Yıldıray OĞUR
"AKP 12 Eylül’ün ürünü” dediler. “Bunlar hep Türk-İslam sentezi” dediler. 12 Eylülcüleri yargılatmayı referanduma götürünce, “bunlar 12 Eylül’ü yargılayamaz, sizi kandırıyorlar” dediler. 12 Eylül, 34 yıl sonra, o 12 Eylül’ün ürünü dedikleri AKP iktidarı döneminde yargılandı. Kenan Evren müebbete mahkûm oldu. Peki onlar ne yaptı? Gidip 12 Eylül’de yıldızı parlamış bir Türk-İslam sentezcisinin çatısının altına çaktırmadan sığındılar, şimdi mahcup mahcup onun için oy istemekteler…
“İrticacı, şeriatçı” dediler, Erdoğan’ın “Demokrasi bir tramvaydır” sözlerini yıllarca kulaklarına küpe yaptılar. “İran olacağız” dediler. Erdoğan ve arkadaşları 20 yıldır İstanbul’u, 12 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. İstanbul tarihinin en laik, en neşeli, en çok içki tüketilen, en çok eğlence mekanı açılan İstanbul’u. İran ise Türk ulusalcılarının en büyük müttefiki.
“Tehlike’nin farkında mısınız” diye tersinden düzünden yazıp insanları sokaklara çıkardılar. En solcuları “sokağa çıkanları anlamalıyız” diye destek verdiler. Çankaya’ya başörtülü first lady çıktığı anda bitti bu iş dediler, üniversitelere başörtülü kızlar girerse iki yıla herkes başörtülü olur diye sosyolojik projeksiyonlar yaptılar. Hayrünissa Hanım 7 yıldır first lady. En son Etiler’de sosyetenin gözde mekanı Fenix’e dekorasyonu görmeye gitti. Başörtülü kadınlar memur bile oldu, bugün Tehlike’nin Farkında mısınız başlığı Japon alfabesi katakanayla bile yazılsa kimsenin umurunda değil artık. Peki, onlar şimdi ne yapıyorlar? 7 yıl önce milyonları karşısında sokağa döktükleri Cumhurbaşkanı’nı görevi biterken yeniden aday yapmaya kalktılar. Olmayınca İslam Konferansı’nın eski genel sekreterini getirip çatılarına oturttular.
Sonra biraz daha sofistike argümanlar üretmeye çalıştılar.
“Türkiye Malezyalaşıyor”du, her şey yavaş yavaş İslamileşiyordu ve biz suda yavaş yavaş kaynatılan kurbağalar gibi, bunun farkına bile varamıyorduk. O tezlerin üzerinden 7 yıl geçti. Kaynayan su kurbağalarla birlikte buharlaştı. Peki ne oldu? Ramazanın ikinci gününde İstanbul’un ortasında on binlerce kişi Gay Pride yürüyüşüne katıldı.
Sonra “Mahalle Baskısı” çıktı. Ezilen laikler, mazlumken zalim olan baskıcı dindarlar. İş için umrelere, cumalara koşanlar… Araştırmalar yapıldı, inanmayanları bilimin aydınlık ışığına ihanetle suçlandı. Ne oldu peki? Kimin tavuğuna kış denip, özel hayatına müdahale edildi? En son Gezi Ayaklanmacılarına karşı Etiler’de Maraş Dondurmacısı aylarca kapılarına, camlarına astığı üç bayrak, beş Atatürk fotosuyla korumaya çalışıyordu kendini…
Yıllarca AKP “Ilımlı İslam” projesi, Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı dediler. Şimdi aynı AKP’nin IŞİD’e destek verdiğini söylüyor, AKP’yi radikal İslamcılıkla suçluyorlar. Kendilerine de Ortadoğu’da ABD politikalarıyla uyum içinde olacağının sinyallerini verip duran ılımlı İslamcı bir cumhurbaşkanı adayı buldular.
Açıkça, “bunlar dinci, yobaz takımı” demeyi içlerine sindiremeyenler bir süre Millet-i hakime lafının arkasına saklanıp, zihniyet okumasını yaptılar AKP iktidarının… Osmanlı’nın WASP’ı, ev sahibi, her şeyin onlar için olduğu milleti Müslümanlardı. Cumhuriyetten AKP’ye bu zihniyet hiç değişmemişti. Başbakan Millet-i hakime dilini kullanıyordu işte. Bingo. Her şey açıklanmıştı, evlerimize gidip rahatça uyuyabilirdik. Sonra ne mi oldu? Millet-i hakimeci İslamcı iktidar laik devletin el koyduğu gayr-i müslimlerin mallarını, kiliselerini, manastırlarını iade etmeye başladı. 99 yıl sonra Ermenilere 1915 taziyesi yayınladı.
Yok bu iktidar bildiğin milliyetçiliğe oynuyor. Hatta ırkçı, yok faşist. Ne farkı var İttihatçılardan. Ortam müsaitse bir el daha yükseltilebilir. Ne farkı var Hitler’den. Bu milliyetçi, ayrımcı, ataerkil, milliyetçi dil değişmeden… Her seçimden önce “MHP’nin oylarına oynayan Erdoğan analizleri” patlatıldı. Başbakan bayrak, tek vatan deyince “İşte gerçek yüzleri bunların” ifşaları yapıldı heyecanla. Ne oldu? Milliyetçi dedikleri Başbakan 30 yıllık savaşı bitirdi. Öcalan’la siyasi müzakereye başladı. Andımız’ı kaldırdı. Kürtçe’nin önünü açtı. Tekrar, 5 yıl önce konferansını düzenleyenlerin taşlandığı 1915 için taziye yayınladı. Peki onlar ne yapıyor? O milliyetçilik karşıtı imzaları attıkları, bildirileri dağıttıkları İstiklal’in ortasında kendisine oy isteyen Irkçı Türk Solu dergisini havaya kaldıran cumhurbaşkanı adayı için 7 TİP’liyi, DİSK başkanını öldürmüş katilin cenazesine katılan MHP lideriyle aynı çatının altına sığdılar. Çözüm isteyen Kürtlere küstüler, Öcalan’ı neredeyse hain ilan edecekler, Kandil onları barışa ikna etmeye çalışıyor.
