Yıldıray OĞUR
Herşeyi baştan alalım.
Aslında bütün mesele basitti: 8.548.585’in geçerli oyun kullanıldığı ülkenin en büyük şehrinde seçim başa baş bitmişti. Fakat bunu kabul etmek kolay olmadı.
31 Mart gecesi İstanbul’da sandıkların artık yüzde 98. 8’yi açılmıştı. Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki fark Yıldırım lehine bindelik oranlara kadar düşmüştü.
Fark gittikçe kapanırken saat: 23.20’de Anadolu Ajansı medyaya veri transferini kesiverdi.
- 25’de Binali Yıldırım, kameraların karşısına geçti ve seçimi kazandıklarını açıkladı. O sırada fark Yıldırım lehine 3870’di.
Ardından sabaha karşı 04.39’da bu kez AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak kameraların önüne çıktı ve yine seçimi kazandıklarını açıkladı. Fark hala 3870’di. Anadolu Ajansı hala veri geçmiyordu.
1 Nisan sabahı saat 10.35’de bu kez kameraların karşısına YSK Başkanı Sadi Güven çıktı. Anadolu Ajansı’nın geçtiği veri 11 saattir Yıldırım lehine 3870 farkta donmuştu.
YSK başkanı Güven, maddi hatalar yüzünden itiraz olan 84 sandık dışında sonucu açıkladı. Ekrem İmamoğlu 4. 159. 650, Binali Yıldırım 4. 131. 761 oy almıştı. Fark İmamoğlu lehine 27.844’tü.
1 Nisan günü bu 84 sandığın da sisteme yüklenmesinden sonra İmamoğlu lehine fark önce 24.408, ardından 24.057 oldu. Seçimin YSK tarafından açıklanan ilk resmi sonucu bu.
Ardından hem AK Parti hem de CHP’nin yaptığı yeni maddi hata itirazları da YSK sistemine eklendi ve aradaki fark yine İmamoğlu lehine 20.388 oldu.
Daha sonraki açıklamalardan öğrendiğimize göre ilk açıklanan 27.844’ten oy farkının 20.388’e düşmesinin sebebi maddi hatalar yüzünden AK Parti’ye 11.109, CHP’ye de 4000’e yakın oyun eklenmesi oldu.
Maddi hata deyince, kaydırmalar, matematik hatalarından bahsediliyor. 8.5 milyon oyun elle sayılıp, tasnif edildiği bir seçimde 15 bin oy yani binde 2’lik hata oranı insan yapımı bir iş için yüksek değil. Her seçimde benzer hatalar yapılıyor ve düzeltiliyor.
Fakat 1 Nisan akşamı önce internette, 2 Nisan gününden itibaren de iktidara yakın medyada, zaten o ana kadar YSK sisteminde düzeltilmiş, kaydırmaların, yanlış hesaplamaların olduğu birleştirme tutanakları, seçimde hile, şaibe olduğunun delili olarak dolaşıma sokuldu.
Bu tutanaklar delil gösterilerek “Sandıkta darbe” manşetleri atıldı.
İlk defa böyle yanlış tutanaklar görenler için şüphe çekici bir “delil”di bu.
Fakat her seçim görünen bu maddi hatalar, farkın az olduğu seçimlerde önem kazanıyor ve gündeme geliyor.
Sadece Google’da yapılacak bir aramada pek çok seçimden buna örnek bulmak mümkün.
Örneğin 2009 Adana Belediye Başkanlığı seçimlerinde tutanaklardaki kaydırma bir itiraz nedeni olmuştu. MHP’li Aytaç Durak’ın 2166 oy gibi küçük bir farkla kazandığı seçimde onu izleyen AK Parti ve CHP, seçim kuruluna itiraz etmiş, itirazlar sonucunda AK Parti’nin 600 oyunun SP ve BTP’ye yazıldığı, MHP’nin bazı oylarının ANAP’a ve CHP’nin bazı oylarının da yine kaydırmayla HAKPAR’a yazıldığı ortaya çıkmıştı. Düzeltmeler yapıldı ama fark kapanmadı ve Aytaç Durak belediye başkanı seçildi.
2014 Yerel seçimlerinde de pek çok ilde tutanaklarda insan hatası oy kaydırmalar tespit edildi. Örneğin İstanbul Kağıthane’de CHP’nin 3500 oyunun AK Parti’ye kaydırıldığı saptandı ve hata düzeltildi. Ankara seçiminde Melih Gökçek’le yarışan Mansur Yavaş da bazı tutanaklara itiraz attı ve CHP’ye giden ama başka partiye yazılan oylar düzeltildi.
