Yıldıray OĞUR
“Hakikat yaralar ama yalan öldürür.” Filmin son karesinde perdede bu söz belirdiğinde içimizi o his kapladı: Biz bu filmi bir yerden hatırlıyoruz ama.
İstanbul Film Festivali’nde gösterime giren, La Haine’dan, Amelie’den hatırladığımız Mathieu Kassovitz’in hem yönettiği hem debaşrolünde oynadığı filmin adı Türkçeye (ve İngilizceye) “İsyan” adıyla çevrilmiş. Fransızca adı ise meseleyi daha iyianlatıyor: L’Ordre et la Morale. “Emir ve Ahlak.”
Film Mathieu Kassovitz’in canlandırdığı Yüzbaşı Philippe Legorjus’ün anılarına dayanıyor.
Yani izlediğimiz her şey gerçek. Filmin çekildiği yer, bazı oyuncular da buna dâhil.
Yeni Kaledonya’dayız. Avustralya’nın doğusundaki Fransa’ya bağlı ada ülkesinde. Yani Kanakların memleketinde. Yıl 1988. Fransa’da Başbakan Chirac ile Cumhurbaşkanı Mitterand’ın devlet başkanlığı için kıyasıya yarıştığı günler.
Dört Kanak balıkçı Fayaoué adasındaki Fransız Jandarma karakoluna giriyor. Her zamanki gibi taze balık satmak için. Bir anda hava geriliyor, balıkçılar slogan atmaya başlıyor, sonra karakolun kapısından silahlı arkadaşları giriyor içeri. FLNKS (Sosyalist Kanak Kurtuluş Cephesi) militanlarının bir baskını bu. Dört Fransız jandarması baskın sırasında vuruluyor. Tam 17 tanesini de kaçırılıyor. Seçim günleri. Fransa ayağa kalkıyor. Chirac rehinelerin kurtulması için bastırıyor. Tam o sırada Fransız Ordusu’nun Jandarma Özel Hareket birliğinde görevli, rehine operasyonlarında tecrübeli subay Philippe Legorjus ve birliği geliyor adaya. Tabii ondan önce Fransız ordusu küçük adaya tam teçhizat yerleşiyor.
Perdede Kanakların sarı- kırmızı- yeşil- mavi bayrağını gördükten sonra olan bitenlerse neredeyse 30 yıldır devam eden bizim savaşın yaşanmış bir hikâyesi gibi.
Sorunu diyalogla çözmek isteyen Yüzbaşı Legorjus’la, rehine askerleri riske atma pahasına ibretiâlem için demir yumrukla çözmek isteyen askerler arasındaki mücadeleler, siyasetçilerin korkuları, çelişkileri, basiretsizlikleri, gelgitleri. Eyleme önce sahip çıkmayan, pek çoğu aile babası olan militanları kaderlerine terk eden, sonra da diyalog için mümkün olmayan şartlar ileri süren örgütün ideolojik körlüğü. Araya giren Kanaklı ihtiyarlar heyetinin militanlar üzerindeki gücü, arabulucu yüzbaşının bu kültürel gücü keşfedip yumuşattığı hava, militanlarla diyalog kurulmaya çalışılırken arabuluculuk için yerinden fırlayan savcının acullüğü.
İki saat boyunca sulh ile çözüm biz koltuklarında oturanlara o kadar ulaşılabilir, pratik, kolay ve mantıklı geliyor ki filmin sonunda nasıl olup da neden tekrar silahların konuştuğunu, insanların öldüğünü anlayamıyorsunuz.
Kanakların kutsal kabul ettiği Ouvéa Mağarası önünde 17 Kanaklı militanı Fransız ordusunun rehineleri kurtardıktan sonra öldürdüğü ortaya çıkıyor sonra. O gün zafer olarak görünen yenilginin başlangıcı oluyor. Fransa o gün Yeni Kaledonya’yı kaybediyor. Olaydan sonra Fransa’nın anlaşma imzaladığı iki Kanaklı lider birkaç yıl sonra o mağaranın önünde öldürülüyor. Sonra yine anlaşmalar, yine çatışmalar. Kanaklar bundan sonra yola Fransız özerk bölgesi mi bağımsız devlet mi olarak devam edip etmeyeceklerine 2014 ve 2018 yılında yapılacak iki referandumla karar verecek. Ama artık çok da mesele değil bu. Herkesin sıkıldığı bir sorun artık Yeni Kaledonya. O gün diyalogdan korkan, insanları öldüren o sertlikten geriye hiçbir iz kalmamış. Chirac’ın koltuğunda oturan Sarkozy sarı- kırmızı- yeşil ve mavili Kanak bayraklarıyla kendisini dinleyenlerin o referandumda verecekleri her türlü karara saygılı olacaklarını açıkladı geçen yıl.
Peki, 1988’de o gün neden o 17 kişi öldürüldü o halde? Neden onları adil olmaya çağıran ihtiyarları dinlemedi militanlar?
Hakikatten habersiz oldukları için. Dünyada hiçbir etnik sorun yoktur ki masada çözülmesin. Bunun için demokrat, insan haklarına saygılı yöneticilere de ihtiyaç yok. O rehine krizinin ancak diyalogla çözülebileceğini düşünen Yüzbaşı Philippe Legorjus, bir insan hakları aktivisti değil özel eğitimli bir komandoydu.
Güney Afrika, Endonezya etnik sorunlarını diyalogla çözerken de şimdi de demokratik ülkeler değil. Ne silahlı örgütler ne siyasi liderleri demokrattı. Rusya onlarca özerk cumhuriyete bölünmüş durumda. Ne Yeltsin ne de Putin demokrat. Afganistan’da bile etnik grupların kendi özerk yönetimleri, farklı dilde eğitim hakları var. Taliban da Karzai de pek demokrat sayılmaz.
Hakikat bu kadar çıplak.
Dün Kalaşnikof şirketi bile iflas etti. Ama o silahlarla dağa çıkan militanlar hâlâ dağlarda dolaşıyor. Daha ne kadar bekleyeceğiz çözmek için?
“Hakikat yaralar ama yalan öldürür.”
Bu yalan daha ne kadar öldürecek?
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025