Yıldıray OĞUR
“Türkiye 13 yılda işte bu hâle getirildi: Kadavralara don giydiriliyor.”
Sözcü gazetesi 9 Mart günü bu sürmanşetle çıktı. Haberin birinci sayfadan devamını okuyalım: “Türkiye’de AKP yüzünden bilimsel eğitim bozuldu. Tıp Fakülteleri’nde öğrencilerin üzerinde çalışacağı kadavralara 'cinsel organı görünmesin' diye don giydiriliyor. Bunu da Ankara Üniversitesi’nden bir bilim adamı açıkladı.”
Sözcü’den bir şey anlamak mümkün değil. Devamını da gün boyu haberi birinci sayfalarından düşürmeyen Hürriyet, Cumhuriyet, T24, ODATV sitelerinden okuyalım:
“Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü' öncesinde 'laiklik ve kadın' paneli düzenledi. Panelde, laiklik kavramının kadın hakları açısından önemine değinilerek 'din', 'vicdan özgürlüğü', 'din ve devlet işlerinin ayrılması' konuları tartışıldı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Çınkır, laik ve bilimsel eğitim olmadan ne kadına şiddet ne de çocuk istismarının önüne geçilemeyeceğini belirterek şunları kaydetti: Laik eğitim; bilimsellikten ve çağdaşlıktan yararlanmaktır. 21 yüzyılda bilim çağında bilimle rekabetin hızla arttığı bir çağda tıp fakültelerinde kadavralara don giydirerek onlar üzerinde çalışma yürütülüyor...”
Haber tabii ki gün boyu Twitter’da günün konusu oldu. İslamofobiler, AKP nefretleri özgürce kusuldu. Nediyor.com sitesinden derlediği en popüler yorumlara bakalım:
Prof. Dr. Haluk Savaş @drhaluksavas · 42 dakika
Kadavraya kim don giydiriyorsa yaptığı "düpedüz manyaklık". Ne dinle ne bilimle alakası olamaz...
Fırat Tanış @firattanis · 1 gün
kadavraya don giydirmek, kadavradan hallenmektir. yapmayın .
Şebnem İşigüzel @Sebnemisiguzel · 3 gün
Kadavraya don ha! İlk kitabım Hanene Ay Doğacak'ın ilk öyküsünü okumanın tam zamanı
Berna Laçin @bernalacin35 · 3 gün
Tıp öğrencileri için kadavralara don giydirildiği doğruysa, sapkınlık zirve yapmış demektir!
Atilla Taş @AtillaTasNet · 3 gün
Tıp fakültelerinde kadavralara don giydirmişler. Bir teknoloji bulup hastalara dokunmadan muayene de yapabilmeliler, zira çok günah!
Metin Uca @MetinUca · 3 gün
Cinnet yurdumla bir eksiklik vardı tam tanımlayamadığım! Kadavralara tıp öğrencilerinin ahlakı için don giydirilmesinden anladım
Aydın Cıngı @aydincingi · 3 gün
Tıp fakültelerinde kadavralara don giydirilen ülkede bol bol sapık yetişmesine şaşmamalı!
Fatih Portakal @fatihportakal · 3 gün
Bu devirde kadavralara don giydirilip tıp eğitimi verilen ülke burası. Şaşırtmadı beni
Ömer F. Eminağaoğlu @OF_Eminagaoglu · 4 gün
AKP ve BİLİM! Türkiyede tıp fakültelerinde kadavralara don giydirilmeye de başlandı!
Ooo, cemaatinden, Kemalistine, taşından portakalına herkes tepinmiş üstünde…
Şimdi haberi anlamaya çalışalım. “Tıp Fakültelerinde kadavralara don giydiriliyor” iddiasının dayandırıldığı kaynak bir panelde konuşan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Çınkır’ın sözleri. Çınkır, alıntılanan cümlelerinde somut bir olaydan, yerden bahsetmiyor. Sözcü’nün haberindeki fanteziye varan ayrıntılar da yok cümlelerinde. Ayrıca Çınkır, tıp fakültesinden bile değil, eğitim fakültesinden.
