Yıldıray OĞUR
Belki tam anlayamadık, bir daha okuyalım.
“Sarıgül ‘Bana çok pahalıya mal oldunuz. 750 bin dolara New York’ta kiralık mafya tuttum. Senin, eşinin, çocuklarının ve yakınlarının kemiklerini kimse bulamayacak’ dedikten sonra çocuklarımın Detroit’teki iş yerlerinin adreslerini gösterdi. Beni ve ailemizi takip ettirdiğini anladım. Çok korktum. Sarıgül, eline kâğıt kalem aldı. ‘Şişli Kaymakamlığı’na hitaben rahatsızlığım sebebiyle yarın itibariyle istifa ediyorum, diye yazıp imzalayacaksın’ dedi. Ben de ‘27 Aralık’ta oğlum evleniyor. Hiç olmazsa nikâhını kıydıktan sonra istifa etmiş olayım’ dedim. Kabul etti. Söylediklerini yazıp 5 Ocak itibariyle istifa ettiğimi yazıp imzaladım. Evde 20-25 dakika kadar kaldıktan sonra İstanbul’a döndüm...”
2014 yılında İstanbul’un iş dünyasının kalbi olan Şişli ilçesinin belediye başkanının savcılığa verdiği ifadelerden bunlar.
Belediye Başkanı da öyle yalnız, çaresiz, sahipsiz biri değil, Millî Şef İsmet İnönü’nün torunu.
Dedesinin de aralarında olduğu Cumhuriyeti kuran kadronun saltanatın kaldırılmasından 93 yıl sonra oldu bunlar.
Oğullarından birini veliaht yapmak, benzer şeyler yapmış olan Hürrem Sultan’ın ölümünden ise 550 yıl sonra.
Uğruna, Gezi’nin kahramanı Sırrı Süreyya’nın bile bir çırpıda harcanıp, hatta AKP’ye yarıyor ilan edilip, gazetecisinden, solcusuna, iş adamından sanatçısına “Tatava yapma bas geç” diye kampanya yapılmasının üzerinden ise bir yıldan az geçti.
“Adam mahkeme-i kübradan mı gidip temiz kâğıdı getirsin… Dindar ve kindar neslini inandırırsın da bu ülkenin kindar olmayan insanını ikna edemezsin” diye Hürriyet’in eski genel yayın yönetmeninin sonsuz kefaletinden, gardırobu önünde “ok gibi fırlamaya hazır gibiyim” PR röportajlarından, her akşam tv’lerde parlatma programlarından, köşe yazarlarının cafelerde karşılıklı kadeh tokuşturmalarının üzerinden de o kadar ancak geçmiştir.
HDP danışma kurulu üyesi Boğaziçili akademisyenin bile “Peki, kabul, bıçak kemiğe dayandı: HDP Genel Merkez, İstanbul seçimlerinden çekilsin, oyların CHP’ye gitmesi çağrısında bulunsun!” diye tweet atmasından, Türkiye derecesi yapıp Boğaziçi’ne siyaset okumaya gelen öğrencilerin diğer hocalarını da otobüsler üzerinde Sarıgül için çığırtkanlık yaparken görerek düştükleri büyük hayal kırıklığının üzerinden de…
Öcalan’ı bile eleştirecek kadar kendini Kürt davasına adamış duayen gazetecinin, büyük kahramanı cemaatçi polislerin intikamını alma yeminleri eden meczup yazarların, Sarıgül’ün meziyetlerini sıralamak ya da Erdoğan’a karşı neden Sarıgül’e mecbur olunduğunu anlatmak için latent Kemalistlerin, Erdoğan Mağdurları Cemiyeti üyelerinin, Erdoğan Obsessive-compulsive disorder hastalarının türlü takla atışlarının üzerinden de az zaman geçti…
Cemaatin abilerini, ablalarını Sarıgül’e oy toplamak için seferber etmesi üzerinden…
Solcu demokrat ünlü profesör gibi daha çekingenleri, açıkça Sarıgül demeye utananları “yerel seçimde oylarımızı iki turluymuş gibi vermemiz gerektiğini” bile söyledi.
