gerçekleştirmek, özellikle Anayasamızın temel ilkelerine yürekten bağlı kalmak yolunda görev başında olduğunun radyolardan ilanı, karanlık ufukları aydınlığa kavuşturmuştur.”
1973 seçimlerinde CHP’ye oy çağrısı yapan, Kıbrıs müdahalesi için para toplayan bir DİSK’e peki ne oldu da 1976’da 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlamaya karar verdi. DİSK’in üst yönetimini, Moskova’ya bağlı TKP’nin kadroları ele geçirdi de ondan.
1 Mayıs Türkiye’nin “milli solu” için fazla enternasyonal bir bayramdı çünkü.
DİSK’in 76 1 Mayıs’ına çağrı bildirisi o aks değişikliğinin bir işaretidir: 1 Mayıs ‘Bahar ve Çiçek Bayramı’ değildir. O gün kırlarda eğlenmeyi, çiçek toplamayı biz burjuvaziye ve sınıf uzlaşmacısı sendikalara, Türk-İş’e bırakıyoruz
Yine de bizim enternasyonal solcular bile
(TKP ve DİSK) 1977 seçimlerinde “CHP’ye oy ver” kampanyası yapacak kadar milliydiler. Zaten 70’lerin sonunda DİSK yönetimi tekrar CHP'lileşti.
12 Eylül 1980’den sonra 1 Mayıs yasaklanmakla kalmadı, Evren inadına Taksim’de bayraklı miting bile yaptı. 80’den 91’e kadar 1 Mayıs yasaktı.
Taksim’e çıkmak isteyen gruplara sert müdahaleler oldu.
1989’daki 1 Mayıs şiddetlisiydi. Zonguldak’taki maden yürüyüşüyle zirve yapan büyük grevler, Nusaybin’de başlayan serhildanla yeniden ayağa kalkan sol gruplar Taksim’e yürüdü, çatışmalarda bir kişi polis tarafından vurularak öldürüldü.
Ama büyük sendikaları, solun büyük ağabeyi SHP 1 Mayıs’a o kadar asılmadı . 77 1 Mayıs’ının 10. Yıldönümünde SHP düzenleyeceği 1 Mayıs kutlama toplantısı “halktan gelen tepkiler” üzerine iptal bile edildi.
SHP-DYP iktidarından sonra ilk resmî 1 Mayıs mitingleri 1991’de yapıldı. İşçi haklarının, demokratik standartların en dipte olduğu, doğuda devletin rutin dışına çıktığı, askerî vesayetin hüküm sürdüğü yıllardı. Ama DİSK yine de “1 Mayıs’ın kutsal mekanı Taksim’dir” demedi.
1991-2007 arası DİSK’in 1 Mayıs mitinglerinin yapıldığı yerleri İlhami Işık’ın Hürhaber’deki yazısından okuyalım:
“1991: Saraçhane. 1992: Gaziosmanpaşa. 1993: Pendik. 1994: Şişli Abide-i Hürriyet. 1995-96-97-98-99- 2000-2001-2002-2003.2004: Saraçhane. 2005: Kadıköy. 2006: Kadıköy!”
Taksim’in henüz kutsal ilan edilmediği, Hac-Kâbe benzetmelerinin yapılmadığı yıllar…
2007’de DİSK, Taksim’de kutlama kararını 1977 1 Mayıs’ının 30. Yıldönümü ile gerekçelendirmişti.
Peki, 1977 1 Mayıs’ının 20. Yıldönümünde ne yapmıştı DİSK?. Yani 1997’nin 1 Mayıs’ında. Cevap: 28 Şubat’ın Beşli Çetesi içinde yer almıştı.
Taksim diye tutturmamış Abide-i Hürriyet’te mitingini yapmıştı. Mitingde konuşan DİSK yöneticisi Tayfun Görgün de şöyle demişti: Emek ve demokrasi güçlerinin darbe-şeriat ikilemi içerisinde teslim alınmaya çalışılıyor. Siyasal İslamın şeriatın ve faşizmin palazlanmasının sorumulusu 12 Eylül darbesidir.