Büyük bir araştırmacı gazetecilik ortaya koyarak, Doç. Çınkır’ın internetteki sitesinden telefonunu bulup, bu uygulamanın hangi tıp fakültesi ya da tıp fakültelerinde yaşandığını sordum.
Çınkır, haberlere konu olan cümlelerinin “bir kitaptan alıntı” olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Mahmut Adem’in Cumhuriyet gazetesi yayınlarından çıkan Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız kitabından alıntı yaptığı paragrafı da emaille gönderdi:
“Her okula bir mescit, her üniversiteye bir cami yapılmaması, Ramazan ayında oruç tutanların tutmayanlara ya da tersi hiçbir baskı yapmaması laik eğitimdir. Tıp fakültelerinde kadavranın külot giydirilmeden incelenmesi laik eğitimdir.”
Herhangi bir somut habere, yere, uygulamaya atıf yapılmadan laik eğitim üzerine Kemalist bir aforizma görüldüğü gibi.
Esas sürpriz ise kitabın yayınlanma tarihi: Ocak 2000.
Yani AK Parti’nin kurulmasına dahi daha 20 ay var. Hatta Fazilet Partisi içinde Yenilikçi Hareket bile daha kurulmamış.
Sözcü’nün haklı olduğu tek cümle şurası: Türkiye 13 yılda işte bu hale getirildi…
Haftanın ikinci “şeriat geliyor” haberi Hürriyet ve Birgün’den. Hızlıca bir bakalım:
Birgün: Cihat şuuru eğitimi geliyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, amacını ‘cihatçı şuuru yaymak’ olarak açıklayan Şuurlu Öğretmenler Derneği’ne kent genelindeki ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda faaliyet için onay verdi.
Hürriyet: “Cihat Şuuru” film yarışmasıyla okullarda.”
Sözcü: Öğrenciler cihatçı öğretmenlere emanet.
T24: MEB onayladı. “Cihatçı şuur” eğitimi geliyor.
ODA TV: Öğrenciler o cihat'çı öğretmenlere emanet.
Rota Haber: MEB onayladı: Cihatçı şuur geliyor.
Sol Haber: Eğitimde gericileşme tam gaz: Cihatçı şuur eğitimi geliyor.
Haber başlıklarını okuyan birinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın IŞİD’le ortak bir projesinden bahsedildiğini zannetmemesi tuhaf bulunabilir. Bu fırsatı kaçırmayan CHP’nin genç milletvekili Aykan Erdemir de öyle yapmış, haberi İngilizce tweetlerken “cihat şuurunu” “cihadist bilinç” eğitimine çevirmeyi başarmış.
Peki olay ne? Hürriyet gazetesi çarpıtmadan önce ilk paragrafta anlatmış aslında, oradan okuyalım: “Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda öğrencilere yönelik öğretmen konulu ‘4. Kısa Film Senaryo Yarışması’ düzenledi. Derneğin okullarda yapacağı bu faaliyet İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından uygun bulundu ve 24 Şubat’ta kentteki okullara resmi yazıyla duyuruldu.”
“Okullarda yapacağı faaliyet” lafıyla yapılmaya çalışılan laf cambazlığını da bir kenara bırakılırsa, aslında gerçek çok basit. Şuurlu Öğretmenler Derneği adlı bir derneğin düzenlediği bir Kısa Film Senaryo yarışmasının okullara duyurulmasına Milli Eğitim Bakanlığı izin vermiş. Muhtemelen bir afişin asılma izni bu (uygulamalı senaryo yazım eğitimi vermeyeceklerine göre…)
Peki, Kısa Film Yarışması’nda senaryolar ne hakkında yazılacakmış? Haberlere bakarsanız tabii ki “canlı bomba” tecrübeleri üzerine. Dernek sitesinde takiyye yapmamışsa konu basitmiş: Öğretmen. Yani bir öğretmen derneği öğretmen konulu bir kısa film senaryo yarışması açmış, MEB’e başvurmuş, MEB’de okullarda bunun duyurulmasına izin vermiş.