Teoriye sığındılar. AKP’ye, “Otantik yerli burjuvazi işte" dediler. Koç Holding’in, Cem Boyner’in kucağında uyandılar. Gezi Ayaklanması için “Yeni orta sınıfın kapkaççı kapitalizme isyanı, haysiyet ayaklanması” sözlerinde bile kibirli bir Beyaz Türk bakışı, AKP’lilerin yeni orta sınıfa layık görmeyen bir aşağılama vardı. Sonunda ne oldu? TÜSİAD’la DİSK birleşip, Birikim Dergisi’ni de resmî yayın organları yapsa kimse kimseyi ayıplamaz…
Ve tabii hiçbir tez tutmayınca son olarak “diktatör, tek parti rejimi, çoğunlukçu diktatörlük, sandık fetişizmi, Milli İradeci faşizm” geldi. 60 yıldır umurlarında olmayan askerî ve sivil vesayete karşı Meclis’i, sandığı savunmak milli iradecilik. Her türlü propagandanın serbest olduğu 8 seçimi neredeyse her iki kişiden birinin oyunu alıp kazanmak çoğunlukçu diktatörlük. Anayasa için çoğunluğundan feragat edip eşit sayıda masaya oturmuş darbecileri yargılamış, Kürt meselesini çözmeye çalışan iktidar, Başbakan’ın üslubu, alkol yasağı, Taksim’e kışla derken Türkiye iki yıldır diktatörlüğe doğru gidiyordu.
O diktatörün 24 saat evi, ofisi, telefonlarının dinlendiği, torunlarının bebek telsiz kayıtları dışında bütün ailesinin çevresinin konuşmaları dinlenip internete sızdırıldı, koruma polislerinin bile emri başka bir adamdan aldığı ortaya çıktı. En gizli toplantılarının dinlenip deşifre edildiği, en istihbari operasyonlarının durdurulup, istihbaratçılarının dövüldüğü dünyanın en komik diktatörlük rejimiydi bu. İstanbul’un orta yerini 15 gün işgal eden direnişçilerle defalarca görüşüp onları ikna etmeye çalışan diktatör, en son “çocuğum ne bu hal zararlı bu dövmeler” diye nasihat ettiği bir ergenden “ama bu benim tercihim” cevabı aldı.
Dünyanın en büyük çuvallama hikayesi bu. Sosyoloji, siyaset bilimi, istatistik hiç bu kadar rezil kepaze edilmemişti. Marksizm, liberalizm, demokrasi teorileri Fabianı sosyalistlerden, Machiavelli’den beri bu kadar kötü ellerde zavallı hallere sokulmamıştı. Birinci cumhuriyetin gül bahçelerinde yetişmiş, laik ve CHP’li ailelerin nadide çiçekleri olan bir gazeteci, akademisyen, entelektüel kuşağı, Türkiye’yi çok uzun zamandır ama net olarak 12 yıldır ıskalıyor. Öyle ıskalıyorlar ki en yakın atışları Kızıldeniz’e düşüyor. Birikimleri, okudukları, izm’lerin, kültürel sınıflarının, fabrika ayarlarının, hayat tarzı ideolojilerinin, İslamofobilerinin enkazı altında kıvranıyor, yazık oluyor.
Hakikatle, fabrika ayarlarıyla yüzleşmedikçe de yanılıyor, yanıldıkça ve yenildikçe hırslanıyorlar, öfkeleniyorlar, kabalaşıyorlar. Kemalist “Eğitim şart”a, “önce zihniyetler değişmeli” kadar yakın bir mesafedeler. Suriyeli mültecilerle ilgili ise her an bir Le Pen çıkabilir içlerinden. Liboşlar kültünü, “parayla satılmış”, “yalakalar”, “yandaşlar” diliyle çoktan geçtiler. Kendilerini öfkeli cemaatin kollarına bırakanlardan Mısırlı darbecileri anlayanlar, parti kapatmayı savunanlar bile çıktı. Laik aydınların epey demode kötü kopyalarına dönüşen cemaat medyası yakında 60 kupona “Halkımızın yüzde 60’ı aptal” diyen Aziz Nesin’in kitaplarını verirse kimse şaşırmamalı.
Yaşlandıkça cumhuriyetçi babalarına ve annelerine benziyor. Analizleri boşa çıktıkça, entelektüel düzeyleri Ege’de bir yazlıktaki emekli sohbetine doğru yuvarlanıyor. Samsun’a çıktığı için Kemalist ilan ettikleri Erdoğan Kemalizmin antlarını, törenlerini kaldırıp, katliamları için özür dilerken, resmî ideolojinin altını boşaltırken onlar hızla kendilerini “bu işler öyle demokrasiyle, sandıkla falan olmuyor” aklına, “halk hırsıza arka çıkarsa ne yapacaksın”lara yani Kemalizmin şefkatli kollarına bırakıyorlar.
Bir aydın sınıfı gözümüzün önünde ölüyor. Bir entelektüel sınıf kendi kendini tasfiye ediyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025