En son 24 Haziran 2018 seçimlerinde Türkiye genelinde 250 sandıkta 14 bine yakın oyun kaydırma sonucunda sisteme yanlış girdiği tespit edilmişti.
İstanbul seçimlerinde bu maddi hataların eklenmesinden sonraki fark ise hala İmamoğlu lehine 20.388’di.
Bu arada AK Parti, medyasındaki haberlerden farklı olarak sadece maddi hataların düzeltilmesi için itirazlarda bulundu, resmi itirazlarında bu maddi hatalarda bir şaibe, hile, organize iş olduğunu iddia etmedi.
Zaten 8.5 milyon oyun kullanıldığı bir seçimde, risk alıp oy hırsızlığı şebekesi kuranların sadece 15 bin oyla yetinmesi, hırsızlığın aynı zarfa konan ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclis seçimlerinde değil, sadece büyükşehir seçiminde yaşanması akla mantığa aykırı bir iddiaydı.
Fakat maddi hataların düzeltilmesi de farkı kapatmayınca bu kez AK Parti ikinci aşamaya geçti. Geçersiz oyların yeniden sayılması için ilçe seçim kurullarına başvurdu.
Az farkla biten seçimlerde alttan gelen partilerin başvurduğu bir hukuki hak bu.
Fakat YSK’nın mevzuatına göre partiler, seçimin ardından ancak sandıkta, sandık kurulu tarafından oyların geçersiz olup olmadığına karar verirken itiraz şerhi düştükleri oyların yeniden sayımı için itiraz edebiliyorlardı. Ama bu kez YSK içtihadını genişletti. İlçe sayıları sürekli itirazlarla arttı. Sonunda İstanbul’un bütün ilçelerinde geçersiz oyların yeniden sayımına, dört ilçe de ise bütün oyların yeniden sayımına karar verildi.
Halbuki ortada diğer seçimlerle karşılaştırıldığında olağanüstü denecek bir geçersiz oy sayısı bulunmamaktaydı.
2014 yerel seçimlerinde İstanbul’da geçersiz oy sayısı yüzde 4.3’le 422.667 iken, 2019 yerel seçimlerinde geçersiz oy sayısı yüzde 3.6 ile 319. 558 olmuştu.
Bir hafta boyunca zaten seçim günü bütün partilerin temsilcilerinin olduğu sandık kurulu kararıyla geçersiz kabul edilmiş oylar yeniden değerlendirildi. Sayımlarda her iki partinin de geçersiz sayılan bazı oyları geçerli hale geldi.
En sık rastlanan geçersizden geçerliye döndürülen oy tipi, AK Parti logosundaki ampule vurulduğu için, sandık sayımında fark edilmemiş oylardı. Geçersiz oyları geçerli hale getirmekte daha istekli ve ısrarlı olan AK Parti’ye eklenen oy sayısı CHP’den fazla oldu. Fakat bu da farkı kapatmaya yetmedi. Dün akşam itibarıyla neredeyse tamamı biten geçersiz oy sayımında oy farkı İmamoğlu lehine hala 14.594’tü.
Geçersiz oyların sayımıyla da farkın kapanmayacağı ortaya çıkınca AK Parti bu kez, İstanbul’daki bütün oyların yeniden sayımını istedi. Hatta bunu isterken “oyların henüz yüzde 5’i sayıldı, yüzde 95’i sayılsa bu fark kapanır” gibi bir gerekçe ileri sürüldü.
Halbuki geçerli oyların yeniden sayımında, oyların geçersiz yapılarak düşme ihtimali, yükselme ihtimalinden daha yüksek.
Nitekim YSK, AK Parti’nin bu başvurusunu reddetti. Ama İstanbul’un farklı ilçelerindeki önce 51 daha sonra da 57 sandıkta oyların yeniden sayımına karar verdi. Bir nevi oylar yeniden sayılırsa sonuç etkilenir mi sondajıydı bu.
Fakat dün akşam itibarıyla 51’inin sayımı tamamlanan bu sandıklarda da değişen oylar da çok cüzi kaldı. İmamoğlu farkı 16 oy daha açmış oldu.
Bütün oyların yeniden sayımdan da sonuç çıkmayacağını anlayan AK Parti bu kez son kartını açtı ve seçimin iptal edilip, yenilenmesini istedi.
