Yıldıray OĞUR
İstanbul’un ‘Beyaz Türkler’ dokuz yıllık AKP iktidarında iyice beyazlaşıp Beymen’den Hermes’e zıplayınca her geçen gün popülerliliğini kaybeden alışveriş merkezi Akmerkez’in alt katında bir Atatürk köşesi var. Daha doğrusu birkaç ay öncesine kadar vardı.
Bayağı Gençliğe Hitabeli, İstiklal Marşlı, büstlü falan bir Atatürk köşesiydi. Epeyce de geniş bir duvar bunun için ayrılmıştı. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir alışveriş merkezinde böyle bir köşe var mıdır gibi fazlaca rasyonel sorularla uğraşıp “o ülkelerin hiçbirinin bir Atatürk’ü yoktu ki” gibi duygusal patlamaları üzerime çekmeye niyetim yok, korkmayın.
Sözcü gazetesine ihbar gibi olacak ama o Atatürk köşesi uzun süredir bakımda. Köşenin yerinde uzun süredir beyaz bir paravan var. O paravanın üstünde de şöyle bir yazı: “Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün köşesi yenileniyor. Saygı ile duyurulur. Akmerkez.”
Konunun Akmerkez- AK Parti analojileriyle, becerikli bir Kemalist editörün ya da Facebook aktivistinin elinde çok rahat bir “Atatürk köşesini kaldırdılar” krizine dönüştürülme potansiyelinin farkındayım.
Akmerkez yönetimi de bunun farkında olacak ki köşenin üzerine böyle “Ulu Önderli” bir paratoner açıklama koymayı uygun görmüşler. Açıklamanın sonundaki “Saygı ile duyurulur” kısmı bu korkularını ele veriyor.
İşte 88 yıl sonra Cumhuriyet’ten geriye kalan şey lüks bir alışveriş merkezinin bile hissettiği bu korkudur. Cumhuriyet’in kurucu ideolojisinden geriye o kurucu ideolojiden miras kalan birkaç sembolün korunmasından ibaret bir beka kaygısı kaldı. Tabii bir de o sembolleri irrasyonel biçimde de olsa korumaya kodlanmış öfkeli bir sempatizan kitlesi.
Tam saha savunmaya çekilen Kemalizm’in hâlâ Cumhuriyet kurulurken yapılan hataların bedelini ölümlerle ödeyen bir topluma söyleyecek hiçbir şeyi kalmamıştır bugün. Cumhuriyet’in altın çağına dönelim diyerek çözülecek hiçbir sorunu yok Türkiye’nin. Cumhuriyet denince artık hepimizi ifade eden bir değer bile akla gelmiyor. Aksine Cumhuriyet bugün Türkiye’deki siyasi kavganın bir cephesinin adıdır. (Hatta artık bu cephenin Amerikan iç savaşındaki konfederasyon bayrağı gibi Atatürklü bir bayrakları bile var.)
Cumhuriyet’ten geriye o kadar bir şey kalmadı ki Kemalistler bile Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nden tasfiye edildi. CHP ancak böylece umut olmaya çalıştı.
Kemalizm’in en yılmaz kalemlerini artık devletin büyük gazetesi Hürriyet bile taşıyamıyor. En Kemalist emekli öğretmenler memleketin en ırkçı, en frapan, en lümpen gazetesinin manşetlerinde kendini bulabiliyor bugün.
Cumhuriyet’in en yılmaz savunucuları hukukdışı işleri nedeniyle yargılanıyor. Silivri Anıtkabir’den sonra Kemalizm’in ikinci hac merkezi haline geliyor.
Bugün Kemalizm’in en hararetli savunucuları Türkiye’nin kapaklarına bile bakılamayacak en ırkçı dergisini çıkarıyor. Atatürkçülüğün bundan 10 yıl kadar önce simgesi olmuş Anayasa Mahkemesi Başkanı ancak o derginin kanlı sayfalarında huzur buluyor.
Müge Anlı’da tecessüm eden Beyaz Türk faşizmi, MHP’nin bile gerisine düşmüş durumda. Bahçeli bile bu faşizmle arasına mesafe koymak zorunda kalıyor.
Kemalizm’in son kuşağından da umut yok. Onlar da “Atatürk bir askeri için Menemen’i yakacaktı” tweetlerini retweet ederek ancak politik olarak rahatlıyor.
88 yıl sonra Cumhuriyet ideolojisi bugün Türkiye’nin sorunlarını çözmek için sırtından atmaya çalıştığı bir yük haline geldi. İttifak halinde çıkış yeri olarak bizzat Cumhuriyet’in kuruluşu gösterilen Kürt sorununun çözümü için bile Cumhuriyet öncesine, 1921 Anayasası’na dönülmesi teklif ediliyor. Vakıflar Yasası’yla demokratikleşmede atılan adımı azınlık temsilcileri Osmanlı’daki haklara dönülmesi olarak övüyor. Herkesin desteklediği aktif dış politikada Türkiye misak-i milli sınırlarının dışında at koşturuyor. Başbakan’ın dış politika başarıları dünya basınından “Halife, sultan” övgüleriyle kendine yer buluyor
Çıplak gerçek şudur: Cumhuriyet’in 88. yıldönümünde Türkiye’nin en gerici ideolojisi Kemalizm’dir. Cumhuriyet, 88. yılında ondan geriye kalanların korkuyla korunmaya çalışıldığı bir eski zaman hatırası haline gelmiştir. Bugün Kemalist olmak bazen bir alışveriş merkezindeki Atatürk köşesinin müdafaa etmektir, bazen de bir ineğin kırdığı büstün hesabını sormak.
O yüzden Van’daki deprem nedeniyle Cumhuriyet kutlamalarının “kutlama” kısmının iptal edilmesiyle telaşlanmaya lüzum yok. Cumhuriyet’ten geriye kutlanacak pek bir şey kalmadı çünkü...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sessizlik neden en büyük tehdittir?
25.06.2025 - “Marg bar Amrika!” nereden çıkmıştı?
21.06.2025 - Türkiye’de legal siyaset yapmak mı, İsrail’in proxy örgütü olmak mı?
18.06.2025 - Mesele dış politika ve güvenlik, aptal!
16.06.2025 - Tıraşçı Ahmet’in oğlu nasıl CHP’li oldu?
15.06.2025 - Greta’nın büyüklüğü bizi küçültür mü?
11.06.2025 - İzmir Limanı’ndaki hamallar greve gittiğinde..
8.06.2025 - Kürtler Türkiye’ye ne zaman gelmişti?
4.06.2025 - Bir grevin anlattığı
2.06.2025 - PKK’nın sahiden silah bıraktığının delili…
1.06.2025
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Serhat Y. Toprak
bu yazı bir harika dostum. özellikle son kısım oldukça vurucu ve önemli. umarım başbakan da okur.