Memleketin okumuş yazmış, solcu, gazeteci Gezici, sanatçı kaymak tabakası, iş dünyası medyası az kalsın başarıyordu da...
Az kalsın yolsuzluklar, ayakkabı kutuları falan deyip, İstanbul’un başına New York mafyasından adam tutup, belediye başkanını çoluk çocuğunu ortadan kaldırmakla tehdit ettiği iddia edilen birini geçireceklerdi…
Diktatör, Putin, tek adam rejimi, Bilal falan derken, az kalsın oğlunu yerine belediye başkanı yapmak için tavşan belediye başkanıyla anlaşmış, anlaşma bozulunca da mafyayla tehdit etmiş birini seçeceklerdi.
Nereden bilelim de diyemezler. Ortada bütün bunları yapma potansiyeli olduğu apaçık ortada bir siyasi kariyer varken, oğlunu Belediye Meclis üyesi listesinde ilk sıradan aday yapmışken, avukatını başka bir ilçeden aday göstermişken kefil olup, tatava yapmadan herkesi basıp geçmeye çağırdılar.
Anti-AKP, anti-Erdoğan siyaseti insana neler yaptırıyor! Yaşasa doğrudan Al Capone’la bile çalışırlardır herhalde, vuruyor ama çalışıyor…
Neredeyse laik meşru terör örgütü kabul edilecek DHKP-C’nin Dolmabahçe saldırısı için adaletin tecellisi, öfkenin patlaması, “Gazap ekersen Azap biçersin” diye yazıları yazılmadı mı?
Allah’tan demokrasilerde hâlâ çoğunluğun dediği oluyor, sandık da hâlâ mühim bir şey, halkımız da basiret sahibi…
Her ne kadar tatava yapmayıp basıp geçişleri üzerinden bir yıldan az geçmiş olmasına rağmen, ortaya çıkan pislik karşısında hiçbir şey olmamış gibi davransalar da bu mesele öyle kolay kapanmayacak.
Yerel seçimlerde Sarıgül’ün karşısına çıkmış öfkeli bir rakibi olsa da herhalde CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in bu iddiasının arkası gelecektir:
“Bütün ortaklıklar bozulur, suç ortaklığını bozmak çok zordur. Medya ve iş dünyası da dahil oldu sürece. Suç ortaklığı bu işte. Dün de böyleydi, bugün de, yarın da öyle olacak. Baskı, korku bugün var ama dün de vardı. Kılıçdaroğlu’na baskı uygulandı. Aynı gün müthiş bir kampanya vardı. Medyada da 'Sarıgül son çare' durumu.. 'Aman bu Sarıgül olmaz' diyecek siyasetçi bulmak çok zor oldu. 'Çare Sarıgül' deyince... Başkan ne yapsın? Bu kadar baskıya...”
Galiba suç ortaklığının da bozulduğu bir noktadayız. Bu ortaklık belki haziran seçimine kadar ayakta tutulur. Ama sonra şu sorular muhataplarına sorulur:
Kimdir Kılıçdaroğlu’na Sarıgül baskısı yapan medya ve iş dünyası? Bu insanlar hâlâ CHP üzerinde etkili midir? Sarıgül neden bir yıl önce gardırobunda bile boncuk bulan Hürriyet gazetesi tarafından bitiriliyor?
Peki ya Sarıgül de konuşup kendisini bir yıl önce destekleyip şimdi harcayan medya ve iş dünyası hakkında bildiklerini anlatırsa?
Ne bileyim mesela büyük holdinglerin merkezlerinin bulunduğu Şişli ilçesinde imar izinleri defterlerini açarsa? Cemaatle görüşmelerinden bahsederse? Baykal’ın kasedi ile ilgili gerçekler ortaya dökülürse?
Yani bu ilişki ağını Meclis komisyonu, Yüce Divan değil, New York mafyası bile temizleyemez...
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025