2006’da Kadıköy’deki 1 Mayıs mitinginde de aynı ton devam etti. DİSK Genel Sekreteri’nin derdi Taksim değil başkaydı: 1 Mayıs gericiliğin, Orta Çağı karanlığının sahte cennet palavralarının boşa çıkarılmasıdır.
Ve 2007 1 Mayıs’ına giden süreçte DİSK. Tesadüfe bakın. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimi var. DİSK,14 Nisan Tandoğan Mitingi’ne kurumsal olarak katılmamıştı ama Genel Başkan Süleyman Çelebi’nin gönlü oradaydı...
“Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda AKP'ye en güzel yanıt dün Tandoğan ve Anıtkabir'de verildi. “Aylarca bu iktidarı uyardık, ‘Sizin iktidar çoğunluğunuz, toplumun yüzde 25'ini temsil ediyor. Cumhurbaşkanını halkın talebine göre belirleyin' dedik. Dün sivil toplum örgütleri ve milyonlarca insan haykırdı. ‘Ben bildiğimi yapacağım’ derse, o Köşk'te rahat oturamaz.”
29 Nisan Çağlayan Mitingi’nde ise yerini almıştı DİSK Başkanı.
Türkan Saylan’ın öncülük ettiği, muhtıraya tek laf söylenemeyen, ama güya sivil güçlerin mitingi diye pazarlanan bir mitingdi bu. DİSK 27 Nisan muhtırasına karşı yayınlandığı bildiride şöyle demişti:
"Dün gece Genelkurmay Başkanlığının yaptığı açıklama ve ardından Başbakan’ın ’bilek güreşini’ sürdürdüğünü gösteren konuşmaları, bizi, ülkemiz adına derinden kaygılandırmaktadır. Toplum Cumhurbaşkanı seçimleri nedeniyle laik-anti laik kutuplaşmasına çekilerek, ülke bir çıkmazın eşiğine sürüklenmektedir. Bu süreç geçmişte de örneği görülen "tehlikeli bir viraja" doğru ilerlemektedir. DİSK, demokrasi dışı arayışlara karşıdır.
Askerî çözümlerin ülkeyi nerelere getirdiğinin bilincindedir. Bugün yaşananların temelinde, 12 Eylül zihniyetinin yattığı unutulmamalıdır.
Açıkça, gerekçesi ne olursa olsun askerî müdahaleleri doğru bulmadığımızı ilan ediyoruz. Buradan çıkış yolu erken seçimdir, halka gitmektir.”
1 Mayıs bayram ilan etmek; ne DİSK’in gönülden bağlı olduğu Kemalist rejime, ne 27 Mayıs’ın “işçi dostu” darbecilerine, ne açıktan destek verdikleri 12 Martçılara, ne yine “oy ver” dedikleri
Ecevit’in CHP’sine, ne 91’den sonra hükümet ortağı olan sosyal demokrat SHP’ye, ne de Beşli Çete olarak hizmet ettikleri 28 Şubatçıların kabinelerine nasip oldu.
Talihin bir cilvesi, 2009’da muhafazakâr demokrat AK Parti yaptı bu devrimciliği. Yetmedi Taksim’i de iki yıl kutlamalara açtı.
Gezi’nin tekrarlanmaması, şehir merkezlerinde miting yapılmaması gibi sebeplerle şimdi Taksim’i 1 Mayıs’a yasaklıyor aynı iktidar. Alternatif yerler, ücretsiz ulaşım hizmeti vadederek. Bu yüzden otoriter, totaliter, 12 Eylül’den bile kötü oluyor.
Halbuki, AK Parti, bu tarihsel mahcubiyet hikâyesinin devamını getirmeli. Taksim’i 1 Mayıs’a açmalı.
Hatta AK Partili işçiler, emekçiler de meydana bir kortejle girmeli. Ne de olsa memleket emekçilerinin, köylülerinin devrimci öncü partisi AK Parti…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.09.2025
30.08.2025
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025