Buna gerekçe olarak da bir haftadır yüksek sesle bahsetmedikleri Büyükçekmece’de yaşanan seçmen taşınması olayını gösterdiler.
Halbuki olay Ocak 2019’da yaşanmış, 18 Ocak’ta bu olayda dahli olan görevli tutuklanmış, tutuklanan kişinin hukuk dışı olarak seçmen yaptığı 354 kişinin kaydı da partilerin itirazları sonucunda dondurulmuştu. Yani bu kişiler seçmen olamamıştı. 31 Ocak’a kadar asılı kalan seçmen listeleri de itirazların ardından resmileşmişti.
Zaten rakamlar da Büyükçekmece’de seçmen sayısında fahiş bir artışa işaret etmemekteydi. 2018 seçimlerinde 172. 351 kayıtlı seçmenin olduğu ilçede, 2019 yerel seçimlerinde 174.661 kayıtlı seçmen vardı. Bu seçmenlerden 760’ı ilk kez oy kullanacak seçmenlerdi. Zaten ilçede CHP’li belediye başkanı da 4200 farkla seçilmişti.
Ayrıca bu konuda AK Parti’nin itirazı 2 Nisan’da ilçe, 4 Nisan’da da il seçim kurulu tarafından “seçimin iptalini gerektiren bir neden mevcut olmadığı için” reddedilmişti.
Fakat bütün bunlara rağmen dün seçimin iptali propagandası resmen başladı.
Önce Devlet Bahçeli, ardından Süleyman Soylu “halkın vicdanının rahatlaması” için yeniden seçim yapılması gerektiğini söylediler.
Halbuki halkın vicdanını ölçmek için zaten bir hafta önce milyonlarca insan sandık başına gitti ve oy verdi.
Hatta tek başına İstanbul’da Ekrem İmamoğlu (4.170.511), bütün Türkiye’de Devlet Bahçeli’nin MHP’sine verilen oydan (3.394.366) daha fazlasını aldı.
Zaten pek çoğunu bir haftadır takip ettiğiniz bu ayrıntılı döküm de, YSK’nın kararı öncesi tarihe bir not düşmek için yazıldı.
Maddi hatayla fark kapanmayınca, geçersiz oyları saydırmak, oradan da fark kapanmayınca, bütün oyları saydırmaya çalışmak, onun da derde deva olmadığı anlaşınca seçimi iptal ettirmek için kapanmış bir meseleyi deşmeyi Türkçe’de güzel bir atasözü karşılıyor: Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış...
Ama tarih bu kadar kibar da davranmayabilir.
Çünkü Türkiye’de her şey unutulur ama seçimlere düşürülen gölge, milli iradeyi beğenmeme, hazımsızlık unutulmaz.
Çünkü bu sadece siyasi değil, ahlaki bir mesele olarak hafızalara kazınır.
O yüzden bugün hala 1946 seçimlerini konuşuyoruz. Yarın birileri de 2019 seçimlerini konuşurlar.
17 yılda hakkıyla 14 seçim kazanmış bir parti tarihe böyle geçmemeli.
Türkiye’de muhalefet yıllardır yenilmeyi bile beceremedi. Beceremedikçe yenilmeye devam etti. “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” diye yola çıkmış bir parti, yenilmesini de bilmeli.
O yenilgilerin, iktidar değişimlerinin telafisi olur ama milli iradenin kararına ayak sürtme görüntüsünün telafisi olmaz.
Bunun izleri sadece bugün siyaset yapanların şahsi tarihlerine işlenmez, dindar muhafazakar nesillerin de ileride üzerlerinde bir yük olarak kalır.
İslam dünyasına demokrasi modeli olmuş, pek çok taklidi, benzeri kurulmuş bir parti, ilk yenilgi sınavında bir şehirde iktidarı teslim etmemeye direnerek, bundan sonra İslam dünyasındaki bütün muhafazakar, İslamcı partilere de şüpheyle bakılmasına neden olur.
46 seçimlerindeki hazımsızlık bir daha yaşanmasın diye kurulan, darbe yıllarında bile adil seçimler yapan, iktidarları darbecilerin istemediği partilere teslim etmiş YSK da 69 yıllık temiz tarihine leke sürmemeli.
14 Mayıs 1950’nin kıymetini bilenler, bir ay sonra 69 yaşına girecek Türkiye’nin demokrasi tecrübesine halel getirmemeli.
Belki bugün seçmenlerinizin bir kısmını ikna edebilirsiniz, ama tarih sizi asla affetmez.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025