İlk üçe de dizüstü bilgisayar veriyorlarmış. Artık o herhalde çocuklar cihatçı sitelere kolayca girsinler diyedir tabii…
Peki “cihat şuuru” eğitimi lafı nerden geliyor? Şuurlu Öğretmenler Derneği’nin sitesinde derneğin kendini tanıttığı bir paragraftan. Şöyle demişler:
“İnsan ve toplumun layık olduğu maddi ve manevi refaha ulaşmasını sağlayacak yepyeni bir anlayışa ihtiyaç vardır. Bu yeni anlayış Milli Görüş’tür. Bu yeni anlayışın yerleşmesinde eğitim, öğretim ve terbiyenin önemi büyüktür. Milli Görüş, İslamsız saadet olmaz gerçeğini idrak etmek, şuurlu Müslüman olmak, hayrı ve şerri, marufu ve münkeri bilmek, cihat şuuruna sahip olmak, hayrın hâkimiyeti, şerrin yok edilmesi için çalışmak ve mücadele etmektir.”
Bütün başlıklar bu paragraftan çıkmış. Bu arada ne öğrenmiş olduk. Bu öğretmen derneği Milli Görüş çizgisinde bir öğretmen derneğiymiş. Milli Görüş ne peki? 46 yıllık legal alanda faaliyet yürütmüş, bırakın silahlı mücadeleyi, üzerlerinden çakı bile çıkmamış bir siyasi/fikri hareket. ‘Mücahit Erbakan’ın kurduğu hani. Başbakan olmuştu, seçime girmekten, miting yapmaktan, konferans vermekten başka bir cihatçılığını kimse görmedi…
Milli Görüş’ün CHP’den, Birgün gazetesinden, Hürriyet gazetesinden, T24 ekibinden daha sivil bir hareket olduğu kesin. İşin en komiği de bu haberlerin kaynağının yönetiminin eski/yeni silahlı/silahsız, devrimci şiddete inanmış devrimci örgütlerin aralarındaki pazarlıklarla belirlendiği Eğitim-Sen olması herhalde.
Dernek Başkanı Hamdi Sürücü, “cihad şuuru” lafından cihatçılık, terör, şiddet anlayanlara dün şöyle cevap vermiş; “Cihad şuuruna sahip olmak demek, hayrın hakimiyeti, şerrin yok olması, için insanın bütün gücüyle çalışması demektir. Konuyu çarpıtmak isteyenleri milletimizin anlayışına havale ediyoruz.”
Türkiye’de geçen haftadan iki yalan haberi okudunuz.
Ortada savcılık ifadesi, herhangi bir belge, bir mağdurun tanıklığı bile yok. Kör testereyle gözler önündeki hakikat kesilip biçilmiş. Türkiye medyasının ciltler dolusu “Şeriat geliyor, laiklik elden gidiyor” haberleri literatürüne sıradan iki katkı daha. Bu kez, kadavralara bile don giydirilmiş. Üzerinde tepinilmiş, ülke yurt dışına okullarında cihadist eğitim verilecek diye ihbar bile edilmiş.
Yıllarca bu yalan haberlerle suçlanmış insanlar bugün bir mağdur kadının ifadelerine, darp raporuna inandıkları için “yargılanacaksınız” diye listeleniyor, mümkün olsa evlerine çarpı atacaklar. Aslında yargılama vaadi bu cenah için bir ilerleme bile sayılabilir…
Kadavralara bunu yapan nefes alanlara neler yapmaz.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİREN“Türk – Türk ayrışması” 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREnflasyonla mücadelede Milei ve Şimşek 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanÇarpık duruma sevinmek, siyasetçiden hukuk dilenmek… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBahçeli Kürt meselesine, Kürt meselesi Türkiye’ye yön verirken… 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump büyük bir yenilgiye uğradı 6.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025